Translate

22 Şubat 2013 Cuma

1640.bölüm...


çiçek-- tuna bey,daraldım .. inanın.. yasemin fesh et,çabuk.. zararın neresinden dönersen kardır..
ya bırak,zehirlensinler .. yada katkılı olsun.. pahalı alsınlar.. değer mi,ya.. hayatın karardı..

vahide--rekin--tuna--irem--yasemin--songül--turgut--nail--güllü-- derya-- ela-- hah hah hah..

abim attan inip,yanımıza geldi.. ufuk ta,önümüzde tur atıyor..

tuğrul-- offf..of.. işkence bu resmen.. siz gülün,beni düşünen yok tabi..
ela-- sen bizim çektiğimiz işkenceyi duysan,haline şükrederdin bence..

gülerken.. abime de tabak verdim..

irem-- peynirin tadına bak abi..
tuğrul--( aldı ,yiyor.. )yasemin niye ayaktasın,otursana..
said-- o cezalı.. araştırmasını yapmadan,parası olmadan.. şirket kurmuş,teoride bile iflas etti..

vahide--rekin--tuna--irem--yasemin--songül--turgut--nail--güllü--derya-- ela--tuğrul--çiçek--  hah hah hah..

tuğrul-- peyniri beğendim.. nerenin peyniri bu,bizde alalım..
nail-- hediyem olsun beyim.. satmak beni aşar..  evleneceğim,hapislere düşmeyeyim..

allahım ne güldük ya..çiftlik çınladı sesimizle..

yasemin-- (oturdu yerine ) said aşkolsun..  ağız tadıyla satış yaptırmadın.. gün görmeden,
mr.blaunt gerçek ve kara bir tablo çizdi.. tuna bey,aileyi çökertti..
intihara meyilli ,genç girişimciyi el birliği ile gömdünüz..  hiç mi,şansı yok.. az bütçeli,hür teşebbüsün..

tuğrul-- var da.. ayağını yorganına göre uzatmak şart.. daha birçok etkenle beraber,evdeki hesap çarşıya uymaz genellikle.. hem parası olsa bile,herkes ticaretle uğraşamaz ki..
mesela ben öğretmen olamam.. tuna inşaat yapamaz..

turgut-- ama bir şans verilmeli değil mi..
mesela irem hanım örneğinde olduğu gibi.. bildiğim kadarıyla bir ticaret geçmişi yok.

tuğrul-- doğru ama o  istisna.. hata yapsa da.. kimseyi etkilemeden,kapatacak gücü vardı..
açıkça ben kumar diye düşünmüştüm ama tuna desteklerken, etüdünü de çok iyi yapmış meğerse...
isteyip de,yapamayacağı yok gibi görünüyor.
azimli ,hırslı.. becerikli.. öngörülü, gözlemci.. yetenekli.. imkanlarını kullanmayı bildi.. hasat parasına dokunmadan..  kendi ayakları üstünde durup,kocasının katkısını dahi geri
verebilecek güce erişti..
yakıştırıyor.. iş hayatını geçtim.. genç,güzel ve evli..  daha ne diyeyim ki ben..

irem-- iltifatın için sağol abi..  ama tunayla evli olmak,azap değil.. bilakis..

tuğrul-- dur dur.. yanlış anladın.. yaşın küçük,yaşadıkların büyük... ve mutlu evliliğini sürdürebiliyorsun demek istemiştim.. herşeye yetişip,on parmağında on marifet olması..  hiç kolay değil,bence.
irem-- ay teşekkür ederim.. tunaya laf söyledin sanmıştım.. afedersin.

tuğrul-- rica ederim..
yasemin-- peynirr.. satılık peynir var.. almak isteyenn..

said--derya-- ela--tuğrul--çiçek--vahide--rekin--tuna--irem--songül--turgut--nail--güllü--hah hah hah.

tuğrul-- tunaa,peyniri meyveyi ziyan ettik.. niye içki yok masada..
tuna-- ben sarhoş gibi olduğumdan aklıma gelmedi.. önce hatırlatsaydın ya..

tuğrul-- niye ... tamam,sormadım farz et..  hadi hep beraber Mersine gidelim.. balkonda denize karşı,ikram edeyim size..