Translate

6 Haziran 2013 Perşembe

1805.bölüm..

bize mısırları verirken.. aksilik bu ya.. sakalı,favori kısmından biraz açılmış.. sakalın takma olduğunu anlayınca.. eğilip yüzüne baktım..
göz göze gelince.. tanıdım tabi.. ersin beyi..
mısırları kese kağıdına ve poşete koyup,tunaya verdi..

irem--(doğruldum )  sakalı kim yapıştırdıysa.. olmamış ersin bey..
favori kısmı sizi ele verdi..
tuna-- ersin bey ?
ersin--(tedirginlikle,sakalın dediğim yerini eliyle bastırıp.. ) ben yapıştırdım..
tanıdığınızı belli etmeyin lütfen..
tuna-- (parayı verdi ) burada olmanız tesadüf mü.. yoksa,hedef biz miyiz..

ersin-- söyleyemeyeceğim şeyler soruyorsunuz ..
irem-- (kese kağıdından bir mısırı alıp..  çevirip,baktım) mısır kaplamalı cihaz yutmayız inşallah..

ersin--tuna-- hah hah hah..

ersin-- tamamen doğaldır,merak etmeyin.. lütfen uzaklaşın artık..
tuna-- tamam.. iyi akşamlar..
irem-- yiğidi öldür,hakkını yeme demişler.. jest için teşekkür ederim..
ersin--(gülümsedi ) afiyet olsun.. mısırlarım güzeldir..

döndük.. tunada mısırların olduğu poşet.. botun  geleceği yerdeki.. banka oturduk.. arabamız da hemen arkada..

tuna-- çok açık sözlüsün..
irem--ama haksız değilim..

arabadan telefonun çaldığını duyunca,birbirimize baktık..

tuna-- tatildeyiz.. bakmayalım..
irem-- bakalım,aklıma takılır..
tuna-- ben konuşayım..
irem-- bende dinleyeyim..

aceleyle anahtarı çıkardım.. arabayı açtık.. tuna oturup tuşa bastı..

tuna--alo..
maruf-- tunaa.. neredesiniz.. niye açmıyor sunuz..
tuna-- inmiştik maruf.. buyur..
maruf-- irem nerede..
tuna-- dışarıda.. niye..
maruf-- özel birşey söyleyeceğim de, ondan sordum..
tuna-- (omuzunu tuttum )zübeyde yok mu yanında..
maruf-- yok.. lobideyim..
tuna--  iyi söyle..

maruf--geldiğimizde,gördük..  tuğrul abinle, çok güzel sarışın bir bayan dışarıda oturmuş içki içiyorlardı.. odamıza çıktık..
 ben hesabı ödemek için indim,hala oturuyorlar.. ve kız abine meyve yediriyor.. samimiyet artmış,bilmek istersin diye düşündüm..
tuna-- sağol da,yapabileceğim ne var ki.. hesabını eşine verir,maruf..
meyve yemekten zarar gelmez..
maruf-- tunaa,anlasana.. kız (........... ) ,abin de.. farkında ve ağzına düşecek neredeyse.. bunun hesabını kimseye veremeyeceği için,aradım seni..

tuna-- otelin numarasını ver bana.. ve sen kaybol,görünme..
maruf--(söyledi numarayı bende yazdım ) bana kızmadın değil mi..
tuna-- kızmadım..
maruf-- oda numaram 546 ,bana mutlaka haber ver..
tuna-- tamam.. hoşçakal..

tuna  numarayı çevirdi.. bende diğer koltuğa oturdum..
görevliden tuğrul karayı çağırmasını istedi.. anonstan iki dakika sonra..abim hattaydı..
tuğrul-- alo.. ela ?
tuna-- benim abi..
tuğrul-- tunaa,hayırdır.. burada olduğumu nereden bildin ki..
tuna-- kuşlar söyledi.. yanındaki sarışın ve samimiyetle meyve yediren bayanı tanıyamadım da, ondan rahatsız ettim.. seni..

tuğrul-- hah hah hah.. ağız tadıyla meyve de yiyemiyoruz.. burada mısın yoksa..
tuna-- hayır.. boğazına dizilir ,o meyveler.. ağzına düşecekmişsin (..........),ne yapıyorsun sen..

tuğrul-- lan oğlum ,telefonu ela diye açtığıma göre karımın haberi var..
sen daha niye soruyorsun ki.. herşey göründüğü gibi olmayabilir,değil mi..
planlı ve güvenli bir organizasyonu bozma da,ben gidip... (............) elinden  meyvemi yiyeyim..  endişe edecek birşey yok.. hadi , byy..

kapattı.. biz birbirimize baktık..
irem-- planlı ve güveni.. organizasyon.. kız daa..
tuna--irem-- tijenn..

Hiç yorum yok: