Translate

9 Ekim 2012 Salı

1420.bölüm..


ertesi gün dinlenmiş olarak, huzurla uyandık..günler sonra, ilk defa beraber kahvaltı yaptık..
keyif çaylarını içerken ,yağmur yağmaya başladı..

irem-- tunam diyorum ki..
tuna--(gülümseyerek,yanağımı okşadı ) epeycedir bu tonda konuşmamıştın..
irem-- nasıl yani..ne diyeceğimi sanıyorsun ki..
tuna--  hoşlanmayacağımı bildiğin bir önerin var ,beni ikna etmeye çaışacakmışsın gibi hissediyorum..

irem-- hah hah hah.. pekii,ikna eder miyim..
tuna-- şüphesiz de,direnmek istiyorum..

irem-- (gülerek,öptüm yanağını ) bu direncini kırmıştır umarım..
iki saatliğine beni yanlız bırak.. o arada kebaplık et al da,dinlensin..
sonra annemlere uğrayıp,Adanaya dönelim..

tuna-- (kaşlarını çatarak ) et şiparişimi verdim , merak etme..
 beni uzaklaştırıp ne yapacağını söylemezsen,kesinlikle diren...  (demir kapıdaki zil çalınca ,ayağa kalktı) kim acaba..

irem-- pantolonunun düğmesi kapalı mıı.. hah hah hah..

tuna-- (kontrol etti ) kapalı.. dönünce de gülebilecek misin bakalım..
irem-- elbettee..   gelen kimse,çay kısmeti var.. yabancı değilse buyur et..
tuna-- başkaa..

o çıktı,ben de.. bardaklarımızı mutfağa götürüp... çay doldurdum..

dışarıdan sesler gelince,perdeyi aralayıp baktım.. aa babam gelmiş.. tunayla konuşuyor..

irem-- (camı açtım hemen) babaa..  gelsenize ne duruyorsunuz orada.. ıslanmayın..
ahmet-- gelmeyim,kızım.. sevim baldızlar,sizi de çağırıyorlar..  haber vermeye geldim..
tuna-- abi gel ya..  nasılsa götürmüşsün.. evimizde bir bardak çayımızı iç bari..
ahmet-- iyi ,bir bardak içeyim hadi..

****
içeri girdiklerinde, sarılıp öptüm..
ahmet-- hayırlı olsun,güle güle oturun..
tuna-- sağol abi.. buyur otur...
irem-- bende çayını getireyim..

*****

oturduk,çay içerken konuşuyoruz.. teyzem arayıp çağırmış,onları da..
 bütün misafirler de oradaymış.
bizim telefon olmadığı için,babam evi ve çiftliği aramış.. buraya geldiğimizi öğrenince de..
haber vermeye gelmiş..

irem-- bu akşam açılış var,Adanaya dönmemiz lazım baba.. uğrarsak gecikiriz..
teyzem yemeğe kalın diye, ısrar eder şimdi..

ahmet-- eder ,o yüzden çağırıyor zaten.. ama yemek öğlene yenecek..
sonra misafirlerden çoğu yola çıkacaklar mış.. suat beyler,birkaç gün daha buradayız dedi..
siz bilirsiniz de,benim gitmem lazım..çünkü mangal bana ait..

tuna--tamam, geliriz abi.
ahmet-- biz bizeyken,birşey söyleyeceğim tuna.. (bana bakarak gülümsedi) belki birisi mutlu olur..
tuna-- söyle abi.. irem mutsuz muymuş,merak ettim..

ahmet-- yanlış anladın.. pamuk toplanmadı  ama biz bir aylığına ,karadenize gideceğiz.. 4 temmuz da.. yola çıkıyoruz,kısmetse.. ramazanı orada geçireceğiz..

irem-- yihuuuu.. yaşa sen.. arabayla mı..

ahmet-- sizde yaşayın.. evet.. ertan olunca,otobüsle gidemiyoruz.. belki döneriz,belki dönmeden Manisaya gideriz torun için.. daha belli değil..
tuna-- abi güle güle gidin,yolunuz açık olsun.. pamukla ben ilgilenirim.. merak etme de.. (bana bakıp) ben neyi kaçırdım..

irem-- anlatırım..
ahmet-- sağol tuna..
irem--  babaa,pekiii.. yarının önem ve mahiyetini biliyorsun değil mi..
ahmet-- (gülümseyerek ,başını salladı ) biliyorum ,çok bilmiş..
irem-- (dudak bükerek ) hayret..  bak sakın tencere takımı alma ha.. acayip bozulurum ona göre.. ertanı da bana bırakabilirsin..

ahmet-- hah hah hah.. çok konuşuyorsun, çok.. bu dediklerim aramızda kalsın, nerminin haberi yok..
irem-- anladım ama rüşvet tekliflerine de açığım.. kadayıf ve reçeller iyi gider.. oruçta..
ahmet-- (gülerek ) çok bilmiş..  benden bu kadar, özcanın diline düşürdün ya beni.. hiç bir şey yok sana..
irem--(yok ya der gibi baktım )  babaaa,3 temmuzun annem için önemini..  ne hatırlattığını ...
ahmet-- ne reçeli istiyorsun..
irem-- ağanın eli tutulmazmış.. yap hepsinden..

tuna-- ahmet -- hah hah hah..

Hiç yorum yok: