Translate

26 Nisan 2012 Perşembe

1203.bölüm..

cumartesi ikimizde dinlendik.. mahvolmuşuz..

pazar günü de.. villa da   havuz ,güneş keyfiyle geçti...
komşularımızı görmedik,belki çiftlikte.. belki de Mersindelerdir diye düşündük..
akşam göl kıyısında ,yürüyüş yaparken de..holdingin geleceğiyle  ilgili  konuştuk epeyce..
mutlaka yeni bir kaynak bulmamız lazım..yarın çalışanlarımıza da kısmen durumdan bahsedeceğim..

pazartesi saat sekizde kahvaltı ettikten sonra, evimize geldik..
kıyafetlerimizi giyerken.. ağlayan bir bebek sesi duyunca..
tu-- gelmiş maruflar..
ir-- e çıkalım da,bir gözaydını diyelim.. (......) kahve yapsın bize.
tu-- bu saatte çıkamayız.. hem benim işim var..
ir-- hah hah hah.. (saçlarımı topuz yapıp) bence sen laf duymamak için.. kaçıyorsun..

tu-- (yedek iki tişört aldı dolaptan..gülerek) keyfim yerinde ya,karşılaşmamızı geciktiriyor olabilirim.. lafının altında  kalmaya hiç niyetim yok.. senin yanında karşılaşmayı o yüzden istemiyorum..

ir--( öptüm yanağını)benim de yerindeyken..  gidelim hadi..
(dolabı açıp,içinden şebnemin hediyesini aldım.. )

tu-- bu kime..
ir-- şebneme.. onunda okulu tatil oldu.. çiçeğin kardeşlerine de,alacağım unutturma bana..

tu--saliha hanım haftalık veriyormuş ama evi çiçek geçindiriyor..
maddi değerli birşey alma.. üret yap,götür.. yada eğlendir... kadın karşılık yapabilmek için çırpınmasın.. anladın mı..

ir-- anladım.. çiçeğe, pastaneden daha fazla kazandıracak bir iş bulayım bari..
tu-- işe almak ve çaktırmak yok.. unutma..
ir-- tamam..


*********
ağız tadı diye tatlı alıp..
köşke geldik.. kumandayla garaj kapısını açtım.. tunanın arabası da
içeride.. park edip.. onun kumandasını verdim..

ir-- insene..
tu-- ben seni köpeklerle,kurtlarla böyle mi tanıştırdım.. nasıl bakıyorlar görmüyor musun.. nedim bey gibi mi olayım..

ir-- ay pardon,kocacığım.. seni de tanıyorlar demeyi unutmuşummm..hah hah hah..
tu-- nee..

indik ikimizde..
burhan köşkün kapısından ,bakıyor bize..

ir-- burhan büsküimiz yok..
burhan-- kulübelerinin üstünde var.. ben gelmeyim,siz tanıştırın..
ir-- tamam..
tu-- günaydın.. sevebilir miyim..
burhan-- günaydın.. tabi..

tuna ikisini de okşarken.. bir avuç büsküiyle döndüm..
burhanın öğrettiği gibi tanışma faslını gerçekleştirdik..
tuna maxle ,ben de çantamı burhana verip.. tinayla dolaştım bahçeyi..
sonra tuna tinayı çağırdı,bende maxi..

ir-- (başını okşarken) nasıl tuna..
tu-- çok iyi,onlar da bahçe de.. içeriye davet edecek misin,gideyim mi..
ir--  sana da dokunan birşey var ama ne bilemedim.. güneş mi çarptı ki.. 

tu-- hah hah hah (fısıltıyla) sen çarptın, sen..
ir-- hıı.. iyi ki,havuz demedin.. bozulurdum..
tu-- hah hah hah..

*********
kurtlar kapıda durdular, biz içeriye girdik..
vahide hanım,songül ve burhanla selamlaştık.. çay hazırmış,derya da poaça almaya gitmiş..
mutfağa davet ettiler.. elimizi yıkadıktan sonra.. mutfağa girerken.. 

ir-- burhan sende gel..
burhan--(gülerek) gelmesem olmaz mı.. 
ir-- olmazz.. söyledin mi..

burhan-- evet.. cumartesi gününü, hiç unutamayacağım..
tu-- (gülerek) pazartesini de,biz unutulmaz yapmak istiyoruz.. gel bakalım..
ir-- hah hah hah..

********

Hiç yorum yok: