Translate

6 Haziran 2013 Perşembe

1801.bölüm..

masamız donatılıp, servisler açıldı.. börek,kızartma ve çerezler geldi..
tabaklarımıza aldık.. yenilip,içiliyor..

liz-- cafer bey,barbarayı daha önce gördünüz mü.. yani ne kadar tanıyorsunuz diye sordum..
cafer-- görmedim ama yıllardır tanıyor gibiyim..
kevin-- gibiyimle,tanımak çok farklı cafer bey..
irem-- evet,katılıyorum..

rekin-- özel olacak ama şahit olduğumuz ve benzer durumları yaşadığımız için.. halinizi hepimiz anlıyoruz..cafer bey.. ama bu bir süreç.. zaman gerekiyor..
 aynı şekilde barbara da sizi tanımıyor.. bana kızıyorsunuz,biliyorum da.. yaptığım hatayı,sizinde yaşamadığınızı istemediğim için.. konuşuyorum..
ısrar.. muhatabınızı bunaltıp,uzaklaştırmaktan başka işe yaramıyor..
(gülümseyerek bana baktı, bir an ) bana birisi..
"Kapı açılır, vurmayı bil!
Ne zaman? Bilemem..
Yeter ki ,o kapıda durmayı bil!" demişti.. çok doğruymuş..

maruf-- ama senin beklediğin kapı da,bir türlü açılmadı rekin..
rekin--  aralandı ve.. ben memnunum,halimden..

cafer-- siz mi söylediniz,irem hanım..
irem-- evet,cafer bey..rekinin ilgisi, baskı boyutundaydı ve dil sorunları vardı.. ben birbirlerini sevdiklerini anladığımda.. ısrardan vazgeçip , tanımasına imkan versin diye.. minik bir uyarı yapmıştım.. genel erkek aceleciliğinin çok fazlası,
genellikle hanımları ürkütüyor.. olabilecekken,hayır denilebiliyor..

cafer-- (gözlerini kısarak ) barbaranın da,ürktüğünü ve bana hayır diyeceğini mi söylüyorsunuz,yani..

irem-- (gülümsedim )yorum yaparak yanlış yönlendirmek istemem..
ben genel kadın yaklaşımından bahsediyordum..sizin dil probleminiz yok,cafer bey..
tuna-- sen ,barbarayla ne zaman konuştun ki..
irem-- eve giderken.. düşünceliydi.. isterseniz dinlerim dedim..biraz anlattı..
maruf-- tavsiye istemiştir.. taviz verme demişsindir.. ama bilmediğin şu ki.. cafer tunaya benzemez..

irem-- iki hanım dertleştik ve konuştuklarımızı söyleyecek değilim..
  cafer bey,lafım da size değil yanlış anlamayın.. lütfen..
 doğrudur maruf.. kimsenin tunaya benzeyebileceğini düşünmüyorum zaten..
ama hemcinslerimin mutluluğu için..keşke tüm erkekler ,biraz benzeselerdi.. demekten de kendimi alıkoyamıyorum..  umarım aydınlatmışımdır seni..

maruf-- oo,bu çok.. ağır oldu..
irem-- hak etmediğini söyleyemezsin..

liz-- irem bu konularda,müthiş becerikli..
tuna-- (gözlerime bakarak )konular ?  bilmediğim ne..
irem-- hiçç..  liz köfte ye..

bir kahkaha yükseldi bizim masadan..
biralar yenileniyor devamlı.. ben de çay içiyorum.. güneş batmak üzere,biz sohbet ediyoruz.. liz,işlerinden yaşadıkları.. çevreden bahsediyor..

cengiz bey,fazla lafa giremiyor..
 cafer bey ,düşüncelere daldı..
rekinin de,bir an önce gitmek istediği belli.. üçü de,içmiyor..

tunaya kaşımla işaret ettim.. ne yapabilirim ki,dediği sırada..

cafer-- şeyhim.. ne zaman gideceğiz..
maruf--  başka bir planın yada bekleyenin varsa.. hemen gidelim..

cafer-- (gülümsedi ) diyorum ki.. cengiz bey ve rekinle beraber bende Adanaya gideyim..  dediğiniz saatte dönerim.. olur mu..

maruf-- olur tabi, gidin siz.. .. istersen,uçağı sabah gönderirim.. gelirsin..
cafer-- bir saate kadar gelmezsem.. siz gidin.. uçağa gerek yok.. ben yarın,gelirim..

kevin-- hani bekleyecektiniz,cafer bey..
cafer-- irem hanımın dediklerinden sonra, ileri gittiğimi fark ettim..
bekleyeceğimi, yüz yüze söylemek için gidiyorum kevin..
liz-- yaseminlere gitseniz bile .. yanlız kalıp ,konuşma imkanınız olmaz diye düşünüyorum.. bence en iyisi..

irem-- senin için en iyi olan.. onlar için iyi olmayabilir liz..
zübeyde-- liz ,diyor ki.. köfte ye..

kahkahayla gülündü..

*******

Hiç yorum yok: