Translate

3 Nisan 2013 Çarşamba

1694.bölüm..


akif-- irem hanım durun, kötü demedim.. ben Ankarada genel müdürken..
buraya şube müdürü olarak.. kendi isteğimle geldim..demiştim ya..
 o da nedenimi öğrenmiş.. eski görevime dönmem yada buranın bölge müdürlüğünü seçmem için yazı geldi..

irem-- (gözlerimi kısarak) gitmiyor sunuz değil mi..
akif--(güldü )  gitmiyorum..
irem-- tamam,çadırdan vazgeçtim.. triplex baraka yaptırayım,size.. hakettiniz..

herkes kahkahayla güldü..
hayırlı olsun dedik..

akif-- sağolun.. yerime gelecek yeni müdür de, belli olmuş... bir tahmin hakkınız var,tanıdığınız birisi.. ..
irem--sizin bankada çalışan..   tanıdığım yok ki.. bir kişi var,o da İstanbulda başka bankada .. on gündür müdür yardımcısı olarak ,görevli..

akif-- evet,öyleymiş.. figen hanıma teklif gitmiş,o da kabul etmiş.. salı günü iş başı yapacak..

irem-- ( heyecanla ) ayy ,çok sevindim.. onlar adına.. hesabımı sizin görevli
olacağınız, yere alalım.. uzak da olsa,bağımız var.. kıza laf gelmesin..

akif-- alırız.. merak etmeyin.. haberleri verdim,kahvemi de içtim..
ben izninizi isteyeyim..

irem-- ayağınıza sağlık,.yine buyrun akif bey..
asıl beklediğim haberi vermediniz.. ben ağzınızdan alırdım ama
ilk ziyaretinizde, üstelemeyim dedim.. kazandibi vereyim de,beraber yiyin bari..

akif--hah hah hah..

bedri-- vazgeçeceğinizi hiç tahmin etmezdim, irem hanım..
irem-- (kalktım,spatula ile tatlıdan iki dilim koydum saklama kabına..
kapağını kapatırken.. ) vazgeçmedim,bedri bey.. ikinci gelişe kadar,sabredeceğim sadece..

demir kapının zili çalınınca.. hep beraber kalktık..

derya--  zil çaldığına göre.. yabancı birisi..
turgut-- ben bakayım..

vedalaşıldı.. herkes odasına girdi.. ben yolcu etmek için.. akif bey ile yürüdüm salona.. kemal bey ve nedim bey de.. yeni elemanlarımın yanındalar.. kayıt için..

derya-- irem hanım.. dayınız gelmiş ama kurtlar izin vermiyorlar.. turgut çaresiz kalmış..

akif beyle bahçeye inip.. demir kapıya yürüdük.. dayım bir adım atabilmiş..

irem--dayı,sakıncalı mısın..
erol-- hayır.. tertemizim..
irem-- max,tina yerinize gidin..  (kurtlar önünden çekilip,benim yanıma geldiler)

akif bey turguta da..hoşçakalın diyerek ,çıktı.. arabasına bindi..
turgutta köşke girdi..

erol-- kurtlar niye yanıldılar,acaba.. (öptük birbirimizi.. )
irem-- nedeni tahmin edersin, bence..
erol--  ne yani,muhtemelen tedbir mi alıyorlar..
irem-- hiç şüphen olmasın,isimlerinizi bile biliyorlar.. .. buyur,hoşgeldin..

max ve tina da bizimle beraber, içeriye girdiler..

şule,melis,ilter ve bedri ile tanıştırdım,tokalaştılar.. kemal ve nedim beyle merhabalaştılar..
yanımdan bir an bile ayrılmadıklarını görünce..

erol-- sana müjde vermeye geldim.. sarılınca, üstüme zıplama riskini göze alamıyorum.. gönder kurtları..
irem-- müjde mii.. nasıl ya.. bülentin çocukları mı doğdu.. yoksa..
erol-- gönder,söylemem bak..
irem-- max,tina çıkın..

ikisi de,köşk kapısında oturdular.. gitmiyorlar..
erol-- müjde mi ver..
irem-- kazandibi yedireceğim sana..

erol-- (gülerek ) burayı da aramışlar ama ergün birşey mi yaptı.. ulaşamamışlar.. 
irem-- (gözlerimi açarak )  aaa.. bennn.. hala mı oldum.. alper mi doğmuş.. 
erol-- evett.. 

irem-- (sarıldık dayımla.. heyecandan titrediğimi biliyorum ..gözünüz aydın diyorlar ama..bir süre konuşamadım..ağlamaktan.. sonra sağolun dedim.. ) nasıllarmış dayı.. 

erol-- gayet iyiler dedi nuri.. dört kilo,ağırlığında.. altmış cm boyundaymış.. oğlumuz.. bir saat önce doğmuş.. 

irem-- biraz sakinleşeyim de,ararım.. 
( yanaklarımı sildim,gülümseyerek ) kazandibi az gelecek.. dile benden, ne dilersen.. 
erol-- (sımsıkı sarıldı ) dileğimi sen biliyorsun zaten.. sakinleşsen iyi olurdu da.. 
nuri saat sekizde İstanbula .. on da da.. Almanyaya gidiyormuş.. 
öğlen haber vermişler.. seninle konuşmak istiyordu.. 
eğer görmek istersen..  geceki teklifimi uygulayabiliriz.. 

irem-- (indirdim kollarımı.. ) teklif için sağol ama  dediğim gibi.. 
çok istesem de.. gidecek durumum yok.. yayın var,nişan var.. gidip,dönemem bile.. on dakika görmek de.. bana yetmez.. 
sen otur kahveni iç.. bende konuşayım abimle.. 

erol-- başka zaman içerim de.. nedim beyle gitsek olur mu.. 
hem telefon çalışmıyormuş.. nasıl konuşacaksın ki..

irem-- biraz daha işimiz var,dayı..bugün mutlaka bitmesi lazım..

gülçinin masasındaki telefonu kaldırıp.. hat sesini duyunca.. ergün abimi aradım.. 

ergün-- alo,buyrun..