Translate

10 Aralık 2012 Pazartesi

1507.bölüm..


vahide-- evet.. içeride şimdi.. bahsetti.. onu isteyemediğim için,sitem  etti.. lütfen çekinme bile dedi.. irem hanım,size sevgilerimi gönderiyorum..

irem-- hah hah hah..kalabalıktık,burhanları söylemek işime gelmedi..  sen siteme aldırma. öyle mutlu oldu ki.. ara tabi..çekinme.. hem sevgiler karşılıklı,bende sana gönderdim..

vahide--  o halde.. şimdi yemeğe,yarında beraberce evine gideceğimizi söyleyeyim ..

irem-- güzell.. iyi eğlenceler,size.. görüşürüz,hoşçakal..
vahide-- güle güle..

sağol diyip kapattım.. halamların ışıklarını kapalı,görünce..  mavi köşe pastanesinin önünde durdum..

iki ayrı pasta alıp.. yazı yazılmasını bekledim.. mumları,süslemeleri ayrı koydular..  arabaya yerleştirilince de.. hareket ettim...

**********
havaalanı parkına girdiğimde,tuna  taşıma arabasıyla beni bekliyordu.. indim..

irem-- aşkım,pasta aldım.. sen onları al.. birde çanta var.. gelmediler mi daha..
tuna-- (pastaları alıyor ) geldiler,sen geciktin.. uçağa gidişimizi görseydin keşke.. maşallah kısmetliler.. uçağı doldurduk da. onlara nasıl götüreceğiz,bilmiyorum..

irem-- hıı,zürefada var tabi.. tır lazım bize.. (kilitledim arabayı ,yürüyoruz )
tuna-- sen şaka yaptığımı mı sanıyorsun..

irem-- yapmıyorsan.. nakliyeyi abim sağlasın.. ona da karışmayalım.. çağırdılar.. gidiyoruz işte..  bülentler istisna.. kucağımda yine taşırım... of tunaa,yoruldum.. şu arabaya bile oturabilirim..
tuna-- bende seni kucağıma alabilirim ama alamıyorum.. bak geldik..

uçağın içi görülüyor.. bana el sallıyorlar.. bende salladım artık..

************

öylesine çok gülüp, eğlendik ki.. ne kalktığımızı, ne de indiğimizi hiç birimiz anlamadık..
ziya,kırdı geçirdi bizi.. nefis çiğ köfte yapmış.. hepimize yedirdi.. pilot ve hostes dahil.. mezeleri de götürüyorlarmış..bende sarmısak kokusu nereden geliyor diyorum..

havaalanında iki  araba kiraladık,ikisinin de bagajları.. kucaklarımız ayak altlarımız  doldu..
pastaları ve zürefayı götürüşümüz görülmeye değerdi.. tuna gerçek boyutta yavru zürefa almış..
neresine dokunursan farklı ses çıkarıyor.. halamla firuze teyzenin arasına oturttuk onu da..
pastalarda kucaklarında.. ziya ve zuhal de oturdu.. tunayı takip edecek..
nihayet hareket ettiğimizde..

figen-- tuna havalandırmayı açar mısın.. yağmur yağıyor ama bunaldım ben..
tuna-- tamam,açtım..
irem-- (döndüm arkaya) figen öne gel istersen..
figen-- yok burası iyi..sağol.. (gülerek ) yasine dubaiyi sormak istiyorum,yanlız kalabildik nihayet..

tuna-- daha kalmadınız,yasine laf söyletmem.. hep beraberdik,figen..
irem-- asıl Adanada kalması tehlikeliydi.. nasıl bıraksaydık,canım.. ben vardım.. ne soracaksan bana sor..
yasin-- yaa,gördün mü.. mecburen gittim.. beraber gitmek için.. ön araştırma olarak kabul et..

figen--tuna--irem-- hah hah hah..

figen-- laf söyleyecek değilim canım.. iyi yapmış.. kısmet olursa beraber de gideriz..
yasin-- inşallah.. üç kişi gideriz..
irem-- aa,çocukla gidilmez.. kulağı ağrır basınçtan.. kıyamam hiç.. biz bakarız ona..
tuna-- biz kim.. tuna diyecektin herhalde..

irem-- aşkolsunnn.. cinsiyetini bilmediğim için,öyle dedim tuna.. kızsa sen,erkekse ben..
ama zuhalin öngörüsü doğruysa,sen bakacaksın..

tuna--yasin--figen-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: