Translate

1 Ekim 2012 Pazartesi

1402.bölüm..


o suzan teyzenin tabağını alıp,mutfağa götürdü..
yıldız-- tuna gelmedi mi daha..
ahmet-- akşam dedi bana..

hüseyin-- zorunluluk olunca.. yapacak birşey yok ahmet.. irem de ,burada çalışıyormuş bak..

suat-- benim hala başım dönüyor..
osman-- niye güneşte çalıştın,suat bey.. alışık değilsiniz .
suzan-- şapka bile veremedim ki..  ziya hadi dedi,nereye gittiklerini söylemedi .. osman bey..

mürüvet-- ama size de,çiftliğinizdeki hizmete de.. bayılmışlar irem hanım..
buğday vermişsiniz birde.. ne yapacağız biz onları..

irem-- (gülerek ) kaynatıp kurutacaksınız..
yeni mahsül,dumanı üstünde..sağolsunlar,yoruldular ve ödül buğdayı kazandılar mürüvet hanım..
 bizde onlara bayıldık..
tam zamanında,destek kuvvet olarak geldikleri için.. erken bitirdik hasatı.. suat amca, yoksa tansiyonunuz mu var.. niye başınız dönüyor..

suat-- yok yok..sıcaktan sonra.. kanalda yüzmek çok cazip geldi.. herkes atlıyordu,bende girdim..
rahatladık buz gibi suyla ama acayip akıntı varmış.. başım ondan dönüyor..
tuğrulla,orhan tutmasalar.. göle kadar giderdim herhalde..

kahkahayla güldük..

irem-- ertan,serhat.. özcan ve arif eniştem neredeler.. ergünle,ali abimde yok..
saadet--  çocuklar karşı evde,diğerleri de  nikah için içerideler..

irem-- hıı.. (kalkıp,tabağımı mutfağa götürürken) elinize sağlık..yemekler harika olmuş..
sevim-- afiyet olsun kızım.. hep beraber yaptık.. tatlı almışsn,sağol..
irem-- sende sağol teyzem.. afiyet olsun,ağzımız tatlı olsun..dedim.. ziya çalıştırdın,bakmıyorsun diye laf eder..

güldük..
suzan-- oğlum demez öyle şey..
nermin-- şaka yapıyor suzan hanım..
irem-- hiç de bile,gelsin demezse irem değilim..

mutfağa girdim.. hayal ve hülya.. iki de bayan var..bulaşık yıkıyorlar.. kahve yapılıyor.. geçtim ocağın başına.. hülyaya yardım ediyorum..

hülya-- (kısık sesle ) beyhan ;sevgilim niye bana söylemedin dedi ..ilk defa böyle birşey duydum,ağzından.. ne dedin kız..

irem--(gülümseyip,aramızda geçen konuşmayı anlattım..) sen  ,söyletmeyi bilmiyorsun demek ki..

hülya--(gülerek ) ders alayım senden.. iki dakikada,benim aylardır anlatamadığımı fark ettirmişsin..
bana nereye istersen gidelim, on gün sonra döneriz Antebe.. bende seni çok ama çok özlüyorum dedi..
irem-- hah hah hah..

kahve tepsileriyle dışarıya çıktık.. içenlere ikram ediyoruz..
irem-- (hüseyin abilere verirken )elif abla .. sacide ablayla,ayla ablayı görüyor musun.. nasıllar..
elif-- iyilermiş,açılış için kermes hazırlığı ile uğraşıyorlarmış.. dün akşam konuştum..
mimar öyle güzel yapmış ki,o eski evi.. öve öve bitiremedi.. çok memnun kalmış..
gelecek sacide ,sana da anlatır..
irem-- tamam..

hüseyin--(aldı fincanı)  pazar günü de bir açılış varmış.. bekir bizi de çağırdı..
irem-- evet,harika ürünler var. bana dün, gösterdiler de..ondan biliyorum..

hüseyin--(gülerek ) zarar edeceğiz desene..
irem-- (güldüm )karınız daha fazla olduktan sonra.. açığı kapatırsınız hüseyin abi..

 babamla anneme veriyorum ..
nermin-- sağol..
irem-- afiyet olsun..
ahmet-- adamları göndermişsin sağol.. diğer konuyu,niye bana söylemedin..
irem-- rica ederim.. diğer konu,söylenecek birşey değildi ve  kalbim kırıldı..

ahmet-- özür dilerim..
nermin-- ne yaptın ki..
ahmet-- aramızda,sorma..

eniştemler de alınca..  tatlı servisine yardım ettim..
özcan,arif eniştemler ergün,ali ve hafız abi çıktılar odadan..

hafız-- (gülerek,şakayla ) hala oğlu,baklavayı ben gelmeden yiyorsun bakıyorum..
osman-- gel,gel sana da var..
hafız-- hayırlı ,uğurlu olsun.. allah ayırmasın..

amin dedik.. hep beraber..
oturdular,onlara da verdik.. merhabalaştık da..

ziya ve zuhal odadan  el ele,çıkarken alkışladık coşkuyla.. zuhal gelinliği,ziya da damatlığının içinde nefes kesiyorlar.. elimde ki tabağa iki baklava,iki çatal koyup götürdüm..

irem-- yiyin bakayım ağzınız tatlı,olsun..
ziya-- (aldı tabağı)sağol.. o kadar çalıştırdın,bu az haberin olsun..
suzan-- aa..
irem--hah hah hah.. size de aldım,merak etme..

zuhale yedirdi,kendi de yedi..

ergün ve ali ellerinde kırmızı - mavi kuşaklarla bekliyorlardı..  fotoğrafçı da gelmiş..

tuğrul abim,ela menekşe,orhan abi de geldiler o sırada.. hoşgeldiniz  dedik hep beraber.. ela kuaföre gitmiş,yüzler gülüyor,hepsi çok şık..

tuğrul-- hadi ergün, kızı almaya geldik..
irem-- sen hangi taraftansın abi..
tuğrul-- artık tarafı yok bu işin.. vakit tamam..

ergün abim dualar ederek bağladı,sarıldı zuhale.. öptü.. ziyaylada sarıldılar..
hepimiz duygulandık ama ali abim bağladıktan sonra.. zuhalle sarılmaları mahvetti bizi.. hepimiz ağlıyoruz..  ziyayı da tebrik edince..

osman eniştem kalkıp,öptü kızını..
osman-- sen bizi üzmedin.. allah da seni üzmesin kızım.. kocanla yuvanda mutlu ol.. darlık,kıtlık görme.. yolunuz açık olsun.. hadi gidin..

ziyayı da öptü.. kalkıldı hep beraber.. alkışlarla,zılgıtlar çekiliyor..
menekşe "bereket olsun diyerek"bir avuç bozuk para attı..ayaklarına doğru..

orhan-- (önünde durdu ) bahşiş isterim..
tuğrul-- bende,bende..

ziya gülerek cebinden para çıkarıp,koydu ceplerine.
ziya-- bunun hesabını size sorarım beyler..
orhan--tuğrul-- hah hah hah..


indiler merdiveni.. bizlerde arkalarından iniyoruz..


Hiç yorum yok: