Translate

15 Haziran 2013 Cumartesi

1820.bölüm..


sabah saat beş..iki maskeyi üst üste taktım..yelize de,kendime de..
serum askısı yatağa tutturuluyormuş.. yelizin anlatmasıyla onu da yaptım.. koridoru kolaçan ederken.. kimse yoktu..
içimden dua ederek,yatağı yerinden oynattım.. pikeyi başına kadar çektim..

irem-- yeliz,kıpırdama.. yakalanmamalıyız..
yeliz-- (boğuk bir sesle ) dokuz ay beklemişim,kimse engel olamaz
bebeklerimi görmeme.. çık hadi..

ittim yatağı.. kapı içeriye-dışarıya  açılabildiğinden.. zorlanmadan koridora çıktık..
sakin sakin yürüyorum da..elim ayağım titriyor..
asansörü çağırdım.. yatağı yerleştirdim güzelce.. içindeki iki hastabakıcı da yardım ettiler hatta..  bir alt kata indik..
asansörden çıkardım.. bu koridor da da kimse yok..
yüzünü açıp,bebeklerin camlı bölmesine yaklaştırdım...
fısıltıyla "üçüncü sıra,baştan ikisi  bücürlerimiz"

yeliz-- inanamıyorum.. onlar mı sahiden.. çok hareketlilerdi.. hiç kıpırdamıyorlar da..
irem-- onlarda rahat değillerdi,hayatım.. az gördün ama gidelim mi..
yeliz-- (gülümseyerek ,bana baktı ) sağol,canımm.. gidelim hadi..

irem--pikeyi çekelim yinee..

koridorda ilerlerken.. asansörden iki kişi indi telaşla.. etraflarına bakan tuna ve bülentle göz göze geldik.. bülent korkmuş ,sırtını duvara yaslayıp.. derinn bir nefes aldı..
hala hareket halindeyken.. parmağımı dudağıma götürüp,susmalarını istedim.. ..  işaretle "bebekleri görmeye geldik ..çok istedi.. siz çekilin,görmesin .. yukarıya gelirsiniz "dedim..
bülent de,işaretle kalbinin attığını ve beni boğmak istediğini anlatınca.. tuna kolundan tutup,merdivenlere götürdü onu..

asansörle yukarıya çıkıp,odaya girerken.. bülentle tuna, fısıldaşıyorlardı.. koridorun ilerisinde..
girdim,yerine yerleştirip.. yüzünü açtım.. askıyı,eski haline getirdim..
maskelerimizi de,çöpe attım.. seruma damlıyor mu diye baktıktan sonra..
irem--yelizim.. elimi yüzümü yıkayayım,dezenfektanla.. sen iyi misin..
heyecan falan yapmadın değil mi..

yeliz--( gülümseyerek )yapmadım,çok iyiyim.. gözümün önünde,somut bir görüntü var en azından.. allah razı olsun,iremm..
irem-- senden de,hayatım..  hakkını hiç ödeyemem.. daha fazlasını yapabilseydim keşke ama ancak bu geldi elimden.. kimse gelmeden.. temizleneyim ben..
yeliz-- tamam..

banyoda,temizlenirken.. bülentin sesini duydum..
bülent-- (gayet neşeli bir sesle ) günaydın.. en güzel anne..
yeliz-- günaydın,yakışıklı baba..
bülent-- gözümüz aydın,aşkım.. sen,iyisin.. bebeklerimiz çokk güzel ve sağlıklı çok şükür.. daha ne isterim allahtan..

yeliz-- çok şükür.. ağrılarım artmadan..
bebeklerimi getir bana.. kendimi terk edilmiş gibi hissediyorum..
bülent--  (kısık sesle )terk edilmek mi..  ben varım ya.. aşkolsun..

yeliz-- sen hep var olacaksın.. dokuz ay beraber yaşayınca,öyle geliyor insana.. karnım niye bu kadar,büyük.. birde ağırlık var galiba..

bülent-- irem nerede.. kıpırdatma dedim diye,karnına da mı dokundurtmadı.. söz dinlemezdi,uslandığına inansam mı acaba..
yeliz-- elini yıkıyor.. yeni kendime geldim sayılır.. kaç tansiyonum..

bülent-- beni gördün,biraz yüksek olması normal aslında.. nabzında
hızlı.. biraz düşüncelerini değiştir.. bebekleri kucağına alınca,artmasını göze alamıyorum.. sakinleş,hayatım..

yeliz-- sakinim.. serumdandır,çıkar artık şunu..
bülent-- hayırr,o çok önemli.. bitince.. yürüteceğim seni.. iremm.. ne yapıyorsun,gelsene..

gittim yanlarına..

irem-- günaydın..
bülent-- sana da.. yoruldun mu,yüzün bembeyaz..
irem-- heyecandandır.. hergün yiğenim olmuyor,değil mi.. yelizin durumu nasıl..
bülent-- o da heyecanlanmış.. niye biliyor musun..
irem-- evet.. anne oldu,normal karşıla bence.. muayene edeceksen,sizi yanlız bırakayım..

bülent-- görünürde terslik yok.. sevinç hanımın hastası o..muayeneyi de,o yapacak.. sen  kahvaltı yaptın değil mi..
irem-- ben istemedim.yiyemiyorum..

.oturdum..yelizin yanındaki koltuğa..

irem-- yeliz ne zaman taburcu olacak,bülent.. normal beslenmeye başlamalı ki.. süt olsun..
bülent-- öğleden sonra yemeğe geçebilir,yarın sabah da.. taburcu olur.. ama evde bakımı zor.. bebeklerin de,yelizin de.. buraya yerleştik sayılır.. arkadaşların hepsi konusunda uzman, yemesinden bakımına..ilgilenirlerse.. benim de aklım kalmadan,gidip gelirim diyorum..
şahsi eşyalarımızı,bebeklerin eşyalarını da kargoya vereceğim.. orada evi görüp,içine eşyaları koyarım..
sonraa.. yelizle,oğullarımı alıp.. gideceğiz kısmetse..

yeliz-- ben ayağa kalkıncaya kadar,kalırım.. sonrasında bir dakika bile durmam bülent.. üç aydır buradayım,haklarını inkar edemem ama yeter..

kapı tıklatıldı..
bülent kalkıp açtı..
tuna--gelebilir miyim..
bülent-- lan insan,çiçek getirir.. sen çocuk getirmişsin..
yeliz-- tunaaa,abimm.. gel gel..

tuna ve barbara ..üstünde tüllü cibinliği olan beşiklerle girdiler içeriye

Hiç yorum yok: