Translate

22 Şubat 2013 Cuma

1641.bölüm..


yasemin-- biz izninizi rica ediyoruz..ben,songül,çiçek gelemeyiz..  malum,geç oldu..
turgut-- kızları tek göndermeyim..
tuna-- peki,siz bilirsiniz..
nail-- geldiğiniz için,teşekkür ederiz.. ayağınıza sağlık..

hayırlı uğurlu olsun dediler..kalkıldı.. vedalaştık... yolcu ettik onları..

tuna-- naill.. sende güllüyü götür evine.. biz gidene kadar gelirsin..
nail-- tamam..
iyi geceler diledik birbirimize..

masayı toplayıp.. yerime oturdum.. sigara ikram etti tuna.. hepimize.. içiyoruz..

vahide-- bir önerim olabilir mi..
irem-- gitmeyelim mi diyeceksin..
vahide-- hı hı..
derya-- yani kusura bakmayın da.. biz içmeyince,masada esir gibi oluyoruz.. yemek olsa hadi neyse diyeceğim..

irem--saat geç oldu.. şimdi başlarsanız,sabah ancak kalkarsınız.. biz çalışıyoruz..
yarın gece,birde  alinin nişanı var..

tuna-- buna bin dereden su getirmek deniliyor said..

rekin--irem--tuğrul-- said--derya--ela--vahide--hah hah hah..

ela-- tuna,ufuk neye karar verdi.. öğrenebilir miyim..

tuna-- (kısık sesle ) ahmet abinin çiftliğine ilk geldiğimizde.. konuşmak istedi...
iremi üzdüğü için özür dileyip.. istersem atı geri verebileceğimi söyleyince..  bende; at senin,geri almak söz konusu değil.. ama üzüldüğümüz doğru..
sen bizim canımızsın.. özledim dediğin ve düşünemediğin için de seni suçlamıyoruz..
 bundan sonrası için, nasıl davranmamız gerektiğini öğrenmemiz açısından..
sorunumuzu çözecek ,bir rehbere ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim..
sana da,bize de yardımcı olabilecek.. tavsiyelerini uygulayacağımız bir doktora gitmeyi öneriyorum sana..  ama ancak gerçekten istersen başarılı olunacağından,kararı senin vermen gerekir..
düşün ve cevabını bize söyle.. evinizde elayla,babana da danış..paylaş.. kesinlikle gizleme..  sana güveniyorum demiştim..  bildiğinizi anlamasın..

tuğrul-- tamam,helal olsun..
irem-- bende tebrik ederim.. yaklaşım farkı ve formasyon almanın önemini anladım.. ben ancak  kendimi katarak psikoloğa gidelim diyebilmiştim..

tuna-- (gülümseyerek ) sağolun da.. hayatım kendini hafife alma..  ufuk için ,çok etkili ve önemlisin.... seni üzdüğü için,atından bile vazgeçebileceğini anladığımda.. güveniyorum diyerek ,
teklif ettim.. kararı da ona bıraktım..
hoşuna gideceğini düşündüğünden, kabul etti bence..  senin için gidecek yani..

ela-- tunaya katılıyorum..


ufuk-- babaa.. uykum geldii..
tuğrul-- geldim oğlum.. tunaaa,atın yok.. şuraya bağlamıştım..
tuna-- (gülerek ) güzel bağlamışsın, demek ki..

(abim ufuğu aldı,tuna da atı ağacın  dalına bağladı.. )

tuğrul-- hıı,ben böyle bağlamadım.. nerede arayacağız şimdi ..
tuna-- sen çardağa çık.. bu arazide at bulunur mu hiç...

tuna ıslık çaldı...  sonra,"oğlumm yanıma  gell.. "dedi..

uzaktaymış demek.. kişneyerek,dörtnala bir gelişi vardı ki.. görmenizi isterdim..
.. sevincinden hopluyor,ayaklarıyla eşeliyor yeri..  tuna başını..boynunu okşuyor,konuşuyor..
o da burnuyla omuzunu itiyor..

rekin-- bu müthiş birşey..

derya-- inanılmaz,hale bak.. nazlanıyor resmen.
said--(bana bakarak )  yanına gitseniz,yine kızıyor mu..
irem-- yok da,pek sevinmiyor..  tuna yuları tut,geliyorum..

tuğrul-- aralarına girmesene,işte..
tuna--(yuları tuttu.. ) o kadar da,şımarmasın canım.. gel hadi..
 ufuk-- irem gitmee..
irem--korkma ufukcuğum.. amcan var..
(yanlarına gidip.. okşadım boynunu ) kahramanım.. nasılsın..

homurdanarak cevap verdi bana .. ama tunanın yanından gitmem için de, ittiriyor..

tuna-- şişş,yapma... çok ayıp.. özür dile bakayım..
burnuyla,tunanın yanına tekrar yanaştırdı beni..

irem-- akıllı oğlum.. aferin sana... tuna,sen bin de.. diğer atın yularını vereyim sana..
tuna-- (fısıltıyla ) dönerken korkarım,sen de gell..
irem-- (gülümsedim ) o kadar şımaracak halde değiliz, canım..
tuna-- şansımı deneyeyim demiştim.. hadi getir..

bindi,diğer atın yularını da aldı..
tuna-- birazdan gelirim..
tuğrul-- bırakırsa gelirsin..
tuna-- hiç şansı yok..

irem-- içeri girelim hadi.. bende şunları yıkayayım..