Translate

9 Mart 2013 Cumartesi

1662.bölüm..


ilter-- ben ne diyeceğimi bilemiyorum.. çok şaşkınım,nasıl teşekkür edilir bir fikrim yok.. ama eve kira vermek istiyorum..

irem-- rica ederim.. sizler huzurlu, mutlu olursanız.. ben de olurum ve işimize yansır.. vermek istediğin kira bedelini biriktir.. ev alınca,çıkarsın..


ilter-- yanlış anlaşılmak,istemiyorum..durumumuzu, acındırma amacıyla anlatmış değilim...  ihtiyaçlarımızı temin edecek ,imkanımız var.. beklememiz ,iş bulmak içindi.. şehir dışı başvurularda yapmıştık çünkü..  eşya taşımayalım demiştik.

irem--(gülerek )  biliyorum,öğrendim ilter bey.. abilerinizden birisi..  tahsin (..... ) değil mi..

ilter--evet.. kendi kendimize yetebilecekken..
istediğin evi,eşyayı.. arabayı alalım... iş arama ,bizimle çalış.. dediler bana.. aile olarak sunulan ,iyi niyetli bir teklifti..
abilerimin,yaşları birbirlerine yakın.. iş konusunda da gayet iyi anlaşıyorlar..
fikirler,yöntemler kalıplaşmış.. kısacası sıfırdan başlamak daha cazipti..
kırmadan söyledim..
ahunun ailesi de,benzer tekliflerde bulundular ama  biz kabul etmedik..

irem-- peki,ilter bey.. ev orada hazır... eşyalı-eşyasız.. taşınıp,taşınmamak konusunda.. konuşun eşinizle,görün.. kararınızı verin.. benim , kalacak yer sunmam.. sizi baskı altına almak,hükmetmek .. minnet vs. gibi hiçbir
niyet taşımıyor.. ve ev verdiğim,personelimden kira almak prensibim değildir,,
anlatabildim mi..

ilter-- evet,sağolun..  yemekler de,harikaydı.. aile arasında hissettirdiğiniz için.. teşekkür ederim..
bedri-- sahiden çok güzeldi.. elinize sağlık..
melis-- zeytinyağlı aynı annemin yaptığı gibiydi..

vahide-- rica ederiz,afiyet olsun.. bizde sizlere ısındık.. ailemize hoşgeldiniz..
şule-- sağolun,vahide hanım.. (gülümseyerek ) kendimi bildim bileli..
annem, babam.. ablamla bana.. yemek yedirebilmek için.. peşimizde koştular.. biraraya gelebilirsek,şakayla karışık hala yapıyorlar..
benim gözümdeki,şen.. mutlu aile tablosu o.. ama burada öyle birşey olmaz ,siz peşimizde koşmazsınız değil mi..

irem-- (gülerek )yok, vahide hanım koşmaz da.. ben yapabilirim..

derya-- irem hanım,yapmayın.. ; elinizde tabak,köşkte koşarak..
"şulee bir kaşık kaldı.. arkandan ağlar " dediğinizi düşünsenize..

irem--  deryaa,şakaydı.. birazdan ilter, bedri bey ve.. melis hanım için..
"bahçede oynayıp,terlediniz.. cezalısınız çocuklar"  dediğimi de düşündürürsen..
hayattan soğurum inan ki..

vahide--şule--bedri--melis--yasemin--ilter--songül-- derya-- hah hah hah..

turgut bahçeye girince..

songül-- turgutt..  aç mısın..
turgut-- (yanımıza gelip,bir sandalye aldı.. bitik vaziyette oturdu )
yiyecek değil,içecek istiyorum.. songül..

songül su verdi..içerken.. yasemin de,terini silmesi için.. peçete aldı masadan..
yasemin-- (peçeteyi uzatıp) turgutt,çok terlemişsin.. git gömleğini değiştir.. yordum seni.. özür dilerim,affet lütfen..

turgut-- (peçeteyi alıp,alnını yüzünü sildi ..gülerek ) bana feci  borçlandın yasemin..
yasemin-- ne yapalım,öderiz..

bedri-- samimi konuşmalarınıza bakılırsa, siz önceden tanışıyorsunuz sanırım..