Translate

6 Haziran 2013 Perşembe

1802.bölüm..

cengiz beye teşekkür edip,üç bekarı gönderdik.. cengiz bey de.. bizim boş arabayı götürdü..

sigaraları yaktık..  muhteşem ışıltılı ,sahil manzarasını seyrediyoruz.. hala bira içiyorlar.. bana  sıkıntı geldi..

kevin-- biz bize kaldık..
maruf-- öyle de,göndermese miydim ki diyorum.. barbara hayır derse, cafer yıkılır.. fena tutulmuş..
kevin--  kaçış yok.. nasıl engel olacaktınız ki.. duyduklarından sonra..
maruf-- acımasız irem..

tuna-- benim karıma acımasız diyemezsin.. öyle konuşmasının,mutlaka bir nedeni vardır..
irem-- sağol kocacığım..yıkılmasın diye söyledim maruf.. o da ,gereken dersi çıkardı.. acımasız böyle mi olunuyor..
maruf-- pardon da ,o daha kötü .. caferin ne eksiği varmış da,hayır demeyi düşünmüş.. gerçekten sizleri anlamak çok zor..

irem-- beni konuşturma maruf.. cafer beyin eksiği var demedi.. hayır yada evet de demedi.. endişeli ve kararsızdı..


kevin-- arabayı nasıl kullanacaksınız,tuna bey..
tuna-- irem kullanacak.. sizi de,havaalanına bırakırız..
maruf-- daha neler canım.. biz taksiyle gideriz..  ters yönlere gideceğiz..
dünden uykusuzuz.. bütün gün,irem de dinlenmedi.. mola verip,kalın bir yerde..

tuna-- bizim de niyetimiz o..
liz-- kevinn, bu gecede kalalım mı..
kevin-- ben diyecektim..
maruf--zübeydee..
zübeyde-- kalalım.. gözüm açılmıyor.. bira çarptı herhalde..
maruf-- hadi otele gidelim ve uyuyalım..

tamam dediler.. beş dakika da vedalaşmamız ve taksinin gelmesi sürdü..
yolcu ettik onları..

tuna hesap var mı diye sordu.. ödendi dediler..
bizde bindik arabamıza.. hareket ettim.. limana doğru gidiyorum..

tuna-- .(gülümseyerek) iremm, bizim uyuduğumuza nasıl inandın ..
irem-- nee,numaramıydı.. amacınız neydi ,peki..

tuna-- sizin ,bizi unutup dertleşmenizi.. duyunca..
maruf ,üzülüp.. yüzü renkten renge girsede.. dikkatle dinledi..
 bulvara döndüğümüzde de, bilmenizi istemedi.. uyu diyip,dizime yattı..
planlı değildi.. biz alışığız da.. sizi bilmem denir mi hiç..

irem-- zübeyde,yorduk mu diyince..  cevap verdim.. kendimi kınamam da,pişmanlığımı gösteriyor bence..
tuna-- evet de..
telefon çalınca.. tuna tuşa bastı ve alo dedi..

bülent-- merhaba tuna.. nasılsın,ne yapıyorsun..
tuna-- iyiyiz.. yoldayım.. sen,yeliz nasılsınız..
bülent-- bildiğin gibi.. saatleri sayıyoruz artık.. yola çıktınız mı..
tuna-- evet,hayırdır birşey mi isteyecektin..
bülent-- az önce barbara aradı.. konuştuk.. bilgi aldı yani.. isterseniz,iki gün önce gelebilirim demişti,ben yok zamanını bekleyeceğiz dedim de.. yola çıkmadıysanız beraber gelin diyecektim.. yabancı ya..

tuna-- bülent, direk ve arabayla gelmiyoruz.. çok yorgun olunca,yatla gidelim de ,moral olsun istedim.. iki gün sonra geleceğiz kısmetse..
iremin yiğeni oldu.. anne,babası da oradalar.. görelim dedik..  ama dersen ki.. hemen gel.. geliriz..
bülent-- irem yanında mı..
irem-- kulağımı kapatayım, istersen..
bülent-- yok yok.. sen her türlü duyarsın..sağlığımı riske atmayım..
bol bol dinlenin,moral depolayıp öyle gelin.. bize de verirsiniz..

irem-- veririz de.. yine ne oldu.. ne şikayetçi adam oldun, sende..

bülent--(içini çekerek ) etmiyorumm.. yanlış anladın.. yelize acıyorum..
hareket edemiyor,balon gibi şiş..  tansiyonu yükseliyor.. ufak tefek,komplikasyonlar da başladı.. ama sabır küpü oldu,resmen..annelik neymiş arkadaş.. .sesini çıkarmayıp,birde beni teskin ediyor.

irem-- yaa,taşıyor diyordun değil mi..  birkaç yıl sonra.. yeniden çocuk istediğinde bu dediklerini hatırlatırım sana.. hepsini unutacaksın çünkü.. bir haber vereyim..
nedim beylerinde.. ikizleri olacakmış.. bir kız,bir oğlan demiş doktor..

bülent-- belki,ben unutabilirim de.. yelizin unutacağını sanmıyorum..
allah yardımcıları olsun.. herkesin bünyesi değişik.. inşallah ,kolay ve sorunsuz bir hamileliği olur..

inşallah derken, ben limandaki park alanına girdim..

bülent-- irem,baban abinin yanındaymış madem.. telefon numarasını istiyorum..
birşey söyleyeceğim....

tuna-- bize söyle,bülent.. numara yanımızda değil..
arama amacın,barbarayla gelin demek için değildi.. dimi..

park edip,bir sigara yaktım..
bülent-- evet.. ben.. ben evi ,yeni evlenecek.. doktor bir çifte.. eşyasıyla söz verdim.. eğitim verirken tanıştık.. notları  yüksek,ikisi de çok iyi cerrah olacak..
iki ay sonra.. mecburi hizmetleri bitiyor..bu hastaneye alınmalarını tavsiye ettim..kimseleri ve paraları yok.. ahmet amcayı kaç kere aradım ama bulamadım.
planı varsa ,ev kiralayacağım onlara..

irem-- (gülerek tunaya baktım.. ) senin canın sağolsun.. derdin bu muydu..
planı falan yok.. iyi yapmışsın.. otursunlar,istedikleri kadar.. kira da vermesinler.. sen eşyanı bırakıyorsan,o da bizden olsun.. bülent..

bülent-- (derinn bir nefes verdi ) üstümden yük kalktı inan ki..
hiç girmem böyle işlere ama ağzımdan çıktı bir kere..
üç yıldır nişanlılarmış,karnımızı doyuramıyoruz ki..nasıl evlenelim..dediler dayanamadım.. saygılı,terbiyeli.. dürüst,iyi ve aşıklar.. bana da,eşya  getirme dediler.. bir işe yarasın bari dedim..
... buyrun,sevinç hanım.. ne oldu,ameliyata mı giriyoruz..

sevinç-- hayır hayır.. birşey söylemek için geldim.. telefonla konuşuyormuşsunuz.. ben dışarı çıkayım..
bülent-- siz buyrun,lütfen.. dinliyorum..

Hiç yorum yok: