Translate

14 Nisan 2012 Cumartesi

1181.bölüm..

on dakika sonra,ilk trafik cezamı yemiş olarak.. Mersine girdim..
elanın tarifine göre de ..okulu elimle koymuşcasına buldum...
kapı önü çok kalabalık..arabalar, veliler istila etmiş.. arka yola park edebildim..
çantamı alıp.. indim.. hızlı hızlı yürüyorum ,okula doğru..

--- irem kara?
başımı kaldırıp,karşımdaki genç adama baktım..
ir-- evet,kim soruyor..

-- ben tahsin.. mahmut beyden tay almışsınız da,onu getirdim..
ir-- (gülümsedim) pardon tahsin.. tay nerede..

-- (eliyle biraz ilerideki aracı gösterip) burada.. okulun önünde durmama izin vermediler.. sizi nasıl bulacağımı düşünüyordum..iyi ki  mahmut bey,plakanızı verip.. sizi tarif etmiş..

ir-- iyi ki,gördün.. tay iyi değil mi.. sıcaksa,indir hava alsın.. karneyi alınca.. geliriz buraya..
-- gayet iyi..  araç klimalı,çok iyi bakarız onlara.. aldığınız tay da,nefis bir yarış atı olacak..

ir-- (çantamdan para çıkarıp verdim) hava sıcak,zahmet verdik sana..beklerken.. birşeyler ye,iç tahsin..
-- sağolun..

*********

okula girip,sınıfı buldum.. kapı açık.. öğrenciler sıralarında oturuyor.. öğretmen elinde karneler konuşuyordu,beni görünce
--- buyrun lütfen.. velilerimize arka sıralarımızı ayırdık..
ir-- sağolun..

içeri girince,ufuk bağırdı..elini de kaldırıyor..
ufuk-- iremmmm buradayım.. yanıma gell..
ir-- (güldüm) ufuğum.. arkada beklerim ben.. düzeni bozmayalım..

 velilerin arasında.. abimler,orhan bey.. tuna da bekliyordu.. yanlarına gittim..selamlaştık.. 
abimler dahil..herkesin elinde fotoğraf makinaları var..

öğretmen karneleri dağıtmaya başladı.. adını söylediği çocuk gidiyor ,karne almaya.. veliler de alkışlıyoruz onları..  minicikler,doğal ve çokk güzeller hepsi..

sesler çoğaldığı için..tuna kulağıma yaklaşıp.." ne aldınn" diyince..
gülerek "söylemeyeceğim ama dışarıda" dedim..

ufuk da aldı karneyi.. öğretmenini öpüp,yerine gitmedi de.. bana koştu..
çığlık çığlığa da bağırıyor
"iremm ,hepsi pekiyi.. sözümü tuttummm"

kucağıma aldım,öpüp koklarken.. göz yaşlarımı tutamadım daha fazla..
ir-- aferin yavrum.. aferin.. ben de tuttum sözümü..

tuğrul abime gitti.. tuna.. eren ,orhan bey.. öpüyorlar ,tebrik ediyorlar ufuğu..

öğretmen.. "hepinizi çok seviyorum.. iyi tatillerr"diyince..
 kulakları sağır edercesine bir ciyaklamayla çıktılar sınıftan..

biz beş dakika sonra ayrılabildik ,okuldan.. mahşer yeri gibiydi..
onların arabaları da arkadaymış.. yürüyoruz..
tahsini de gördüm bu arada.. bekliyor  gölgede..

eren-- aslanım.. gel bakalım,hediyeni vereyim..  gitmek zorundayım çünkü..
orhan-- ben de,ereni götüreceğim..ikinci de ben olayım..

tuğrul-- ne zahmet ettiniz,geldiniz ya önemli olan o.. değil mi ufuk..
ufuk-- evet de,yine de merak ettim babaa..

kahkahayla güldük..

abim,bisiklet almış dediği gibi.. çok albenili,tam boyuna göre.. orhan bey de, uzaktan kumandalı bir tren kutusu verdi..
çok sevindi ufuk,ikisini de öptü.. teşekkür etti.. koltuğu yatırıp,babasının arabasına koydular..

ir-- (onlar uğraşırken,kısık sesle tunaya..)
senin hediyen şu aracın içinde,bekleyenin adı da tahsin.elinden tut ,götür ufuğu hadi..

tu-- (kaşlarını çatıp, araca baktı ..üstünde  xxx at çiftliği yazısını görünce) inanılmazsın..
ir-- (güldüm) yok ağam,ne haddime .. çatıdan sonra,ben çömezim..sürpriz  üstadı sensin.. çağır çocuğu ,ben karışmayım..

tu-- (gülerek) ufukk,aldığım hediyeye .. bakalım mı..
ufuk-- bakalım da,vermeyecek misin..
tu--  (kucağına aldı)hımm,pek eline verilecek birşey değil..

bizde gidiyoruz peşinden..
eren-- ne aldın ,ben birşey göremiyorum..
orhan-- (bir iş makinası duruyor ileride) kepçe mi aldın, tunaa..
çorba neredee..
tu-- orhan--ir-- tuğrul-- eren-- hah hah hah..

tu--  merhaba tahsin.. ufuk beye hediyesini gösterelim hadi.. (indirdi ufuğu)
-- (gülerek) merhaba..arka tarafa buyrun .. ufuk bey.. bu size özelmiş..

tuğrul-- tunaa,ne yaptın senn..
eren-- pes yani..
 orhan-- tuna,benim  amcam olsana..
ufuk-- hahaha.. olmazz ,o benim amcamm..

eren abim fotoğraf makinasını ayarladı bekliyor..

adam  alışık hareketlerle.. sürgüyü çekip.. iki kanadı da açtı..
içerideki doru bir tay gerçekten asil , muhteşem görünüyor.. hepimiz şok olduk da.. ufuğun o halini görmenizi isterdim.. yanlış mı görüyorum diye gözlerini ovuşturuyor yavrum..
abim ne pozlar çekti kimbilir..


tahsin yukarı çıktı..  inmesi için aparatı yerleştirdi.. yularından tuttu ve indirdi yanımıza..
tuna gülerek,sakin sözlerle.. okşadı tayın başını ,boynunu.. tahsinden aldığı şekeri yedirdi..
şimdiden bizim boyumuzda neredeyse..

tu-- ufuk,tayınla tanış.. korkmadan uzat elini.. bu şekeri ver ve gözlerine bak.. onu sevdiğini anlasın..
ufuk-- (ürkekçe) bu benim mi..  kocaman dişleri var,ya elimi ısırırsa..

tu-- evett,senin.. ısırmaz..  dost olduğunu anlarsa,asla sana zarar vermez..

 şekeri yedirdi.. tuna kaldırdı ufuğu,alnını okşatıp.. sonra da üstüne oturttu.. eyer yok tabi.. elini de tutuyor..

ufuk--(tekrar soruyor,inanamadı çocuk) amcaa, sen bana tay mı aldın.. bu benim mi şimdi.. evine gitmeyecek mi..

Hiç yorum yok: