Translate

9 Mayıs 2012 Çarşamba

1224.bölüm..

kapı açıldı o sırada.. koştum koridora.. oturma odasındaki apliklerin aydınlığı var sadece..
daha ne olduğunu anlamadan.. "tunamm "diye boynuna sarıldım..

tu-- (o da bir koluyla ,belime sarıldı) karıcığım beni çok mu,özlemiş.. elimdeki tatlıyı,dondurmayı bırakabilseydim de.. bende sarılabilseydim keşke..  başını kaldırsa da,yüzüme baksa.. içim açılsa..

ir-- (biraz çekilip,öptüm yanağını ) çok özlediğim ve kendimi yapayalnız hissettiğim bir anda .. duy beni diyordum ki,geldin..alışkanlıkla sana da kahve yapmışım..fincanı koyarken fark ettim..
içim ürperdi tuna..

tu-- (gülerek,eğilip öptü yanaklarımı ) bence;kahve içmediğimi hissetmişsin sen.. ürpermen de,nemli saçlarındandır .. alışkanlık demişken.. dondurma için tekire gitmeyelim ,olur mu..

ir-- (güldüm ,paketleri alırken) bu sefer öyle olsun, hadi..

ayakkabılarını çıkarıp,terliğini giydi.. balkona çıktık..
 kahve,tatlı ..dondurma eşliğinde.. bıdı bıdı,iki saat konuşmuşuz.. herşeyi anlattık birbirimize..
beni neşelendirmek için,çabalıyor ama.. ben tatsızım..

tu-- peki,tamam..
ir-- ne.. tamam..

tu-- elbise canım.. kırmızını giyebilirsin..
ir-- hah hah hah.. izin verdin ha..
tu--(gülerek) eh işte.. gönülsüzüm yine de.. ama güldün hiç olmazsa.
ir-- canım benim.. yine güleriz inşallah..

tu-- inşallah..  senin yüzünde,bir gölgeye bile dayanamazken.. olay bizim dışımızda geliştiği halde,etkilenip..karışıyoruz.. hatta başkalarını da ,dahil ediyoruz..
 üstelik ödünü yine tuna veriyor.. bu nasıl iş anlamadım..

ir-- yaa,sitemli konuşma.. onlar perişanken, elim kolum bağlı duramazdım..
 şimdi vicdanım rahat... bana diyorsun da,sende çırpınırdın eminim..yöntemlerimiz birazcık farklı olurdu ama kusursa,o da benim kusurum .
kıyamıyorsun anlıyorum,hele ödün için  minnettarım.. lakin,isteğim kalmadı.. iptal edemediğime göre.. herhangi birşey giyeceğim artık..

(başını omuzuna doğru eğdi,birşey söylemek ister gibi bana bakıyor )
ir--evett..ne bakıyorsun.. söyleyeceğin birşey var sanki..
tu-- var da, zamanı değil.. sabah ola,hayrola.. yatalım hadi.. 

kalkıp,masadakileri mutfağa götürdük.. bulaşıkları yıkarken o da kutuları,çöpe attı..
poşetin ağzını bağlayıp..
tu-- bunu atıp geliyorum..
ir-- içinde kokacak birşey yok ki.. sabah giderken atarız.. ama bahaneyse,bir bekleyen gördüysen.. buyur git..
tu-- hah hah hah...(geri koydu poşeti) iyi gitmiyorum.. 
balkon ve ev kapısını kilitledi..
ir-- tuna oturma odasının penceresini kapatıp,havlumu da alır mısın..
tu-- tamam..

tuna duş alırken.. bende dolabımı açtım.. giyebileceğim,üç elbise var da.. karar veremediğimden..üçünü de
kılıfa yerleştirdim.. ayakkabılarımı,takılarımı da.. hazırlayıp..vestiyere astım..
sabah giyeceğim de,belli zaten.. yattım,anında uyumuşum..

***********

sıkıntılı yatıp,harika bir rüyayla uyanmak sıra dışı tabi.. gözümü açıp,tunanın bana baktığını görünce..
mahmurlukla sırtımı göğsüne dayayıp,kollarının arasına yerleştim..sımsıkı sarılınca da..
ir-- saat kaç..
tu-- daha erken,aşkım..
huzurla biraz daha uyumuşum..

**********
kahvaltı hazırlamış,kıyamam.. uyandırması ve yatakta kahvaltımız muhteşemdi.. neyse.. kakara kikiri hazırlanabildik..
tuna kendisine hangi takımını aldığını söylemedi.. göstermedi,sürprizmiş.. ,iyi dedim bende..
 benim elbise askılarımı da aldı... bende ayakkabı çantasıyla.. saat dokuz gibi evden çıkarken..
philiple karşılaştık,tiril tiril de giyinmiş... o da iniyormuş aşağıya..

philip-- oo.. günaydın.. bu ne güzellik böyle..
ir-- günaydın,philip.. sağolasın.. sizde pek yakışıklısınız.. özel bir nedeni var mı..
tu-- sanki bilmiyorsun..
philip-- (gülerek) beni konuşturacak güya.. elizabeth için dermiyim hiç.. aa,dedimm..

philip--ir--tu-- hah hah hah..

indik merdiveni..

Hiç yorum yok: