Translate

15 Nisan 2012 Pazar

1182.bölüm..

tu-- evet canım.. senin dedim ya.. evi,çiftlik artık.. oraya gidecek..görmen için getirdi tahsin abin..
kendine güvenerek dik otur, yelesini de tut..
tahsin yürütsün biraz.. ama hiç korkmayacaksın.. yoksa hisseder.. tamam mı..

ufuk-- tamam.. amcaa.. çok teşekkür ederim..çokkk..
tu-- (gülerek) rica ederim.. hadi keyfini sür..

tahsin yürütürken.. ufuğun bacağını da tutuyor..  bizde onlara bakıyoruz..
abim sigara verdi,içiyoruz.. ufuk öyle mutlu ki..
alıştı da,el sallıyor birde..

tuğrul-- delisiniz siz..
tu-- şüphen mi vardı..

eren-- irem ,bu senin fikrin gibi geldi bana.. 
ir-- yok canım..

eren-- sana yalan söyleyemiyorsun demiştim, sanki..
orhan-- dünyaları bağışlasanız ,ancak bu kadar sevinirdi..
ir-- önemli olan da ,o.. hep mutlu olur inşallah..

inşallah dediler..

eren-- bunun ikinci ,üçüncü sınıfı da var tuna..orta okulda  fil mi,hediye edeceksin..
lisede,tabanca.. üniversitede ferrari yakışır yiğenime..

tu-- (gülerek)tabanca olmaz,ferrrariyi sen alırsın.. amcası..
 kısmet olursa, ben mügeye zürafa almayı düşünüyorum..bahçede beslersiniz.. gönüle kıyamadım,fil kalsın..

eren--orhan--tuğrul-- ir--tu-- hah hah hah..

ir-- durumu bilmiyorsun abi..karneyi aldığın da sözümü tuttum diyordu ya..
bizde ona söz vermiştik.. ufuk onunla büyüyüp,değerini bilecek.. göreceksin.. 

tuğrul-- tamam da,ufuk nasıl ayrılacak.. taydan..
tu-- (gülerek) çiftliğe taşınacaksın artık.. başka çare yok..

tuğrul-- dalga geçme lan.. şimdi nasıl ayıracağız,çocuğu..
tu-- ayırmayız, çiftliğe gelir.. naile emanet ederiz.. akşam da, alırsın oğlunu.. yada sizde kalırsınız.. nasılsa ela da,tatil oldu.. sizin için,ilginç olur.. üç ay dediğin nedir ki..çabucak geçer.. 

eren--orhan-- ir-- tu-- hah hah hah..

tuğrul-- çok mu,komik.. geri ver bunu.. annesi çağırıyormuş ,özlemiş de.. birşey yap işte..
tu-- yok canım,başka arzun var mı.. hem hiç bana bakma.. halinin sorumlusu ben değilim..

tuğrul-- (bana döndü) sen mi aldın,bu harika tayı.. yarış atına benziyor,atlardan da mı anlıyorsun..
tu-- adama bak ya.. bana kızıyor,ireme övgüler geliyor.. küstüm oynamıyorum..

eren-- çocukken de böyleydin,mızıkçı sende..
orhan-- hayat adil değil, tunaa..
ir--tuğrul--eren--orhan--tu--  hah hah hah..

orhan-- eren sen git,benim arabayla.. ben menekşeyi ararım.. akşam nasılsa okuldaki yemeğe gelecektik.. beraber gelirsiniz..ben ufuğu yalnız bırakmayayım.. işçiler var,nail ilgilenemez şimdi..

tuğrul-- yaşa orhan abi.. bırakmak içime sinmeyecekti.. kıyafet getiririz, sana da ufuğa da.. sağolasın..
orhan-- sende sağol.. şu çocuğun sevincine kıyamadım.. iremle tuna işin ,o kısmını atlamışlar..

ir-- aa,hiç de bile.. taktik orhan bey.. sizin böyle davranacağınızı tahmin ettik..  hatta tuna dedi kii..

orhan-- ne dedi..
tu-- iremm söylemee..
 ir-- peki kocacığım..

eren-- aman nasıl da söz dinlermişş..
tuna söyleyemezdi derken ,doğru söylüyormuş meğerse..
ir-- elbettee..

eren--tuğrul-- orhan--ir--tu--  hah hah hah..
*******

eren abimle sarılıp vedalaştık.. o akşam İstanbula gidecek çünkü..
 tuğrul abime de.. nevresimleri verdim ama ufuk görmedi ..onları yolcu ettik..gittiler..

ufuğum,tahsin tayı araca çıkarırken bile inmedi..  tedirginliği attı,tamamen.. boynunu okşayıp,konuşuyor onunla..
orhan bey,tuna ve ben de.. onu seyrediyoruz..

ufuk--şimdi seni yeni evine götürecek, tahsin abi.. korkma ama ben de geleceğim.. çiftlikte seninle gezeceğiz..
amcamın orası.. çok iyidir,seni bana almış.. hala inanamıyorum..çok güzelsin,çok sevdim seni..
iremde çok güzel , onu da çokkk seviyorum ama o at değil..
(dudaklarımı ısırıyorum.. güldüğümden mi,ağladığımdan mı gözlerim yaşlı..bilmiyorum.. bu nasıl bir saflıktır.. )
 atının adı yıldırım, tanıştırırım seni.. o senden büyük,abi dersin ona.. kurtlar varr, tavuklar var..
oynarsınız..yatak hazırlarım sana.. nevresimi elayla alırız..
onunla da iyi anlaşıyoruz.. saçları ipek gibi.. aynı senin saçına benziyor.. ama onun kuyruğu yok..
at değil,akıllımm..  o benim, annnemmm..

(arkamı döndüm,ağladığımı görmesin diye.. orhan beyle ,tuna da gözlerini siliyorlar)

tahsin-- ufuk bey.. inerseniz,gidelim..
ufuk-- kapıyı kapatınca karanlık oluyordur,burası.. gece lambanız var mı..
tahsin-- tabi ki..
ufuk-- iyi öyleyse.. hoşçakal canımm..

tahsin indirip,tunaya verdi.. o da kucaklayıp, öptü yanaklarını..bastı bağrına..
ufuk şaşkın,üçümüz dağılmış bir halde arabaların yanına geldik..

bagajda ki su şişesinini .çıkardı tuna.. hepimiz,elimizi yüzümüzü yıkadıktan sonra..
ufukla ben önde.. tahsin arada..tunayla,orhan bey de arkada..
çiftliğe doğru hareket ettik..

Hiç yorum yok: