Translate

9 Mayıs 2013 Perşembe

1749.bölüm..


şule-- (güldü ) aşkolsun sadun bey.. uyum olsun diye rica ettim.. istediğimde dört  resim çerçevesi..
şermin-- anne,baba,kardeş olsa.. dördüncüsü kimin için şule hanım..

sacide-- bu nasıl soru şermin hanım.. maşallah biblo gibi.. bir sevdiği vardır elbet..

şermin-- olabilir de.. sadun; siparişleri marangoza anlatıp, ölçüleri verirken yanındaydım  sacide hanım..o nedenle soruyorum.. üçünü aynı.. dördüncüsünü büyük ve süslemeli istemiş.. yani içine konulacak  muhtemel erkek resmine pek uymayacak gibi geldi bana..

şule-- (gülümseyerek ) haklısınız şermin hanım.. kendi resmimi koyacağım..
faruk-- siz çerçeve istemediniz mi,melis hanım..

tuna-- öhöö öhö..
irem-- (bardağını aldım elime..)çikolata yok..su iç hayatım,iyi gelir..

öyle bir kahkaha attılar ki..  o kadar olur..

ışıklar birden tamamen kapatıldı.. sonra marufun sesi duyuldu..

maruf-- gençler teşekkür ederim.. yerinize geçebilirsiniz..
mehmet-- bizi düşünen yok ki..

biz gülerken.. birkaç spot ışık yandı.. gençler yerlerine geçtiler..
zübeyde dahil hepimiz piste bakıyoruz..
yere kocaman bir halı serilmiş.. birçok da.. minder getirilmiş..
orkestranın olduğu bölümde ahu,maruf ve anar video kameranın başındalar..
karşı duvara da.. beyaz bir perde asılmış..

garsonlar da ,servis masalarıyla girdiler balo salonuna..

servis değiştiriyorlar.. çabuk çabuk..
çeşit çeşit meyvelerin olduğu kayık tabaklar.. peynir , meze çeşitleri
çiğköfteler.. içkiler,bardaklarla donatıldı masamız..
diğer masalarda kimse kalmamış..büyükler bile gitmişler.. saat çok geç oldu çünkü..
hazırlıklar bitince.. maruf ,geldi yanımıza.. arkasında tuttuğu kırmızı gül goncasını zübeydeye -gerektiği gibi.. - vererek..

maruf-- doğum günün kutlu olsun,zübeyde.. nice yıllara..

bizler coşkuyla alkışlarken.. zübeydem kıyamam ağlasa da kalkıp aldı..
teşekkür etti..
maruf sarılınca,zübeyde de sarıldı.. birbirlerini yanaklarından öptüler..

sonra yerlerine oturdular.. zübeydeyi tebrik ediyor herkes..
o da,hem gülüyor hem gözünü silerek teşekkür ediyor.. derya yanında diye öptü.. said de,elini tutup.. nice yıllara dedi..  ben birşey demesemde,göz göze bakışıp.. anlaştık..
sam-- halı ne için,maruf bey..
maruf-- söylemeyim.. o daha sonra.. rekin,şişeyi versene..

irem-- bedri bey.. siz yardımcı olsanız..
bedri-- derhall..
iki dakikada açtı , bir garson edası ile peçeteye sardı şişeyi..

cafer--işi biliyorsunuz..
bedri-- bilirim efendim..
irem-- bende onun için rica ettim..

bardaklarımıza da doldurdu..
davut-- İzmire gel.. işin hazır bedri..
bedri-- (karşı tarafında bardaklarını doldurmak için..ikinci şişeyi açtı)
sağolun davut bey.. Antalyada benim işim var,zaten.. aile boyu turizmciyiz..

bekir-- ee,işi öğrenip gidecek misin yani..
bedri-- daha iki yıl var , bekir bey..
bekir-- ama sonuçta gideceksin.. irem bilmiyor muydun..
irem-- biliyordum... şule hanımda,bedri bey de söylediler..
gitselerde ,kopacağımızı sanmıyorum.. başka planlarım var.. şimdilik bedri beyle ziya karşılaşmasınlar.. yeter..

kevin-- sahi ziya beyler nasıl.. mutlular mı..
irem-- çok şükür,mutlular.. dün zuhalin abisi nişanlandı..orada görüştük..

liz-- ergün bey mi..
irem-- yok.. ali abi..
maruf-- ergün bey işinden memnun mu..ikna etseniz de.. biz alsak onu..

irem--hem memnun,hemde alamazsınız maruf.. ikna etmem,o bana lazım..
sadun-- muhteşem bir yetenek.. doğrusu.. çok da titiz.. masalar,dolaplar donanımına uygun yapılıyor.. dolabı çekmeceyi açınca ışık yanacakmış.. avize koymuyoruz ,üç kamera koyacakmış.. oraya..

mehmet--aydınlatma nasıl olacak..

Hiç yorum yok: