Translate

8 Şubat 2013 Cuma

1620.bölüm..


birbirimize teşekkür ederek.. tokalaşıp.. ayrıldık şubeden..  kapıya kadar yolcu etti bizi..

ben arabaya bindim.. tunayla camdan konuşuyoruz..

tuna-- nereye gidiyorsun..
irem-- önce büroya,rekine.. sonra bekir beye.. daha sonra da dayıma ve güngör beye..

tuna-- ben büroya ve rekine gideyim.. saliha hanıma haber veririm.. yasinle konuşup.. hangi evler uygun,ona bakarım.. tuğrulla da konuşacağım..  sen bekir beye git.. işim biterse gelirim..  yada dayına giderken beni ararsın, olur mu..
irem-- olur da.. yemek yeriz demişti bekir bey.. güngör beyde gelir belki..

tuna-- (yanağımı okşadı ) aşkımm,yükünü biraz hafifletmek ..işleri çabuklaştırmak için.. önerdim.. akşam kız isteyeceğiz..  yarın nişan var.. kıyafet ve takı alırız.. sende dinlenir,hazırlanırsın..

irem-- (gülümsedim ) hıı.. nerede dinlenip,hazırlanmamı öngörüyorsun..
tuna-- istediğin yerde.. seç,beğen..
irem-- hıı.. bizim kaçamak yaptığımız ev,uygun olur sanırım..
tuna-- (gülerek ) elbettee.. hadi dikkatli git..
irem-- tamam.. songülün annesi tatlı yapacaktı.. onu almayı unutma.. ay ben onları çağırmadım.. sen söyleyiver..
tuna-- anlaştık..

irem-- bir dakika dur.. (çantamdan zarfı çıkarıp..içindeki paraları aldım.. sterlin var..) kaç lira vardır burada..
tuna-- kabaca üç bin lira..
irem-- (üçte ikisini eline tutuşturdum ) diyorum ki.. melek hanımın kirasını,hemen öde..
ev sahibi geri adım atmış ve kirayı akif bey ödemiş olsun..  anaokulunda ödemesi gelmiştir muhtemelen.. ara adamı,bilgisi olsun....
o kadıncağızın aklı rahatlasın.. elizabethin anaokulu daha hazır değil.. biz de tatile gideceğiz.. acil çözümü yapmış olalım,gerçeğini sonraya bırakırız tamam mı..

tuna-- ( gülümseyerek ) olur da,ben senden para mı alacağım.. hemde ikramiyeni..
irem-- panter iremi görmek istiyorsan.. hevesini eve sakla..  bu parayı sana vermiyorum.. ama  gerekirse verebilirim de.. o yüzdenn.. hiç damarıma basma..

tuna-- pekii..ama görmek istiyorum..

gülerek ."bekletmem " dedim...  öpücük atıp,hareket ettim..

****************


bulvarda ki  üç mağazadan..  tunaya,bana ..çamaşır ..günlük ve abiye kıyafetlerle .. ayakkabıları alıp..
bekir beyin iş yerine gittim.. saat 12 :30..
beş kilo da, halka tatlı siparişi verip.. adresi söylediğimden.. gayet rahat , asansörle yukarıya çıktım..

ayça karşıladı beni..
ayça-- hoşgeldiniz irem hanım.. yemekhanemiz üst katta.. bekir beyin yabancı misafirleri gelince bekleyemedi.. söylememi istedi..
irem-- peki ayça hanım.. merdivenden çıkayım..
ayça-- nasıl isterseniz.. buyrun..

ben ağır ağır çıkarken,yanımdan birkaç kişi iniyordu.. aralarında da konuşuyorlar..

-- bekir ağanın kardeşi.. iyi ki,bizim patronumuz değil.. göz göre göre.. raporları hiçe sayıp.. altın yumurtlayan tavuğu kesiyor.. 

-- ne fark eder ki.. onun başı yanarsa,bekir ağa da etkilenir.. bu kadar fazla yatırım yapmış olsa da, kardeşini sokağa atacak hali yok ya.. 

-- beyler,niyazi bey de çekirdekten yetişmiş..işi bilerek,fabrikatör olmuş.. adam enerji sektörüne geçecekmiş, yoksa dokuma fabrikasını satar mı hiç.. 

-- benim bildiğim bekir ağa.. satışa ya engel olur.. yada değerine satılmasına çalışır.. istediği rakamı kredi alıp,ben bile bulabilirim.. olacak şey değil.. 

-- amaa gürselin kovulmasına neden olan kadın,alıcı olursa.. bedava bile verebilir.. kadın öyle  güzel ki abi,petek gibi.. kocası da karaa,çirkin.. birşey..   ağam,kesin tavlamıştır..  helal olsun,valla..

duyduklarım inanılmaz..sinirden gözüm döndü.. beynim uğulduyor.. merdivenin başında durdum.. onlarda.. indiler.. 
-- lan murat, iftira atma..  ne tavlaması.. karı-koca birbirlerine aşık olduklarını..  zekeriya beyle,ceyda hanım.. anlattılar ya.. kadını görmüş gibi anlatıyorsun ya.. pes yani.. 

irem-- (seslendim ve inmeye başladım ) murat bey..