Translate

7 Kasım 2012 Çarşamba

1453.bölüm..


yasemin-- çağırmadık da, uğradı..gideceğimizi söyleyince..arabası var, almanca da biliyor diye gönüllü oldu..  iş için endişeliyseniz,ondan laf çıkmaz..

irem--  güzelim,ondan laf çıkmaz.. muhtemelen  haberleri vardır ,onlardan da zarar gelmez ama konuşulursa,işimizi engellemek isteyen başkaları duyabilir..
 o kadar,emek..zaman  para boşa gitse üzülürüz.. yani imza atılmadan, biraz gizlilik de iyidir.
 ikiniz de,müdürsünüz.. biraz dikkatli davranmakta fayda var..  yanımızda çalışmayan bir elemanı götürmek ,hem faydalanmak gibi algılanabilir.. hem de,gelen.. sizin yetersiz olduğunuzu düşünebilir ..  ama artık söylemişsiniz,gelme denilmez.. bu seferde o yanlış anlar..
benim adıma,misafirimi karşılamaya gidiyorsun.. arabalara bahadır holding yazısını
 boşuna mı yazdırdım.. şimdi kullanmayacaksın da,ne zaman kullanacaksın değil mi.

yasemin-- tamam.. hiç böyle düşünmemiştim,haklısınız..
irem-- zuhal,sen odaya geç.. ben gelirim,birazdan.. oruçlu musun,kız..

zuhal-- tabi ki.. gülçin hanım bile sordu,sağolsun..
irem-- (cin gibi bu zuhal.. tanımış demek ki...) kapıdan girene sor demiştim de..

ayakkabılarımı giyip,yaseminle beraber indim aşağıya.. zekeriya ile tokalaştık..

irem-- hoşgeldin,zekeriya.. nasılsın..
zekeriya-- hoşbulduk,irem hanım.. iyiyim,şükür.. siz nasılsınız..
irem-- iyiyim,sağol.. sende beraber gitmek istemişsin sanırım..
zekeriya-- evet ama isterseniz gitmeyeyim.. düşünemediğimiz bir detay vardır belki..

irem-- doğrusunu istersen,burada yardımcı olabilirsen..çok daha sevineceğim..
zekeriya-- tabi,ne konuda yardım istiyorsunuz.. emredin..

irem-- estafurullah.. almanca bir broşürü çevirmen,mümkün mü.. tuna bakamadı daha..
çok acil değil de,fikrim olsun dedim..
zekeriya-- elbette.. tuğrul anahtarı al,kardeş..

 irem-- zekeriya,çok sağol da.. araba var.. vahide hanım,yeni arabalardan birisinin anahtarını versene..

getirip verdi.. tuğrul ve yasemin gittiler.. bende vahide hanımın odasından,sam in getirdiği almanca broşürü zekeriyaya verdim.. tuğrulun masasına oturup,çalışmaya başladı hemen..

irem-- zekeriya, mesain bitmiş.. bak başka bir planın varsa.. zorunlu değilsin.. hiç gücenmem tamam mı..
zekeriya-- tamam,irem hanım.. planım yok.. iki saat sonra,annemleri alacağım garajdan.. bir saatte biter bu..
irem-- sağolasın.. songül masamız ,yiyeceklerimiz hazır mı.. eksiğimiz var mı..

songül-- herşey hazır.. güneş batınca,bahçeye çıkaracağım sadece.. birde,sıcak pide aldım mı..tamamdır..
irem-- az alma,son iftarda misafirimiz  var.. kısmetliler de gelir.. yeriz..
songül-- tamam.. (başıyla vahide hanımın odasını işaret edince,ne oldu diye göz kırptım..)
(fısıltıyla) onun da,misafiri gelecekmiş evine..

başımı sallayıp,odasına girdim..
vahide-- buyrun..
irem-- vahide hanım,bugün arefe ama şartlar gereği çalıştık..
ister rekini çağır buraya ,istersen evine git. orada ağırla.. burada olmanızdan mutlu oluruz ama ısrar etmiyorum.. sakın yanlış da anlama..
annen ve kızın denize gittiler diye dedim..  nasıl istersen öyle davran.. özgürsün.. ben gittimm..

vahide-- irem hanım..
irem-- evett...
vahide--(güldü ) sağolun..
irem-- rica ederimm..

********
yukarı çıktım,odaya girip..

irem-- zuhalim gelsene.. üstümü değişirken,konuşalım.. yabancı misafirim gelecek .. anlaşma imzalayacağız.. yemekten sonra.. 

zuhal-- hayırlı olsun.. ziya gelinceye kadar,konuşalım.. 

içerideki odaya götürdüm.. o arkasını dönüp ,oturdu..bende dolaptan askıyı,aldım.. giyiniyorum..

irem-- ziya gelince,nereye gideceksiniz ki.. kalın,yemeğimiz var.. allah ne verdiyse yeriz.. hep beraber.. 

zuhal-- yemediğimiz yer değil,canım.. neşe ablalar çağırmış,oraya gideceğiz.. 
irem-- hıı,yazlığa mı.. 
zuhal-- yok yok.. evlerine.. Ankaraya gideceklermiş,bu gece.. 
irem-- döndüğünüzü nereden bilmişler ki.. sabah geldik demedin mi.. 

zuhal-- dün sabah, dedim.. ziya işe gidince haberleri oldu,tabi.. 
annemlerin,kayınvalidemlerin.. kısaca buraya gelenlerin çok selamları var size.. candan ve melek ayrıca öpüyorlarmış.. niyeyse,artık.. 

irem--(gülerek ) as.. sağolsunlar.. olanları anlattılar mı.. 
zuhal-- evet.. 

irem-- bak bakalım,iyi oldu mu.. 
zuhal-- (döndü ) hımm,sarı renk çok yakışmış.. ama kolye olmamış.. küpen gösterişli zaten.. o yeter.. yada kemerin varsa.. onu da kullanabilirsin.. elbisen üstünde emanet gibi duruyor.. vur diyince,öldürmüşsün yine.. bu kadar zayıflaman  iyi değil,kızım..  ( elindeki poşetten.. vişne rengi 
ipek bir elbise çıkardı.. etiketi üstünde daha..  boydan .. vucudu  dubleli,kolsuz.. geniş bir u yaka çalışılmış..  tek detay, baseni çevreleyen kalın pileler.. koltuğun üstüne koyup,elbisemin fermuarını açtı.. soyuyor ve giydiriyor..  ) bu senin kısmetinmiş..  az önce aldım ama içime sinmemişti ,
pilenin basende oluşu.. sende iyi durur.. dedim ve durdu.. (etiketi kopardı ) hayırlı olsun,güle güle giy.. 

irem-- sağol da,kendine almışsın.. ben giyemem.. 
zuhal-- giyersinn.. vitrinde görünce almıştım.. özel bir amaçla değil yani..tuna gelecek mi,iftara.. 
irem-- hımm,gelecek.. on gündür,pamukla uğraşıyordu..çiftlikte. 
bunun fiyatını söyle,zuhal.. 

zuhal-- saçma sapan konuşma da.. otur,saçını toplayayım.. sıkı sıkı topuz yapınca, iyi durmaz şimdi.. tel toka var mı.. 
irem-- (söz dinleyip,toka kutumu .. saç fırçamı getirdim ve oturdum koltuğa..) niye iyi durmazmış.. 

zuhal-- e yüzün kaşık kadar kalmış.. 
irem-- nee.. hah hah hah.. 

zuhal--iremm, bir rahat dur .. kız gıdıklama..  acıkmışım,başım dönüyor zaten.. bırakırım bak.. (ben nasıl baktıysam artık ) şiişş, kendine gell..  düşüncelerin yersiz.. 
 kaydını yaptırdın mı irem.. 

irem-- o düşüncelerim gerçekleşince,ilk bana söyleyeceğine söz ver.. söyleyim.. 
zuhal-- hah hah hah.. söze ne gerek var ki.. kayıt tarihi çoktan geçti.. ve haline bakılırsa tavsiyemi dinlemişsin.. 

irem-- (topluyor hala,tokalar takılıyor)evet,kaydoldum da nasıl yapacağımı bilmiyorum hala.. 
sen kendinden haber ver bakalım.. nasılsın.. 

Hiç yorum yok: