Translate

17 Haziran 2012 Pazar

1269.bölüm..

oo,serinn ve çok genişmiş mağaza..ışıl ışıl parlıyor..  dizayn,klasik kuyumcu görünüşünden farklı..
dışarıdan göreceğin bir vitrin yok..  mücevherler içeride .. duvardaki ve ortadaki camlı bölmelere
konulmuş..  göz alıyor doğrusu..
onbeş-yirmi kişi var..  yabacı dil ağırlıklı ,konuşuluyor.. iş yaptığı kişiler sanırım..

içecek masasının arkasında duran..  görevli bir bayandan limonlu soda istedim..
 hazırlayıp,verdi bardağımı..
ir-- teşekkür ederim.. said bey ve derya hanımı göremiyorum..
-- az önce,yukarı kata çıkarlarken gördüm.. açık büfe de yukarıda.. 
ir-- sağol..
-- rica ederim,efendim..

her birisi özel yapılmış parçaların.. tasarımları güzel.. markalı koleksiyona bakarken..
 maruf-- iremm,merhaba.. tuna nerede.. .
ir-- merhaba maruf... gelecek,zübeyde nerede..

maruf-- (gülerek) biraz önce eve gitti,kızımız çağırmış.. beğendiğin varsa,çıkarsınlar..
ir--  tanıdık birisini göremeyince,öylesine vitrinlere bakıyordum.. çiçekle burhan gelmedi mi..

maruf-- geldiler.. yukarı da,çok daha özel parçalar var..
yüzükler ve açık büfe de orada olunca.. saidle beraber çıktılar.. tuna mahvolduk demişti ama çok iyi görünüyorsun..

ir-- sağol,direniyorum diyelim.. (etrafına birisini arar gibi bakınınca)  senin neyin var,sıkıntılı  ve burada mecburi duruyor gibisin.. hani böyle,birisine kavuşmak yada görmek istenir ya.. aynı öyle..

maruf-- hah hah hah.. özlediklerim var tabi.. ama gel diyemedim.. mr.rekin iş için ,birisini getirecekti.. ona baktım..

ir-- hımm.. özel olacak,cevap vermeyebilirsin maruf.. gel diyemedim dedin.. düşündüğün zübeyde miydi..
maruf-- evet.. zübeyde ve başkalarını düşündüm..

tu-- (elini belime koyunca,irkildim ) mesela kimi.. maruf..
maruf--(gülerek) hoşgeldin dostum.. kimi olacak.. seni..
tokalaştılar..
ir-- (kaşlarımı çatarak) tunayı düşünerek vazgeçtiğin,gel diyemediğin kimdi  maruf..
kocamın adı geçti ve mantıklı bir açıklama yapman şart oldu.. duymak için sabırsızlanıyorum..
maruf-- tuna yardım et..
tu-- ne yardımı,konu ne bilmiyorum ki.. irem sen söyle..
ir-- olurr; sıkıntılı ve mecburi duruyor gibisin dedim.. o da; özledikleri olduğunu ama gel diyemediğini söyledi.. düşündüğü de.. zübeyde ve başkalarıymış..
o başkası,senmişsin..  ne demek istediğini, soruyorum bende..
 
tu--anladım..  maruf,sen menzilden uzaklaş... ben açıklarım,ireme..
maruf-- sağol.. uff..

maruf uzaklaşınca,tuna da içecek aldı..
tu-- gel,bakarken anlatayım..
ir-- sen ne biliyorsun ki.. anlatacaksın..

tu-- maruf evlenmiş.. zübeydeyi ve senin tepkinin bana yansıyacağını  düşünerek de.. karısına gel diyemediğini söylemişti, dün..almanca konuşup,fevzi beye çevirme demiştim ya.. uyarmıştım da,ağzından kaçırmış.. durum bu hayatım.. 

ir--  (...........) iyi ki,getirmemiş.. düşünceli (........) ikisini de,kovardım valla..  hem bilerek söylediğini düşünüyorum.. beni karşılaştırma ,kendimi tutamayabilirim.. yukarıya çıkalım da..  hayırlı olsun diyip, biran önce gidelim..
tu-- sakin ol.. sakın söz verdiğini unutma.. çok çekiniyor senden..
 ir-- ...............

*****
yukarı salon  fevkalade döşenmiş..ortada büyük camlı masanın içine mücevherler yerleştirilmiş..
özel müşterileriler için ideal.. arka tarafta odalar var herhalde.. insanlar,girip çıkıyorlar..

yiyeceklerin olduğu masadan ,tuna aldı birkaç çeşit.. sakinleşeyim diye durmadan bana yediriyor..
yeter ,sağol diyip.. masaya yaklaştım.. işlemeler ve taşlar süper görünüyor..
derya-- irem hanım,tuna bey.. hoşgeldiniz..
başımı çevirdim,tunayla tokalaşıyordu.. yeşil,kolsuz harika bir elbise giymiş.. saçı,makyajı ayakkabısı dört dörtlük.. inci seti de göz alıyor.. gülerek.. tokalaştım.. 

ir-- hoşbulduk derya..maşallah, harika görünüyorsun.. sabah için de,teşekkür ediyorum..

derya-- rica ederim... bertaraf edilmişler ya,önemli olan o..
ben kendimi hala tuhaf hissediyorum.. zübeyde almış,iş yerine getirdi.yasemin tercüme etti.. giymem diyemedim.. ben de,onu kuaföre götürdüm.. elticiğimle konuşmadan anlaştık.. abdullahın size selamı var..

ir-- as.. zübeyde çok iyidir.. anlaşmanıza sevindim.. said nerede.. işyeri çok güzel olmuş.. kazancı bereketli olsun..
derya-- sağolun.. buyrun,götüreyim.. çiçekle burhana yüzük gösteriyor..
tu-- gitmeyelim öyleyse,derya.. onlar beğensinler.. faturayı,ireme getirirsin..
derya-- tamam.. vahide hanım da gelecekti.. gördünüz mü..
ir-- yok,iş yerine uğramadık.. buraya da yeni gelebildik daha.. günümüz çok yoğundu.. tek mi gelecekti..
derya-- (gülümseyerek) dün geceden sonra,tek gelmez herhalde.. mr.rekin ,hepimizin kalbini fethetti de..
vahide hanım,ser veriyor sır vermiyor..

tu-- hah hah hah.. bırak süründürsün,biraz daha..
derya-- (gülerek) sürünüyor zaten.. koca adam dizlerinin üstünde-hiç bize aldırmadan- yalvardı evlenelim diye..  said dediklerini çevirirken zorlandı.. o derece yani.. dil problemini çözmek için ders alıyormuş..

ir-- o yalvarırken,vahide hanım ne yaptı peki..
derya-- saide,"yerden kalksın ve boşuna yalvarmasın.. müslüman olması şart "dedi..
ir-- aaa..
tu-- hah hah hah..

2 yorum:

yusufum dedi ki...

Merhaba Meral Hanım... vefalı arkadaşım...dostum... Bir kez daha mahçup oldum size... Bloğuma bıraktığınız yorumunuzu az önce okudum. Teşekkür çok teşekkür ederim size. Sağolun varolun . 2 aydır bloğumda hiç paylaşım yapmadım. Dolayısıyle bloggere girmedim. Allah'a emanet olun. Görüşmek üzere. Selamlar.

UNUTULMAYANLAR dedi ki...

Merhaba Yusuf bey..
Mutlaka bir nedeniniz var ki,blogunuza bile uğrayamıyorsunuz diye düşündüm..Rica ederim,mahçup olmayın lütfen.. arkadaşlar arasında lafı olmaz :))
Teşekkür ederim,bi mukabele.. Sizde sağolun,varolun..