Translate

7 Aralık 2012 Cuma

1504.bölüm..


mr.blaunt-- kery, vahidenin aradığını söyledi.. birşey mi olmuş..
irem-- (gülümsedim ) yok.. iyilermiş.. sanırım,sizi isteyemediğinden.. benimle konuşmak zorunda kaldı.. selamı var..

mr.blaunt-- (yüzü aydınlandı ) as..
yasin-- sen,biz gelmeden  çay içiyorsun ha.. alacağın olsun..
irem-- ben girmeden,siz denize girdiniz ama.. ben birşey dedim mi yasin..
çay çok,ben demledim..içersiniz..

yasin-- pardon.. düşünemedim.. havuza girseydin,keşke..
irem-- başka ve daha önemli bir uğraşım vardı..

tuna-- ne gibi..
irem-- görürsünüz..
maruf-- çay mı içeceğiz,şimdi..
mr.blaunt-- ne isterseniz,söyleyin şeyhim..
maruf-- beyler,ne diyorsunuz..

tuna-- irem demlemiş,ben çay içerim..
diğerleri de,çay diyince.. maruf da,peki dedi..

denizin nefisliğinden.. tunayla yasinin yarışından.. bahsediyorlardı..
irem-- kim kazandı..
maruf-- berabere kaldılar.. ikiniz yüzerken,durum ne oluyor..
irem-- tuna geçeceği için.. pek yarış mıyoruz,maruf..
yasin-- ama sende çok güzel yüzüyorsun..
irem-- sağol..
tuna-- nerede gördün ki.. ....... tamam.. hatırladım.. yaz geçti,daha biz denize bile giremedik malesef..

mr.blaunt-- bu gece,yarın burada kalıp girebilirsiniz tuna bey..
tuna-- (gülerek ) sağolun.. yerimiz var ama zamanımız olmadı.. rekin..

maruf-- bir teklifim var.. sizi yatla,göndereyim.. hem düşünürür,hem fırsatı değerlendirirsiniz..

irem-- sağol da,bize hiç uygun değil şu anda.. benim de sana bir teklifim var maruf..
beş dakika içinde,çok sevinirsen..  gelirken bahsettiğin, borcumu unutacaksın..

tuna-- ama sevineceği şeyi senin yapman gerekmez mi.. o sana ,çocukları getirmişti ya..
irem-- pekii,düzeltiyorum.. beş dakika içinde benim yaptığım ,bir şey için.. çok sevinirsen..
borcumu unutacaksın..

maruf-- borcunu unutturacak ,ne yapmış olabilirsin ki...
irem-- sen kabul et de,görürsün..
maruf-- kabul ama çok merak ettim.. sevinmezsem ne olacak.
irem-- bize bırakırsın..  (dönüp, kery ye baktım ) kery getirsinler,artık..
kery-- peki ,irem hanım..

maruf-- (koltukta kıpırdayıp ) getirsinler dedin.. sözleşmeyi,imzalayacaksan çok sevinirim gerçekten..

irem-- hah hah hah.. imzamı attım da,sözleşmeye değil.. sana daha önce takıntılı olduğunu kimse söylemedi,değil mi maruf..
maruf-- elbette,söylemeye kim cüret edebilir ki..
irem-- benn..

rekin--maruf--mehmet--davut--yasin-- faruk--tuna--  hah hah hah..


tatlılar,kekler tabaklarımıza konulmuş.. getirip servis yaptılar.. çaylarımız da geldi..

maruf-- senn, kek mi yaptın.. bu yaş pastalar senin eserin mi ,yani..
tuna-- (tadına bakıp.. ) evet,bunları kesinlikle  irem yapmış.. eline sağlık hayatım.. çok güzel olmuş..
irem--afiyet olsun..

diğerleri de,şaşırıp beğenilerini söylüyorlar da..
maruf ağır ağır tadını çıkararak, yiyor hala.. dünyayla ilişkisini kesti..

yasin-- (gülerek,yedi ) akşam için karşılaştırma imkanım olacak.. eline sağlık..
irem-- (güldüm ) hiç problem değil yasin.. zuhalin yaptığını bende,beğenirim..
evinizde,figenin yapacağı kekleri de yeriz inşallah..

yasin--(içini çekerek ) inşallah ..
tuna-- irem,niye hatırlattın şimdi..
irem-- özür dilerim,yasin.. niyetim o değildi..

mehmet--  yasin bey.. neyi hatırladınız ki.. eviniz mi yok..

yasin--evler var da.. eşim İstanbulda,ben Adanada olunca.. altı aydır kendi evimizi kuramadık ,mehmet bey.. mezun oldu diye sevinirken, işi de İstanbulda buldu.. iki gün sonra,yine gidecek..
 iş güzel,o çok başarılı.., derece ile bitirdi..  idealist..  master da yapmak istiyor.. bebeğimiz olacak ..
ben istifa edemiyorum ve çaresiz kalmaktan,belirsizlikten rahatsızım..

mehmet-- durum zormuş..
faruk-- iş imkanı ,yükselmek  açısından İstanbul daha avantajlı da..Adanada da bulur belki.. irem hanım,siz araştırsanız..

irem-- cv sini istedim.. faruk bey.. bir çözüm yolu bulacağız,elbet..
figeni anlıyorum ama annelik idealistlikten önce gelir.. her zaman..

davut-- herkes sizin gibi düşünmüyor,malesef..
benim  hatalarım  da etkendi ama bizim boşanmamızın  da,ana nedeni buydu..

irem--şartlarınızı.. sizi,tanımadan..  bilmeden,yorum yapmak  yanlış olur  tabi..
ama hatalar dediğiniz anda.. kusura bakmayın,hemcinsime hak verdim.. davut bey..

maruf-- (ağzını peçeteyle silip ) enfes olmuş,irem.. borcun kalmadı.. çok teşekkür ediyorum..
irem-- afiyet olsun..

maruf--ama  tarifini aynen yaptıkları halde.. neden,böyle güzel olmuyor.. sırrın nedir,söylesene..
irem-- onlar mecburiyetle ,ben isteyerek.. yapıyorum maruf..
içimden gelmeyip,kendimi iyi hissetmeden yapsam.. o da sıradan olur.. ve mutlaka yiyen kişiye ulaşır.. yani, asıl sır tunada..

maruf--(gülerek ) vayyy.. iltifat çok güzeldi.. tunayı kıskandım şimdi..
tuna-- (elimi tuttu.. gülümseyerek ) maruf.. nazar etme ne olur,çalış senin de olur..

yasin-- (kısık sesle ) çalışmayı, farklı algılayacağına eminim..

rekin--yasin--maruf--mehmet--faruk--davut-- irem-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: