Translate

15 Şubat 2013 Cuma

1628.bölüm..


aykut bey,kapıyı açtı..
aykut-- irem hanım, gelir misiniz.. çantanızı da alın..
irem--( kalemimi,çantamı aldım) ne oldu,tuna nerede..
aykut-- burada..

odadan çıktım.. kapıyı kapattı,tuna da orada sahiden.. ama rengi atmış.. demek dinlediler,beni..

irem-- evet ?
aykut-- tuna bey,aceleniz olduğundan bahsetti de.. gidebilirsiniz,demek için çağırdım.. bilgi için teşekkür ederiz..
irem-- hımm.. anladım.. soru sormayayım diye gönderiyorsunuz..
yanımızda değildiniz,bilgi verdiğimi nereden biliyorsunuz.. desem mi ki..

aykut-- (gülerek ) demeyin bence..
tuna-- iyi günler,aykut bey..
aykut-- size de..

tuna bana elini uzattı.. tuttum ve koridordan geçtik.. dairenin kapısını açtı..
merdiven boşluğuna çıkınca da.. derinn bir nefes verdi..

irem-- (gülerek ) hayırdır,sana ne oldu..
tuna-- (iniyoruz basamakları ..bana bakıp )sen tost yemişsin,ben onu da yemedim.. dürüm teklifin hala geçerli mi..
irem-- evet.. yeni tekliflerim de var..
tuna-- (apartmandan çıktık.. kaldırımda yürüyoruz ) ne gibi..
irem-- tatlı gibi..
tuna-- (açtı arabanın kapısını ) güzell.. dondurma da yakışır,değil mi..
irem-- (oturduk,vahide hanımın gönderdiği klasörü gösterge panelinin üstünde görünce ) boşver,o kalsın..  ne oldu,anlat bakalım..

tuna-- (arabayı çalıştırdı ) hiç niyetim yok,hayatım.. tatlıyı da,dondurmayı da istiyorum.. bana ne..
irem-- (gülerek ) ağzına bile yakışmıyor.. kebapçıya gelene kadar.. ben biraz uzanayım.. bütün enerjim,tükendi...
tuna-- kıyamam sana.. yatır koltuğu..

uzandığımda, telefon çaldı.. ahizeyi kaldırmadan.. tuşa bastım.. ses duyulsun diye..

irem-- buyrun..
mehmet-- ......... merhaba,ben mehmet.. rahatsız etmedim umarım..

irem-- rica ederim,etmediniz tabi ki.. merhaba mehmet bey..
mehmet-- vahide hanım,önemli bir toplantıdan çıkacağınızı ve yarın aramamı önermişti .. sesiniz de yorgun ve derinden geliyor..  o yüzden sordum..

irem--  araba kullandığımdan,ahizeyi almadım..
 toplantı .. az önce bitti.. ama sizler her zaman arayabilirsiniz.. buyrun,dinliyorum..

mehmet-- sağolun..sizi meşgul etmemek adına,konuya gireyim o halde.. hayırlı olsun..
 biraz önce faksla bilgilendirildik.. mr.blaunt işi biliyormuş,doğrusu..
hem hizmet şartları, hem de bize yönelik bazı değişiklikler yaptı.. yapacaklarını da  bildirdi..
 çok memnun olduk..  ortaklığınızın bol kazançlı ve uzun ömürlü olmasını diliyorum..

irem-- çok teşekkür ediyorum mehmet bey.. inşallah ,hep birlikte kazanırız..
hem iş,hem özel hayatta mutlu olmanızı diliyorum bende..

mehmet-- hah hah hah.. sağolun.. faruk ve davut da yanımdalar.. onlar da, tebrik ediyorlar.. sizi de duyduklarından..  bizim başımız kel mi dediler..

irem-- (gülerek ) teşekkür ederim..  dileğim ,onlar için de geçerli..

faruk-- irem hanım,sağolun da.... ben öyle birşey demedim..
ama mehmet ve davuta dilek yetmez.. bu beyler umutsuz vaka.. ( imdaatt imdaatt..  dedi ve güldüler sonra da.. )
davut--iyi günler irem hanım.. mehmet faruğu kovaladığından.. kapanışı yapmak bana kaldı..  birazdan yakalayıp,işkence mahiyetinde planlarımızı uygulayacağız kısmetse..
size,eşinize ve tanıdıklara selamlar.. hoşçakalın..
irem-- güle güle,davut bey.. as..

irem--( gülerek,bastım düğmeye..) evlenip ne yapacaksınız.. dert yok,tasa yok..
koca adamlar ,siz koşturun böyle..
tuna-- (kebapçının önünde durdu ) niye öyle diyorsun ki..
evlenmek,koca adam olmak.. koşturmaya engel mi.. belki onlar da, benim gibi..  daha önce hiç kimseyi kovalamamışlardır..

irem-- ay sen, alındın mı yoksa..
tuna-- (gülerek, baktı bana) çokk..
irem-- dürüm alayım da,affet bari..
tuna-- (kaşlarını kaldırıp ) cık,sen tatlıyla dondurmayı al..  birde kovalarsam bellki,affederim..
irem-- hah hah hah..