Translate

2 Mayıs 2012 Çarşamba

1215.bölüm..

evimize gelip yukarı çıktık.. temizlik yapılmış,mis gibi kokuyor..
ir-- aç mısın..
tu-- yok ,sen..
ir-- bende değilim..

yatak odasında, ben ev elbisemi giyerken..
 tuna da duşa girdi..
banyoda elimi yüzümü yıkayıp..saçlarımı açtım..

ir-- kahve içer misin..
tu-- duymadım ama.. içerim..
ir-- hah hah hah..

*********
balkonda kahvelerimizi içtik..
tu-- (kollarını esneterek) tam gününü bulmuşlar.. imza için.. öyle yorgunum ki..
ir-- gelince dinlendiririm seni..niye bu kadar yoruldun,seni mi çalıştırdılar yoksa..

tu-- (gülümseyerek) emek vermeden olur mu.. gönüllü çalıştım bende... demir bağlamayı öğrendim sayelerinde.. 
irem, onurla arkadaşlarını bir görseydin..tüm detayları hazırlamışlar.. şantiye kurulmuş..
sanki gökdelen yapıyoruz..  bir heves,bir heyecan..

üç kepçe gelmiş,kazmak için.. birisi de,kamyonlara yükleyecekmiş toprağı..
titizleniyorlar,birisine çok karıştılar indi adam.. siz kazın da göreyim dedi..
 sakinleştirip,adama durumu anlatıncaya kadar...
onur zaman geçiyor,zaman diyerek araca bindi..çok da güzel kullanıyormuş..
diğerleri de gaza geldiler.. yedi saat hiç durmadan kazıp ,çukuru açtılar..
yarın da.. demirleri döşemeye başlayacaklar..
(gülerek)işçiliğimden memnun kalmışlar,yarın da bekliyoruz diyince.. abimle uğrayacağız dedim..

 ir-- hayırlı uğurlu olur inşallah.. ya ben,sormayı unuttum.. hasatı yapacak mıyım.. gidiyor musun yani..
tu-- (içini çekerek )evet,gidiyorum.. tuğrul da,iş için.. İstanbulda olacakmış.. eren de,o da gelemiyorlar yani..
 baban ben yaparım ne canını sıkıyorsun dedi ama senin de olman gerekecek sanırım..

ir-- hah hah hah.. elime düştün tuna.. pek keyiflendim niyeyse..
hadi sen git,bende zübeydenin yanına çıkayım.. gelince dalgamı geçerim..

tu-- bak tarlada bırakırım..kışkırtma.. 
ir-- hadi hadi hadiii...bırakırmış..  dalga geçilecek, o kadar..

***********

onu gönderince.. kot pantolon ve tişörtümü giydim.. kasadan da altın lira alıp,cebime koydum.. çıktım yukarı..
bir bayan açtı kapıyı.. ben "zübeyde "der demez..
zübeyde koridora çıktı.. biraz süzülmüş ama yine de çok hoş..incecik ve bakımlı.. güler yüzle yanıma geldi..
kapıda öyle hasretle sarılmışız ki.. yardımcı kadın da şaşırdı..

zübeyde-- çok özledim seni..
ir-- ben de hayatım.. gözün aydın..
zübeyde-- sağol.. gel hadi..

salona aldı beni..
ir-- kızını göreyim önce..
zübeyde-- getireceğim canım..
ir-- klima dokunur.. beni götür..
zübeyde-- peki gel öyleyse..

oturma odasının kapısını açtı..
 bakıcısı ve bebek için düzenlemişler..
kısık ayarda klima çalışıyor.. bebek de beşikte uyuyormuş..

zübeyde-- uyansa da önemli değil,irem.. istediğin gibi sevebilirsin..
ir-- hii,kıyamam ki..

beşiğe eğilip.. simsiyah üç tel saçını okşadım usulca.. maşallah çok güzel.. zübeydeye benziyor,kaş  göz yapısı..
ir-- ömrü uzun,şansı açık olsun.. (cebimden lirayı çıkarıp,iğneledim yastığına ) adını ne koydunuz.. 

zübeyde-- koymadık.. kardeşleri karar veremediler.. gidincekonulacak.. ne zahmet ettin irem.. hediyeler için de , teşekkür ederim..çok zarifsin..

ir--(gülerek) rica ederim canım.. lafını etme..teyze oldum ,değil mi..  güle güle kullansın yiğenim..
 çıkalım hadi.. uyanınca severim..

salona geçtik..
 bir kadın daha varmış.. meğerse.. hizmette kusur yok..çaylar,pasta börekler eşliğinde  sohbet ettik..epeyce..

saat on ikiye gelirken..
ir-- zübeydeciğim yine görüşürüz.. kızın uyanmadı ben kalkayım.. tuna da gelmiş olabilir..
zübeyde-- peki canım.. yine gel ama..
ir-- çalışırım da,birkaç gün çok doluyum.. saidin evinin karşısındaki ,köşke taşındım..çarşamba açılışımız var,
önce sen  geleceksin......
zübeyde-- söyledi said.. haberimiz de var.. arzu ediyorum ama bebeği doyurmak bana ait..
sonra bakımı için.. dadısıyla gelmem lazım.. ben bir saatliğine uğrarım..

ir-- hayır hayır,gel.. doyurman,bakım,dadı hiç sorun değil.. yukarıda odalarımız var.. rahatsız olmazsınız..
beni ara,aldırırım sizi..

zübeyde-- sağol, geliriz öyleyse.. hıı,adenin ve çocukların da çok selamları var.. öpüyorlarmış seni..
ir-- sende çok selam söyle.. hepsini tek tek öpüyorum.. öyle özledim ki,onları da..

kalktığımızda.. kapı zili çaldı ve bebek uyandıı.. feryat figan bağırıyor.. 
ben sanki annesi ve bakıcısı yokmuş gibi odaya koşup,kucağıma aldım bebeği.. susturmaya çalışıyorum..
hii..gözleri boncuk maviymiş,maşallah..

ir-- sen ne tatlısınn.. maşallah.. gözlerin çokk güzell..

maruf içeriye girmiş,sesimi duyunca..  kapıdan aşağıya doğru seslenirken.. gördüm..
maruf-- tunaa gel..irem burada..
tu-- irem gelsin ,maruf..
maruf-- kucağında bebek var.. gözlerini yeni gördüğüne göre,gel bence..
ir-- zübeyde,neyi var..
zübeyde-- gazı var.. bacaklarını karnına çekiyor bak..

tuna gülerek içeriye girdi..
zübeydeyle tokalaşıp,gözünüz aydın dedi.. bebek hala ağlıyor.. birbirimizi zor duyuyoruz..
ir-- hoşgeldiniz..
maruf-- tu-- hoşbulduk..

maruf-- ben gelince işte böyle,başlıyor ağlamaya..
ir-- o da hoşgeldin diyor, demek ki..
maruf-- (gülerek) demesin,ben razıyım..

ir--(omuzuma  koyduğum örtüyü alması için,tunanın yanına gittim..)omuzuna koysana
tu-- irem babasına versene..
ir-- söyletme beni.. o ne anlar..

tuna dediğimi yapıp.. bebeği aldı..  göğsüne yasladı,sırtına da minik minik vuruyor..

maruf-- aa..  sustu..
ir-- evett...niye verdim sanıyorsun,tescilli maruf..
kızların tunayla..... pardon kız bebeklerin tunayla, iyi anlaşmalarına  hiç ses çıkarmıyorum..

maruf-- zübeyde-- ir--tu-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: