Translate

5 Aralık 2012 Çarşamba

1498.bölüm..


maruf-- özür dilerim.. bir daha iş mevzusunu açmayacağım..
irem-- tamam.. affettim.. tepkimi anla ve bana hak ver.. iki gündür,oldu-olmadı.. imzaladın,vazgeçtin..
bunaldım bıktım .. normal konulardan konuşalım..
maruf-- peki,anlaştık..

odadan çıktık.. yürüyen merdivenlerden inerken..

irem--(kısık sesle ) boğazın mı kurudu..
tuna-- (gülerek ) yaa,ne demezsin..
irem-- yasine haber verecektik..
tuna-- ararız.. senin de arabanı alalım.. sayımız arttı..

alt katta.. mücevherlere takıldı gözleri.. vitrine bakarlarken..

tuna-- ver anahtarı,ben getireyim..
irem-- aman karşıya geçip,bineriz.. tuna.. iki adım yürüsünler.. gitme..
tuna-- (kapıya bakıyordu ) yasin dedin,yasin geldi...

yasin--(içeriye girdi,tokalaşırken )  merhaba.. mr.gardneri arıyorum,gördünüz mü.. otelden ayrılmış..
tuna-- merhaba yasin.. gördük.. almanyaya dönmesi gerektiğinden,kusura bakmasın dedi. selam söyledi..
yasin-- hadi ya..
mr.blaunt-- hoşgeldiniz yasin bey.. şeref verdiniz..

yasin-- hoşbuldum mr.blaunt.. o şeref bana ait.. hayırlı uğurlu olsun yeriniz..
mr.blaunt-- çok teşekkür ediyorum..
diğerleriyle de selamlaştı..

maruf-- biz tanıştık mı.. beyefendiyle..
tuna-- bilmiyorum.. tanıştırayım.. yasin,benim çok yakınım.. yüksek makina mühendisi.. baraj inşaa ediyorlar..
maruf-- memnun oldum.. bende tunanın arkadaşıyım.. adım maruf.. yüksek inşaat mühendisiyim..
yasin-- bende memnun oldum,maruf bey....

irem--figen,annen.. halam neredeler..
yasin-- dün osmaniyede kaldık.. ben mr.gardnerle ilgileneceğim diye.. döndüm..
gül ve eşiyle akşam geliriz demişlerdi... neyse.. görüştüğümüze,tanıştığımıza memnun oldum..
hoşçakalın..

maruf-- bizde memnun olduk yasin bey.. bize katılmaz mısınız,yemeğe  gideceğiz de..
mr.blaunt-- evet,lütfen.. gelin..
tuna--  sende gel,yasin..
yasin-- (kısık sesle ) ne işim var tuna..  siz gidin..
irem-- hanımın yokmuş..tek mi bırakalım seni..  geliyorsun.. o kadar..
yasin-- peki..


maruf--  rekin nereye götüreceksin bizi..
mr.blaunt-- (gülerek ) sürpriz olsun,diyorum.. ama önce havaalanına gideceğiz.. natalie ?
natalie-- geldi efendim..

tuna-- araba istediyseniz.. bizim arabalarla gideriz..rekin..
mr.blaunt-- yorulmanızı ve alkollü araba kullanmanızı istemedim tuna bey.. buyrun...

çıktık mağazadan.. oo,limuzin istemiş beyefendi..

salon gibi,pek geniş ve rahat.. karşılıklı koltuklar oturduk artık.. sarsılmıyoruz bile..
 içkiler eşliğinde ,havadan sudan konuşup gülünüyor..  yasin az,ben hiç içmiyorum ama diğerleri dolduruyorlar devamlı..

irem-- maruf,saidler neredeler...
maruf-- (gülerek ) şimdi neredeler bilmiyorum da.. geçen hafta italyadalarmış..
sen deryaya kaç gün izin verdin ki..
irem-- istediğin zaman gel dedim.. mağazası açıktı,sen kaç gün izin vermiştin saide..
maruf-- hah hah hah.. çok beklediğinden, süre vermedim.. mağazayı idare ediyorlar da..
sen deryanın yerine başkasını bul,bence..
irem-- olmaz,dönecek ve çalışacak..

rekin,içini çekince..
maruf-- patron vicdansız ,rekin.. katlanacaksın çaresiz..
irem-- öyle miyim,mr.blaunt..
mr.blaunt-- hayır hayır,değilsiniz..
yasin-- adamcağızın seçeneği mi var ,tabi öyle diyecek..

tuna çabucak,çikolata verdi ağzıma..
tuna-- öksüremeyeceğim.. önlem olsun dedim,hayatım..

nasıl gülüyorlar görseniz.. bayıldılar..

Hiç yorum yok: