Translate

6 Ekim 2012 Cumartesi

1417.bölüm..


yayla havası başka.. masaları da ağaçların gölgesine koymuşlar,serin serin pek iyi geldi..

kebaplar yenildi,konuşarak gülerek.. ufuk çocuk parkında ,koşturmaktan hiç yanımıza gelmedi.. bizde rahat rahat sohbet ettik..
tuna elimi yıkayım bahanesiyle,hesabı ödedi ve geldi..

tuğrul-- tuna çay mı istedin..
tuna-- yok abi.. çayı başka yerde içeceğiz.. hazırsanız,gidebiliriz..

ela-- başka yere ne gerek var tuna.. içelim işte.. tüm yorgunluğumuza değdi burası..
irem-- (gülerek ) çayı ben yapacağım ve müthiş bir manzarada içeceğiz elacığım..

menekşe--çağırıp durdu da.. annenlere gitmeyelim,irem.. kardeşler bir araya gelmişler,hasret gidersinler..
irem-- bizde kendi evimize götüreceğiz zaten..
tuğrul-- o olur işte...

kalktık, elayla menekşenin koluna girdim.. erkeklerden biraz öndeyiz.. tuğrul abim de ufuğun yanına gitti..

kısık sesle
irem-- menekşee..
menekşe-- .herşey bildiğin gibi ..bir gelişme yok.
irem-- daha söylemedin mi..
menekşe-- hayır..
ela-- dün sen..  tuğrula ne dedin,söyle bakayım..
irem-- ne önemi var ki ela.. gayet güzeldi.. ve  mutluydun değil mi..
ela-- evet..
irem-- işte istediğimiz ve olması gereken bu..


tuna-- irem kahvemiz var mıydı..
irem--(dönüp tunaya baktım)  emin değilim,risk almayalım bence..
tuna-- tamam..

ufukla abim de geldiler,arabaya binilirken..
tuna-- sıkışırız demezseniz tek arabayla gidelim..
tuğrul-- iki araba olsun.. orhan abileri al ,sen.. ben takip ederim seni..

menekşeyle,orhan abi bizim arabaya oturdular..   hareket ettik..
tuna kullanıyor.. ara yoldan gidiyoruz..

orhan-- menekşe ne oldu,yine miden mi ağrıyor..
menekşe-- biraz fazla yedim,orhan.. çay içince geçer,merak etme..
orhan-- ama tekrarlıyor.. pazartesi  kalalım da,doktora gidelim lütfen..
..
tuna-- (durdu bakkalın önünde ) soda da iyi gelir menekşe..
menekşe-- peki, tuna..

orhan abi de indi,tunayla.. bakkala girdiler..
döndüm arkaya.. çantasından bir ilaç çıkarıp içtiğini görünce..

irem-- o neydi  menekşe.. hamile olduğunu sen de mi unutuyorsun yoksa..

menekşe--( gülümseyerek) hiç unutmama izin verilmiyor,inanabilirsin..
bunu doktor verdi.. bulantı için.. orhan peşimden ayrılmadığından, daha önce içemedim..

irem-- doktora gidelim dedi.. ona ne çare bulacaksın.. söylesene artık..
belirtileri nasıl gizleyebiliyorsun bilmem.. kaç saat arabayla yol gideceksiniz.. sen nasıl rahat edeceksin ki..

menekşe-- artık gizleyemiyorum,doktor ısrarı daha çok o konuda yoğunlaşıyor..
yarın akşam uçakla gidiyoruz,havadayken söylemeyi düşünüyorum..doğum günü armağanı olacak..

irem-- ayy çok güzel de.. havadayken sakıncalı.. zıplamak ,bağırmak  teşekkür etmek gibi etkinlikleri göz önüne alsana..

menekşe-- hah hah hah..


orhan abi sodayı menekşeye verip,oturdu yanına.. tuna da.. kavun,karpuzu ve poşeti arkaya koydu..
yerine oturunca da.. hareket ettik.. abim de arkamızdan geliyor..

irem-- ana yoldan gidelim tuna.. görmesinler..
tuna-- tamam..
orhan-- kim görecek ki..
irem-- ara yol,annemlerin evinin arkasından geçiyor,orhan abi.. teyzemlerde buradalar..
uğramayacağız,görülme riskine girmeyelim istedim..

menekşe-- sevim teyze de, neşelerle suzan teyzeleri çağırmış.. onların evi de,bu tarafta mı..

irem-- karşı tarafta olduğunu biliyorum ama gitmek nasip olmadı..
teyzem ,zuhal olmadan nasıl misafir ağırlayacak acaba.. ben onu merak ediyorum..

menekşe--mecburiyet olunca,yapacak çaresiz.. neşe gittiyse,yardım ediyordur..
sen duydun mu,neşe yeniden öğretmenlik için başvurmuş..
irem-- duymamıştım.. ben büyüteceğim kızımı diyordu.. niye karar değiştirmiş ki..

menekşe-- neşe çalışmaya alışık.. evini ve çocuğunu ihmal etmeden sürdürüyordu zaten..
lütfünün dengesizliğinden ayrıldı..
arkadaşlarının çocuğu annesi çalışmadığı halde kreşe gidiyormuş,çok da memnunlarmış.. o yüzden kabul ettirebilmiş,yani..

irem-- hayırlısı olsun..
 tuna,abimlere soracağın bir konu vardı.. sordun mu..
tuna-- sordum.. hiç endişelenmeden girin dediler.. onlarda kullanıyorlarmış..

orhan-- sözünüzü kesiyorum ama eviniz daha uzak mı..
tuna-- geldik abi,şu ileride görülen yer bizim..(aynadan bakıp) menekşe rahatsız mı oldun yoksa..

menekşe-- yok tuna yok.. durabileceğin bir yer olursa,kozalak alalım bir tane demiştim de.. kokusunu çok severim..
irem-- bende severim.. tuna bizi indir de,yürüyerek gelelim..
tuna-- kusura bakma,canım.. kozalak orada da var.. menekşe üç dakika dayanırsın değil mi..
menekşe-- dayanırım tabi..

irem-- (gülerek ) eh tuna,ağaca çıkıp.. kozalak  toplamazsam bana da irem demesinler..

tuna-- hah hah hah.. sen çıkarsan ,bana da tuna demesinler..
orhan-- menekşe ağaç,kozalak kelimeleri sakıncalıymış.. şimdilik unut hayatım.. ben sana kozalak bulurum..
tuna-- menekşe-- irem-- hah hah hah..

irem--orhan abi şaka bir yana.. ağaca çıkmak isterdim de,frenliyorum kendimi.. tabi olabildiğince..
tuna-- fırsatını bulunca hiç kaçırmıyorsun ama..
menekşe-- yasaklara alerjin var da.. bu başka birşey irem..  bülent ikinizi yakalamış ya..anlatırken ki endişesini görseydin keşke.. 

irem-- (gülerek )bana kızdı menekşe.. halbuki tamamen masumdum..
tuna-- her zaman ki gibi.. 
orhan--menekşe-- hah hah hah.. 

Hiç yorum yok: