Translate

20 Eylül 2012 Perşembe

1369.bölüm..


mustafa-- irem hanım.. kusura bakmayın.. sizi alıkoyduk..
siz düşünün,kararınızı verince bizi haberdar ederseniz seviniriz.. iyi akşamlar..
irem-- tamam mustafa bey.. güngör beye kızmayın lütfen.. gayet güzel konuştuk.. ailenize selamlarımı iletirseniz sevinirim.. size de iyi akşamlar..
mustafa-- sağolun,sizde tuna beye selam söyleyin lütfen..
irem-- söylerim..

kapattık.. kulağıma yapışmış gibi hissediyorum..  sahi ne çok konuştuk.. hava kararmış.. saat sekiz buçuk.. açlıktan midemden garip sesler geliyor..
çiftliği aradım.. fatmadan aldım havadisleri..

 işçiler öğleden sonra dinlenip, akşam yemeği yenildikten sonra da.. çalışmaya başlamışlar..  yasin ve babam hala oradalarmış.. saat on da bırakacaklarmış.. karpuz ve çay molası verilecek birazdan dedi..
hüseyine elektrik tertibatının bakımını yaptırdı mı sor.. başımıza iş açmayalım.. yarın sabah gelirim kısmetse dedim.. kapadım..

halamları almadım,çeyize gitmedim ve açım.. ama uyku çok daha cazip geliyor şu anda..
teyzem,annemde söyleniyorlardır.. kalkıp.. mutfaktan bir meyve aldım.. yerken telefon çaldı..

irem-- kesin neredesin senn.. diyecekler.. (koridordaki telefonu açtım) alo..
ziya-- iyi akşamlar,kovalasın seni tavşanlar..

irem-- hah hah hah.. kovalamasın ziya, tavşan meselesi çok sakat.. evine çeyiz serilince..hoşuna gitti.. neşelendin değil mi..
çok arzu etmeme rağmen..gelip,görmek kısmet olmadı.. aç aç.. uyuyacağım.. yorgunluktan perişanım,
 zuhal kusuruma bakmasın n'olur..

ziya-- söylerim de,duygu sömürüsü yapma.. halin yoksa,telofonla sipariş ver..ye,uyu..
çeyiz hala seriliyormuş,mercimekli köfte,dolma sarma ,börek,çay ve müzikle motive ediyorlarmış kendilerini.. ben de görmedim ..bitince,zuhal haber verecek ..ergünle gidip getireceğiz.. yani tek yorgun olan sen değilsin.. ben büroda hala çalışıyorum.. mesela..

irem-- kolay gelsin de.. yiyecekleri söyleyip,gıcıklık yapmak için mi aradın..

ziya-- hah hah hah.. yok,bülent aradı.. eren ve tuğrul abiyle tunayı eski mekanlarından birisine götürmüşler.. masalarında değişik kuşların sesi varmış.. tavşan kızlarda hizmet ediyorlarmış..çok neşelilermiş.. seni arayıp söylemek istemiş de,telefonun hep  meşgulmüş.. lütfen ilet dedi.. fason gıcıklık görevini ifa etmek için aradım ben.. tavşan oradan aklıma geldi.. sakat dediğine göre..
hizmet sektöründen, pek hoş olmayan anıların var sanırım..

irem-- evet,var.. fason gıcık,sana birşey söyleyeyim mi.. tunayı nereye götürürlerse götürsünler
hiç endişem yok..ne ses duyar,ne tavşan görür..  sen yelizi,gönülü ve elayı ara..ben kocamdan eminim..
yanlış kapıyı çaldın..

ziya-- vayy,helal olsun.. tunada duysaydı keşke.. şüphelenmeden,içinden gelerek ..inanarak söylemeni taktir ettim doğrusu.. gönül rahatlığı ile yatıp uyursun şimdi..iyi geceler sana..

irem-- tuna biliyor,merak etme..sana da iyi geceler dememi bekliyorsan,çok yanılıyorsun..
kabus gör inşallah.. uykumu kaçırdın.. zuhalde kına var,yakıver..

ziya-- hahhhhah hah.. ..............................
bak şimdi,ergün geldi.. zuhal bana.. köfte ve sarma göndermiş..
açsın,uykunu  da kaçırdım.. geçerken.. sana vereyim de.. ye bari..
ama bekliyorlar,yukarı çıkamam.. beş dakika sonra.. aşağıya in ve al.. büyük,sepetle çekemezsin..

irem-- aşağıda seni mi bekleyeceğim bu saatte.. her işin ters..iyilik yapacaksan ,doğru dürüst yapsana..

ziya-- bizde böyle ,işine gelirse.. in, arabanda bekle.. karnın doyacak,daha ne istiyorsun..
irem-- iyi iyi.. çok bilmiş.. evden çıkaracaksın,illa.. gecikme ve yeme..
ziya-- tamam.. hepsi senin olsun.. yerken,özverimi ve kına yak dediğini unutma..

gülerek kapattım..
buzdolabından kola çıkarıp doldurdum bardağa.. tabak,çatal koydum tepsiye.. alıp,hemen yiyeceğim diye hazırladım...

vestiyerden arabanın anahtarını,alırken.. içi para dolu çantamı orada bırakmak içime sinmedi..
beş dakika da olsa yanımda olsun dedim.. antrenin ışığını kapatmadan.. anahtarı alıp..çıktım evden..

arabama oturunca,çantamı bacaklarımın arkasına sıkıştırdım.. park yerinden caddeye çıkardım arabayı..
yani inmeden ziyadan saklama kabını alacağım ya..
 beklerken.. bir sigara yakıp.. geniş kaldırımda yürüyenlere , aynadan da arkadan gelen araçlara bakıyorum.. farlarıyla işaret veren araba yaklaştı ve yanımda durdu..

aaa.. tuna elinde saklama kabıyla indi..aceleyle.. benim yanıma gelip oturdu.. ağzım açık bakakaldım..
tuna-- hemen hareket et.. çabuk.. görülme riski var..

emir aldım ya.. çalıştırdım arabayı.. aynalara bakarken.. 
ziya-- iremm.. afiyet olsun.. iyilik yaparsam,tam yaparım..şekilde görüldüğü gibi.. 
tuna-- ziyaa.. sağol.. 
ziya-- rica ederim.. 

o hareket etti.. bende arkasından yola çıktım.. 
tuna-- sessiz sakin,bir yere gidelim.. villa, otel olmaz.. ben kaçtım da.. görülmemem ve sabah altıda gitmem lazım.. 

döndüm kavşaktan.. kiralanacak eşyalı ev ,işe yarasın bari.. 
çatalla,sarma verdi ağzıma.. kendisi de yedi.. 

tuna-- (bana dönüp,yanağımı okşarken)  hoşbuldum.. artık konuş istersen..
irem-- (gülümsedim ) değişik kuş sesi ve tavşan kızlarla ilgiliymişsin.. ne iş.. 
tuna-- hah hah hah..  evi arayamadığım ve gelemediğim için..  ziyanın abartmasına sesim çıkmadı.. 

irem-- niye arayıp,gelemiyorsun ki.. hava karardı.. kaçmayı biliyorsun da.. bana mı ulaşamıyorsun.. 

Hiç yorum yok: