Translate

16 Eylül 2012 Pazar

1349.bölüm..


menekşeyle beraber teyzemlerin evine çıktık.. tahmin edeceğiniz gibi.. çok kalabalık.. hanımlar istila etmiş.. teyzemin görümcelerinden birisi gördü önce..
--- maşşallah.. tu tu tu.. allah nazardan esirgesin.. iremm.. afet olmuşsun..
irem-- teşekkür ederim,siz sevdiğiniz için öyle görüyorsunuz.. hayal abla,nerede..
--- odadalar.. nikah kıyılıyor.. mutfağa geç,hemen.. yemek yiyin..  yıldızla hülya da..içeride..
irem-- tamam.. gel menekşe..

içimden , nazar duasını okudum.. mutfağa girdik..
yıldız-- hoşgeldiniz  (kucağındaki oğluna yemek yediriyor.. hülya da kızına.. )
hülya-- kalkamadım kusura bakmayın.. ikinizde hoşgeldiniz..

irem--menekşe-- hoşbulduk..

teyzemi ve hülyayı öptük.. oğlu çok tatlı.. özcan eniştemin kopyası olmuş.. sıktım yanaklarını.. hülyanın kızını da okşadım..masada oturanlara başımla selam verdim aşinalık var ama kim olduklarını hatırlamıyorum.. sandalyeye oturduk..

zuhal-- (içeri girdi,öpüştük) hoşgeldiniz hanımlar.. ne ikram edeyim size.. sıcak soğuk içeceklerimiz,aperatif ve tencere yemeklerimiz mevcuttur..

yıldız-- yaşa zuhal.. yap ortaya karışık..
menekşe-- sağol zuhal.. ben istemem..
irem-- bende.. gönülle ela neredeler..

hülya-- alt kattaki komşuda,mügenin bakımını yapıyorlar.. burada  yer bulamadık.. (kızının ağzını silip,öptü yanağını.. ) kızım doydu.. artık,irem teyzesine gidebilir..

kalkıp,kucağıma verdi.. minicik, mis kokuyor.. tertemizde giydirmiş.. sarıldım yavruya..
irem-- allah analı babalı büyütsün.. çok güzel kızın.. ,

hülya-- sağol teyzesi.. analı büyüyecek de,babadan emin değilim..
(gülerek, öptü bizi gayet candan.. zuhalin koyduğu börekleri getirdi masaya..kesti çabucak lokma halinde.. ikimizin de ağzına verdi birer parça..  ) ben yaptım.. nazlanmayın.. bitecek bunlar..

zuhal de,kolalarımızı verdi..  ikisi de bir içim su olmuş.. hülya pıtır pıtır.. koşturuyor ev hanımı edasıyla..  o ağır,iş bilmez kız gitmiş,yerine başka birisi gelmiş sanki..
teyzem de oğlunu doyurunca ağzını silip.. menekşeye verdi..  ve içine doğmuş gibi..

yıldız-- allah sizlere de versin inşallah.. ikinize de çok yakıştı.. yanlız menekşenin kızı olacak sanki..
menekşe-- kısmet yıldız teyze.. ama biz zuhalden bekliyoruz..

ziya-- ne bekliyorsun menekşe..zuhali göremedim,benim yapabileceğim birşeyse söyle..
menekşe-- yapacağına eminim,ziya.. kahve istemiştik..

yıldız--irem-- hülya-- hah hah hah..

ziya-- canın sağolsun da.. şimdi yapamam ki.. zaman yok..gideceğiz..  hadi kalkın ..
irem-- gelin çıkmadı daha.. beraber gitmeyecek miyiz..

alkış seslerini duyunca..

ziya-- işte çıktılar..

kalktık,teyzem oğlunu..hülya da kızını aldı..  hayal abla ve damat bey.. salona çıkmışlar...

irem-- (seslendim)ablam.. allah mesut etsin..
hayal--(bana bakıp,gülümsedi.. ) aminn..


hülya sarıldı ablasına.. gözlerini siliyor herkes..  annem,teyzeler halalar.. saadet teyzem bıdı bıdı dua ediyor.. gelip, bizi de öptü o arada.. anneannem nerede ki..

yıldız teyzem,elindeki kırmızı kuşağı dayıma verdi.. diğer odadaymış demek ki..
dayım öptü,hayal ablayı ve bağladı..alkışladık bizlerde..
erol-- (bilezik taktı..ikisini de tebrik edip )  allah ayırmasın.. hadi gençler.. inin bakalım..

damat ve gelinin ardından iniyor herkes.. kalabalık biraz azalınca.. bizde sıraya girdik..
zuhal,menekşe önde.. ellerinde bohça poşet birşeyler var..
hülya da. kucağında çocuğu,çantalarla inmeye çalışıyor. çantanın birisi valiz gibi.. aldım elinden.. iniyoruz..

ziya-- hülya,dileği  de bana ver..
hülya-- buyur.. çocuklular böyle malesef.. yayıntıları çok oluyor..
ziya-- (aldı kucağına ) en azından uslu..maşallah.. biblo gibi..
 erol-- ziyaa.. çok yakışmış kucağına..
ziya-- sağol dayı.. size de çok yakışmış.beyefendinin bu kalabalıkta işi ne.. sevinç hanım nasıl izin verdi..
erol-- aldım ve babaannesinin  elini öpmeye getirdim..

irem-- (döndüm arkamı.. dayımın kucağında pikeye sarılı bebek var sahiden.. )dayıı..yengem nerede..
erol-- evde..
irem--  iki günlük çocuk aşısı yok daha..sen delirdin mi..
erol-- biraz.. sevinç hanım aşısını yaptı..merak etme..

indik aşağıya.. herkes arabalara biniyor.. telaşe var..
irem--  adını ne koydunuz..
erol-- erdem.. koyduk.. cumali nihat erdem..
irem-- allah adıyla yaşatsın.. analı babalı büyütsün.. bakayım  bir yüzüne..

dayım açtı yüzünü.. nur gibi ,aynı dayıma benziyor..bembeyaz bir bebek.. kaşı,saçı yok..uyuyor,dünyadan habersiz..

irem-- (geri kapattım pikeyi..dayımın yüzündeki şevkat ve istemsiz gülümsemeye bakarak )gününü görün inşallah..
erol-- aminn... git hadi,kocan bekliyor..
irem-- sen.. gelmiyor musun..
erol-- yok.. (muzurca gülümseyerek ) sevinç uyanıp oğlumu kaçırdı diye savcılığa başvurmadan.. eve gideyim.. yakalanmak hoş olmaz..
irem-- (içimi çekerek öptüm yanağını ) sana kolay gelsin..
erol-- sana da.. iş almışsın ya..
irem-- (gülümseyerek ) sağol.. götürelim mi seni..
erol-- yok,araba  bekliyor..

dayım uzaklaşırken.. konvoy da,kornalar çalarak hareket etti.. tunada geliyor baktım ki.. bekleyip.. bindim..  hülya,anneannem ve bir komşuları oturuyor arkada..

irem-- (başımla selam verdim.. )merhaba anneanne.. gözün aydın.. torunun el öpmeye gelmiş..
-- sağolasın.. bu günü de gördük,çok şükür..hayırlı evlatlar olsun.. gelinim de,benim gibi torununu görsün.. yel essin,kokusunu getirsin demesin..
irem-- amin..
hülya-- irem o çantada konfeti olacaktı.. fermuarlı tarafta.. çıkar da atarız birazdan..
irem-- tamam..

Hiç yorum yok: