Translate

23 Nisan 2012 Pazartesi

1195.bölüm..

güzide-- galip bey..irem hanım,öğrencinizmiş anladığım kadarıyla..
biz ingilizcesini, spikerliğini.. ve tavirlarını çok beğendik.. okulda nasıldı..

galip-- müthişti.. bir yıl boyunca ,biz çok iyi anlaştık.. zaten çok iyi biliyordu.. salihadan kurtarıp.. asistanım yaptım.. çok çalışkan ve ticari kapasitesi olduğundan.. ihracatçılarla beraber -resmi, sivil-toplantılara katıldık.. işin o tarafını da öğrendi..  çevirilerimi yaptı uzun süre..  ihracat prosedürünü ,uygulamayı kavradı..
asi,gözü kara.. hırslı.. kıvrak zekalı,tuttuğunu koparan.. biraz nazlı,hassas.. gözü tok,adil ve sevdiğine fedakarlığının sınırı yoktu.. eşinin gölgesinde de,
 kalmadan.. bileğinin hakkıyla başardı.. yalnız tunanın da hakkını yememek lazım.. engellemedi,destek oldu..

 ir-- sağolun galip bey.. iltifat ediyorsunuz.. hakkınızı hiç ödeyemem.. 
galip-- rica ederim.. o görevimizdi.. dediklerimin hepsi gerçek..

 tuğrul-- (gülerek)ben ikisini,okulda bir kere gördüm.. irem ,tunanın yaptığı sınavdan erken çıkmış...  sahiden müthişlerdi..

ir--tu-- hah hah hah..

batu-- biz de kısa bir süre çalıştık,irem hanımla.. dil hakimiyetine, diyecek sözümüz yok..çalışkan ve hırslı dediğiniz gibi..
buna rağmen.. yerini çiçek hanıma önermesi.. yayının ilk gününde .. destek için gelmeleri..
ve bana- çiçek olarak- bambu çubuğu göndermesinden çok etkilendim..

galip--saliha--güzide--batu--yusuf--ahmet--nermin--ceyda--tuğrul--ela--orhan--menekşe--tu--zuhal--harun--ziya-- ir--hah hah hah..

tuğrul-- alınmayın batu bey.. dua edin ,kaktüs göndermemiş..

tuna gülümseyince..
menekşe-- anlaşılan tunaya göndermiş.. hiç ummazdım senden ,nasıl layık gördün kocana..

tu-- yanlış anladın menekşe..göndermiş ama öyle bir not yazmıştı kii..
kaktüslere bakışım değişti.. tüm kaktüsleri bana layık görüp,gönderebilir.. hiç gocunmam..

menekşe-- orhann.. gocunmam diyor,baksana.. ağlamak istiyorum benn..
orhan--  diyene değil.. dedirtene bakacaksın.. iremi hafife alma..

ela-- bence de.. çiftlikte tatil bile yaptırır,insana..
ir-- (gülerek) ben masumum ela.. diyen başkası..

tuğrul-- gelin,dur bakalım.. boşuna demedi herhalde.. kardeşimi de harcatmam yani..

ir-- ziyaa,hani az önce soruyordun ya.. abim ,sarıçama gidildiği gün..bizi aradı..

tuğrul-- dedim ki; bu ziyanın hali ne olacak.. çocuk gün sayıyor.. tuna oğlum,sevaptır bir imam bul .. halaa bulacak..
tu-- (gülümseyerek) tamam,yarın gelin.. imam var ..
zuhal-- tunaa..abim,gaza gelme.. karşında da.. zuhal var.. 

galip--saliha--güzide--batu--yusuf--ahmet--nermin--ceyda--tuğrul--ela--orhan--menekşe--tu--zuhal--harun--ziya--ir-- hah hah hah..

tu-- (etrafına bakıp,misafirlerin çoğunun gittiğini görünce .. kalktı) birazdan gelirim..
ahmet-- tuna biz de gideceğiz.. gidecek birileri varsa,götürürüz..

tu--   taşımada sorun yok,abi..münübüs seferleri düzenledi galip bey..
gençler gezsinler diye,anahtarı burhana vereceğim de.. ondan kalktım..

batu-- belki  demiştiniz ama.. siz razı olmuşsunuz zaten..

tu--hayal kırıklığı yarattıysam kusura bakmayın..  rızam olacak kadar burhanı tanıyorum ama hiç karışmadım..  karar tamamen çiçeğin,batu bey.. .
 bana sevdiğini ve emin olduğunu söylemese,burada.. bu ortamda..
burhan -istediği kadar aşık olsun- yanına bile yaklaşamazdı..
belki lafını,burhan bundan sonraki tavırlarına dikkat etsin diye söylemiştim..

ir-- aa,nasıl yani..

saliha-- yaa,sende eşini hafife alma.. inanıyorum ki..  bütün gün,benim kulaklarımı çınlatan sendin..
ir-- (gülerek) ne diyeyim,beni iyi tanıyorsunuz.. ama iyilikle çınlattım saliha hanım..
saliha-- ondan eminim zaten..

galip--saliha--güzide--yusuf--ahmet--nermin--ceyda--tuğrul--ela--orhan--menekşe--tu--zuhal--harun--ziya-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: