Translate

7 Nisan 2013 Pazar

1700.bölüm..


abdullah--(karşıma geçti ) burada yok ki.. İstanbulda iki yer var...
birisi,tüm kuaför malzemelerini  ithal edip getirtiyor.. ben de dahil.. oradan alıyoruz.. diğeri yerli üretim,iki kullanmada elinde kalacak malzemeler satıyor.. birde ithalin,ikinci eli var.. ayda bir manikür setini.. fırçaları satıp, yenisini alırım.. buraya getirdiklerim,yeni.. ilk defa sende kullandık.. uğurlusun ya..

irem-- (güldüm.. )sağol ( fırçayı elime alıp.. markasına baktım..
benim evde kullandığım,fırça ve taraklarla aynı marka.. evlenmeden önce de,
o markayı kullanıyordum.. hem sağlam,hem de başka marka yoktu ki.
herkesin evinde vardır mutlaka desem abartmış olmam yani..alman malı. )
bu fırçayı kaç liraya aldın..

abdullah-- beş lira diyelim.. ama bir ay kullandıktan sonra bile
dört yetmişbeşe alıcısı var.. çünkü hiç bozulmuyor.. ben kıl olduğumdan değiştiriyorum.. beş yıl kullanan da var..

irem-- estafurullah.. o senin müşterine değer vermenden,kaynaklanıyor..
mahir ve titiz olduğun da biliniyor..  ben de nasıl olduğumu,bilmek için..aynaya bakmaya gidiyorum..

abdullah-- hayırr.. kalkma.. az kaldı..

saçımla,yüzümle uğraşmaya başladılar yine..
on dakika sonra.. spreyi sıktı.. gördüğünden memnun bir halde..

abdullah-- bitti.. şimdi git bak.. kızım sende aynayı götür,saçının arkasını göster..
biz de burayı toplayalım..

irem-- sağolasın..

biz lavoboya gittik..  makyaj da,saç da.. müthiş olmuş..çok beğendim..
odaya döndüğümüzde.. ellerinde alet çantaları çıkıyorlardı..

irem-- teşekkür ederim..çok beğendim.. elinize,ayağınıza sağlık.. oturun,birşeyler ikram edeyim..

abdullah-- sağol,randevulu müşterilerim gelecekler.. gitmemiz lazım..
irem-- taksiyle mi geldiniz....
abdullah-- evet..
irem-- borcum ne abdullah.. sende bana mı bırakıyorsun yoksa..
abdullah-- evet..
irem-- peki.. (cebimden parayı çıkarıp,gömlek cebine koydum.. )kızlarımızın
hakkı da burada..
abdullah-- sağol.. selam söyle.. hoşçakal..
irem-- dur ben seni,arabayla göndereyim..

salona çıktık dördümüz.. başlar bize çevrildi anında..

yasemin-- yarın kaçta geleyim abdullah.. nişan başı olacak da..
abdullah-- öyle mi,hayırlı olsun.. beş -altı gibi,kıyafetinle beraber gel.. yeri biliyor musun..
yasemin-- sağol da,bilmiyorum..

melis-- ay harika olmuşsunuz.. irem hanım..
şule-- bence de..
ilter--aynı fikirdeyim..
turgut-- katılıyorum..
irem-- teşekkür ederim.. arkadaşlar..
bedri-- yanlış anlamazsanız,ben bir ıslık çalabilir miyim..
derya-- ben çalarım senin yerine.. işsiz kalma diye, kendimi feda edeceğim yani..

biz gülerken.. öyle güzel ve nağmeli bir ıslık çaldı ki..
irem-- mmm,ne cevherler varmış sende.. yasemin,abdullahı götür de.. yerini öğren..
yasemin-- (anahtarını ,çantasını alıp..kalktı ) şule hanım,ilter bey..
İzmir ve Ankara bayilerini arayın.. siparişleri de,bildirin..
tamam dediler..

********

abdullah ve ekibiyle beraber gitti yasemin.. 

irem--(vahide hanım,odasındaydı.. kapı da açık.. ona bakarak ) 
philip arayacaktı.. 
vahide-- aradı,vizeler yapılmış.. akşama yola çıkacakmış tırlar.. sorun yokmuş.... 

turgut-- bir haberde ben vereyim.. sam aradı.. anar davet etmiş,nişan için geleceğini.. öncesinde sizinle görüşmek istediğini söyledi.
 yarın randevulu görüşmeleri var,tüm günü dolu  dedim.. kızdınız mı.. 
irem-- (gülümsedim ) yok,iyi olmuş..  

songül kahve yapmış bana.. sağol diyip,oturdum artık.. diğerleri istememiş.. 
bir sigara verdi turgut.. yaktım.. içiyorum.. 

irem-- şule hanım,ilter bey.. siz buyrun arayın.. 
derya-- (odasından seslendi )irem hanımm,  maruf arıyor.. 
irem-- melis hanım ,konuşsa olmaz mı.. 
derya-- olmaz.."merhaba derya..nasılsın.. irem hanımı bağlarmısın"
 dedi.. hemde Türkçe.. 
 irem-- ilerleme kaydetmiş.. gülçinin masasına bağla da,konuşayım.. 

tepsiyle,kahve su,kül tablasını alıp.. masaya geçtim.. 

telefonu açıp.. 
irem-- merhaba maruf,nasılsın..