Translate

3 Mayıs 2013 Cuma

1740.bölüm..



bekir bey,yüzükleri takıp.. makası aldı eline.. mikrofonu tuttum..

bekir-- hayırlı uğurlu olsun.. allah utandırmasın.. bir yastıkta kocatsın..

kesti kurdaleyi.. kendi cebindeki kutudan beşibir yerde ve altın lira  çıkardı..ikisine de taktı.. ellerini öperlerken..  bende ingilizceye çevirdim.. dediklerini ve taktıklarını..  coşkuyla alkışladılar..
büyükleri ve barbarayı da tebrik ettik..

orkestra elemanları yerlerini alırken.. yerimize dönüp,oturduk..

tamer-- bekir bey,anar anlamıyor..yasemin de..kendinde değil.. vazgeçmediniz değil mi..
bekir-- (gülerek ) yok,vazgeçmedim.. koordinatörüme eşya feda olsun..

ceyda-- irem sana sormaya gerek var mı..
irem-- yok.. ikimize de yoktu aslında..

tamer-- gülderen hanımm.. duydunuz değil mi..
gülderen-- (güldü ) neyi tamer..

batu-- birde şansımı ben mi denesem acaba..
güzide-- şimdiden,söz mü alacaksın batu.. hem en yetkili burada,beni geç..ona sorsana hadi..

irem-- batu beyy.. ben sorayım mı sizin yerinize..
batu-- tuna bey,hani oyalayacaktınız..
tuna--  sizin lehinize,batu bey..  yardım etmek için,çırpınıyor..karıcığım..  iyi niyetli,adeta bir melek..
melek--(gülerek,ayağa kalktı )  buyrun,benim..

kahkahayı siz tahmin edin artık..

oo,epeyce  altın takılmış yasemine... beş katlı pastayı keserlerken gördüm.. birbirlerine yedirdiler..alkışladık..

onlar dans ederlerken.. bizim içkiler yenileniyor..
barbara ile.. 60 yaşlarında ama hala yakışıklı..süper giyinmiş bir bey yaklaştı masamıza..

barbara-- bir dakikanızı alabilir miyim..
sam-- istediğiniz kadar zaman veririm,size..
barbara-- (gülümseyerek ) nezaketen söylenmiş bir sözdü.. lütfen üstünüze alınmayın..

irem-- barbara.. buyur..seni dinliyoruz..
barbara-- sağol.. sizlere mr.ganeş devlanı tanıştırmak istiyorum.. kendisi hint asıllı,ingilizdir..  çalıştığımız hastanenin  basın yayın ve halkla ilişkiler görevini sürdürmesinin yanısıra.. dostluğu  abi-baba gibi.. değerlidir..
kendisine ait,birçok ülkede faaliyet gösteren reklam ve organizasyon  şirketi var..
moda fotoğrafçısı aynı zamanda.. özellikle sizinle çalışmak istiyormuş.. tanıştırmamı rica etti irem hanım..

irem-- mr.devlan.. memnun oldum,ben irem kara.. çalışmanın kapsamını anlayamadım.. konu nedir..
mr.devlan-- merhaba,rahatsız ettiğim için affedin.. lütfen.. bende memnun oldum ,efendim..  çok güzel ve fotojeniksiniz.. reklamını yapacağım bir parfüm için..
modelim olur musunuz..

masada ki..ingilizce bilenler kafasını..sağa-sola çevirince.. gülümsedim..
mr.devlan da,şaşırdı..
mr.devlan-- ben .. teklifim kötü değil.. yüzünüz tam görünmeyecek bile..

irem-- mr.devlan.. kötü olduğunu hiç birimiz düşünmedik.. dostlarım..
kabul etmeyeceğimi bildikleri için.. hayır dediler..  çok naziksiniz ama model olmakla ilgilenmiyorum.. affedin beni..
mr.devlan-- hiç mi,umut yok.. belki fikriniz değişir.. kartımı versem.
irem-- verin ama ne umut var..ne de fikrim değişir..

kartını uzattı,aldım..
mr.devlan-- peki,zaman ayırdığınız için.. sağolun..
irem-- rica ederim,mr.devlan..
barbara da,o da başlarıyla selam verip.. gittiler..

sacide-- bu neydi şimdi.. ne istiyormuş senden..
irem--  fotoğrafçı ,reklamcıymış.. modelim olur musun dedi.. sacide abla...

mustafa-- tuna bey,boşuna sararmamış desene..

kahkahalar atılırken tunaya döndüm..

irem-- tunamm.. bir sorun mu var..
tuna-- canımm.. yok tabi ki..
irem-- (gülümseyerek ) olmasın zaten..