Translate

18 Eylül 2012 Salı

1359.bölüm..


babam,traktörle kadınlara odun getirmiş..indiriyorlar..

irem-- baba dinlen biraz.. ertanı nereye bıraktın..
ahmet-- dinleniriz.. nasılsa.. (başıyla çardağı işaret etti ) bak, orada...
irem-- (  baktım) aa,  halamla.. firuze hanım, değil mi o.. ne zaman gelmişler ki..
ahmet--  sen içerideymişsin, oraya oturalım dediler..
irem-- hayırdır inşallah.. bu sıcakta hem de hasat yapılırken..  niye ve kimle geldiler..  yasin de burada,üstelik..
 
ahmet-- taksiyle geldiler,niye geldiniz diyemedim bende.. ( traktöre oturunca )eee, sıkmam nerede..

güldü kadınlar.. bende tencereden alıp uzattım...
irem-- şekerine dikkat et..
ahmet-- ( hareket etti) tamamm.. ertan sana emanet.. sen gitmeden,gelirim..

bir tabağa sıkma koyup, halamların yanına.. yürüdüm..
irem-- hoşgelmişsiniz hanımlar.. bu ne güzel, sürpriz..  yasinle gelseydiniz ya..

öptüm ellerini.. oturdum yanlarına...
muazzez-- firuze-- hoşbulduk kızım..
muazzez-- nasılsın gelinim..
irem-- gördüğün gibi,hala.. sıkma buyrun,içecek ne ikram edeyim..

muazzez--içtik.. maşallah, işi kapmışsın.. aferin.. tunama ,gözü arkada kalmayacağını söyleyebilirim..

irem-- ( kaşlarımı çattım) sağol da..ne demek o,hala... tuna gitmeye mecbur olduğu için,yapıyorum..
gözü arkada kalmasın diye değil.. keyfi olarak,gitmiş olsa.. hiç uğraşmazdım bile...

muazzez-- ( ertanın saçlarını okşayıp)..keyfi gider demiyorum,sen kocanı tanımıyor musun sanki..
tuna beni arayıp " hala, irem işe gidecek.. fatma ilgilenemiyor.. çiftliğe gidip .. kadınlara görünsen bile olur "dedi.. o yüzden geldik..
sen gayet güzel, düzen kurmuşsun..gördüğüm kadarıyla.. gelmeme gerek yokmuş diye dedim.. anladın mı..  hem gerekince ben bile - o kinle -hasat ortada kalmasın diye yaptıktan sonra.. sen de yaparsın.. büyük konuşma öyle..

irem-- peki, anladım.. firuze hanım.. küs müyüz, hiç konuşmadınız da..

firuze--  (içini çekerek ) yok yavrum,ne küslüğü..burası, anılarla dolu.. hasat yapılıyor,eski günler gözümün önüne geldi.. daldım, bana bakma sen..

ertan su isteyince, kucaklayıp.. ayağa kalktım..
irem-- çok sıcak burası, eve geçelim.. kahve yapayım size..  bir saat sonra gitmem gerekiyor ..

firuze-- beni de götürsen ,nasıl olur kızım.. kalamayacağım.. muazzez hanım kusura bakmayın..olur mu..

muazzez-- ( kalktılar ayağa ) ne kusuru firuze.. bana yoldaş olman için,ısrar etmeseydim keşke.. iyi misin..
firuze-- değilim, daraldım.. sizi yalnız bırakmayım diye, peki demiştim ama ..

kolkola girdiler, ağır ağır geliyorlar..
ben önce girdim eve.. ertana su içirdim, yanmış kuzum...  klimayı açıp,ağzındaki sıkma kırıntılarını sildim peçeteyle.. kucağımdan indirdim..

irem-- ertan,topunla oyna.. oldu mu ablacığım..
ertan-- oddu..
irem-- aferin sana ..

mutfakta cezveyi ocağa koymuştum ki..
muazzez-- biz geldik gelin..
irem-- buyrunn..

onlar oturunca..
irem-- yanlış anlamazsanız, ikinizi de sevim teyzeme ..götürmeyi teklif ediyorum... şamata da ,üzülmeye fırsatınız olmaz.. unutmanıza yardımcı olur yani..  bugün zuhalin sandık çeyizi ..
hazırlanıyor ya.. akşama doğru eve götürüp sereceklermiş.. annem, teyzemler.. zuhalin halaları herkes orada.. sizin de ,duanız kısmet olsun.. ne dersiniz..

muazzez-- sen gelemedin de,biz iki gündür oradayız  yavrum.. işlerinin arasında,birde bizle ilgilendiler.. çağırdı teyzen ama  kıpırdayamıyoruz ki.. sersinler çeyizi.. ayıp,ayak bağı olmayalım..
 hem tuna ne der..
irem-- olmaz, tunayı da bana bırak sen..
muazzez-- bıraktım ya kızım..

irem-- muazzez-- firuze--- hah hah hah...

Hiç yorum yok: