Translate

16 Aralık 2012 Pazar

1523.bölüm..


meğerse;  "marufla,zübeydeyi de çağıralım mı.. gelmelerini onlara borçluyuz.. garip kaldılar..
 buraya geldiklerini de biliyorlar.. en azından,teklif edelim.. "demiş eren abi..
 tuğrul abimde,önce soralım  dediği için... tunayı çağırmışlar..

biz iş bölümüne göre..  mutfak,oturma odası düzenlemelerini yaparken..
 onlarda telefonla konuşup.. çağırdılar,geliriz demişler..  yer tarif etti eren abi.. sadece bülent ben gelirim de,yeliz gelemez.. sakıncalı.. demiş..


mutfakla, oturma odasında iş yapılıyor.. ceketler çıktı,saçlar toplandı.. erkekler dahil.. önlüklerde takıldı.. tunanın önlüğü iki kocaman çilekten oluşuyor..
kimse bakmadığında.. bakışlarımla taciz ediyorum.. güldü ya,intikam güya..

 firuze teyzeyle,halama gerekenleri götürdük..
eren abi ,kebap.. tuna da çiğköfte yoğuruyor.. mutfakta..
figenle,menekşeyi azat ettik.. onlarda ,salonu balkonu.. süpürüp,silmişler.. toz alırlarken..
elayla tuğrul abimde,merdivenlerden indi..üst katları temizlemişler..

bende firuze teyzenin oyduğu patlıcanları ,mutfağa götürüyordum..
irem-- elinize sağlık.. ziya kayıp,nerede bilen var mı..
bilmiyoruz dediler..

irem-- (girdim mutfağa.. zuhal keki fırına koyuyordu ) zuhal,ziya kaçmış..
zuhal-- ziyaya her laf söylediğinde,mahçup olduğunu hatırla ve kaçmış deme hayatım.. gelir birazdan..

yasin-- (soğan,patates ,yeşillikleri temizliyor.. orhan abi de ,yıkayıp doğruyor ) nereye gittiğini, biliyorsun yani..
 zuhal-- evet,yasin..
gönül-- irem,domates doğrayayım mı daha..
irem-- dolma için yeter , gönül.. diğerlerini kaşık salatasına ben doğrarım..


balkon kapısını açıp.. pirinçleri ayıklarken.. tuğrul abim,ışığı yaktı..
irem-- ay abi,ne iyi yaptın.. sağol..
tuğrul-- sende iyi birşey yap,ödeşelim..
irem-- yaptığım herşey iyi,çok şükür.. sen hangisini, istediğini söyle.. abim..

zuhal-- çok güzel mandalina yedirir, mesela..
gönül-- mandalina yedirmesinin özelliği ne ki..
zuhal-- sen vermesini beklerken,kendisi yiyor gönül..

eren-- tuna--gönül--tuğrul-- orhan-- yasin-- irem-- figen--  hah hah hah..

irem-- aşkolsun zuhal.. başka anılarımızı anlatma bari..
figen-- ben anlatsam olur mu..
irem-- seninle ne anımız var ki.. sana da mı mandalina yedirmedim yoksa..
figen-- (gülerek ) yok.. bayramda,köye gelmiştiniz de..  ineğe sapanla taş atmıştın.. hatırladın mı..
irem-- zuhal-- hah hah hah..
irem-- inek beni kovalamıştı da, ağaca çıkmış.. üstüne oturmuştum..
zuhal-- köy diyince,akarca deresine düşeceğini hatırladım bende..
irem-- (içimi çekerek ) hiç değişmemişim,zuhal..  ben neler hatırladım bir bilsen..
zuhal-- demek ki.. ortak anı,tunayla ilgili ..
tuna-- tam isabet zuhal.. ama ben anlatma yanlısı değilim..


tuğrul abim,limonları yıkadı..  sıkıyor..

tuğrul-- iremm.. madem kocan anlatmıyor.. sen,bize..şarkı söyle..
irem-- hıı,tamam.. dolmayı doldururken.. söylerim..
tuna-- halama versene.. o yapsın..
irem-- olmazz.. doldururum,iki dakikada..

pirinçleri yıkadım,süzülürken.. halamın doğradığı iç malzemeyi getirdim..
eti,yağı tuzu biberi,salçası.. tüm malzemeyi , harmanladım güzelce.. patlıcanlara dolduruyorum.. masada..
eren abi,kebapla şişleri buluşturmaya başladı.. tuna da,bulgurun kıvamına bakmaları  için.. verdi birer lokma.. bana da verecekken..
irem-- (istemiyorum manasında başımı salladım.. ona bakarak..)

Ne güzel geçmişti bütün bir yaz
Başımda kavak yelleri esen o yaş
Bense hanımeli kadar beyaz
Çalmıştınız kalbimi bilmeden biraz

Nasılda koşuşurduk bahçelerde
Şarkı söylerdik mehtaplı gecelerde
Sen bana ben sana komşu evlerde
Kök sarmaşıklar gibi sarıldık o yaz

Eline değerdi safça elim
seninse arardı beni gözlerin
Öpüşürken korkusu birşeylerin
Sevgimize ilk hüznü getirdi biraz

Çocuk kalbimize dolan gamlar
Oturup ağlamıştık sessiz çardakta
Çaresiz erken inen akşamı
Veda edip ayrıldık biterken o yaz

tuna-- (gülümseyerek) çok güzeldi,hayatım..
orhan-- irem ,sen söyle.. .hepimiz keyifle çalışırız.. o yaz olanlar,aranızda kalabilir..
tuna--  çok anlayışlısın abi..
menekşe--(alkışladı ) eliniz kirli sizin yerinize alkışladım,harikaydı irem..
irem-- sağolun..

zuhal--(odadan bulaşıkları getirdi,gülerek ) muazzez hala,sizin hala koşturduğunuzu söyledi..
firuze teyze de,fizik tedavisi içindi dedi.. haberiniz olsun..

tuna--(gülerek ) halaa,her gördüğünü söyleme..
eren-- niye bilmiyormuyuz sanki.. merdivenlerde hız yapmıştınız ya..
ziya--  irem kapıyı açtığında,zuhalle çarpışmışlardı hani.. (elindeki poşetleri,yere koydu)

tuğrul-- tabi  sen;zuhali tuttuğun için.. çok mutlu olmuştun,değil mi...
ziya-- asıl,olmasam tuhaf olurdu bence..
senin de.. elayı kucağına aldığında,şikayet ettiğini hatırlamıyorum abi..

tuğrul-- laf ebesi..nereden aklına geldi,şimdi..

eren-- ne diyorsunn.. ve nereden biliyorsun..
yasin-- pes yani.. bilmediğin yok,ziya..

tuna-- bizde şahit olduk,canım.. nikah öncesi ,bir refleks sonucuydu o..
menekşe-- ziya kardeş, senden birşey isteyebilir miyim..
ziya-- emret ablam...
menekşe-- lütfen,sus.. detaya girme..

kahkahayı duymalıydınız..