Translate

5 Nisan 2012 Perşembe

1163.bölüm..

ceyda gülerek geldi..yeşil ipekli kumaştan ,kolsuz bir elbise giymiş.. kemer ve küpesiyle abartısız bir şıklık içinde..saçı ve makyajı da çok hoş..  kalktım,sarıldık...

ceyda-- hoşgeldiniz.. süpersin irem..
ir-- sağol sen de,öylesin.. eşim tuna.. bu küçük bey de, kardeşim ertan..
tu-- (tokalaştılar) memnun oldum ceyda hanım..
ceyda-- ben de,tuna bey..
(ertana gel dedi..aa,gitti iyi mi.. küpelerine bakıyor..)
ir-- bana bile gelmedi biliyor musun..
ceyda-- hah hah hah..

ir-- otursana,ceyda..
ceyda-- (oturdu ) tuna bey.. ireme ne yaptınız böyle.. çok değişmiş ve muhteşem görünüyor

tu-- (gülerek)  görünüşü konusunda aynı duyguları paylaşıyoruz,ceyda hanım.. ama onun sayesinde,asıl değişen benim..
ceyda-- (gülümsedi) siz ,Adanalı olduğunuza emin misiniz..
ir-- oo,kesinlikle..
tu-- ir-- ceyda-- hah hah hah..

ceyda-- şu masa bizim,amcamlar ..babamlar da gelirler birazdan..
kaç kişisiniz,daha açığı masanızda iki kişilik yeriniz var mı..

ir-- ziya hazırlamış ,kimleri düşündü bilmiyorum da.. sığarız,gitme ikinci kişi kim..

ceyda-- kız kardeşimm,başka kim olacak ki.. pembe elbiseli var ya,işte o betül..
ir-- bilmem,bende onun için sordum..

ceyda-- ha anladımm.. harun beyi duydun sen,dimi..
ir-- öyle bir şey geldi kulağıma..

ceyda-- harun beyle,bir kere  görüştük.. tamamen tesadüftü..
çağıracak kadar samimi değiliz ama ergün yada ziya çağırdıysa,bilmem...

ir-- bence gelecek, ya sence..
ceyda-- (ingilizce) eşinin yanında sormasana,irem..
ir-- hah hah hah.. pardon..

ertan inip,tunaya geldi.. elini tuttu.. çekiyor..
tu-- ne istiyorsun ertan..

ert-- (uçan balonları gösterip ) balonn..
ir--(mırıldandım )  tuna taviz yok..
kalkıp,kucağına aldı ertanı.. bize bakarak..

tu-- izninizle.. irem kaç balon alayım..
ir-- (gülerek) sen bilirsin,hayatım.. bana değil,babama sor..
tu-- oran ,gofretteki gibi mi diye sormuştum..
ir-- hah hah hah..

ertanla çıkışa doğru.. yürürlerken..
ir-- ceydacığım,tunanın ingilizce  öğretmeni..olduğunu biliyorsun sanmıştım.. yani anlıyor,haberin olsun..
ceyda-- aaa,niye söylemiyorsun..
ir-- kaç kere görüştük ki.. hem dert etme sakıncalı birşey demedin..

 mustafa bey,eşi ve kardeşleriyle karşılaştılar,tunayla konuşuyorlar..

ceyda-- iremm.. mustafa amcama sen ne dedin..
bugün beni arayıp,iş yerine davet etti.. şöförünü de göndermiş..
ir-- geliyorlar,sonuç ne.. ona göre konuşayım..
ceyda-- iyiydi,çok şaşırttı beni..
ir-- güzell..
mustafa-- oo,arkadaşlar birbirini bulmuş... merhaba irem hanım..
ceyda..

kalkıp, tokalaştık..merhaba diyerek..
eşini,kardeşlerini tanıttı.. selamlaştık onlarla da..

mustafa-- sözde yoktunuz,tuna beyi görünce şaşırdım.. akraba oluyormuşuz,irem hanım..
ir-- öyleymiş,bize de sürpriz oldu.. sözde ;
yurt dışından habersiz bir misafirimiz gelmişti.. o yüzden gelemedik..

mustafa-- aksilik işte.. neyse sağlık olsun..
babanlar gelmedi mi,ceyda..
ceyda-- yok amca.. biz betülle,esranın yanındaydık..
 ali getirdi bizi..masamız şurası..gelirler herhalde..

mustafa-- peki.. irem hanım, hediye için teşekkür ederim..
ir-- (gülümsedim) rica ederim,mustafa bey.. size ulaşmasına sevindim.. bekir bey,
-bazı nedenlerden- çay kaşığı ile veririm demişti de..

mustafa-- hah hah hah.. hiçç unutamayacağımız bir geceydi.. güngör de gelecek birazdan.. görüşürüz..
ir-- görüşürüz mustafa bey..

onlar masalarına giderken.. bizde oturduk..
ir-- ee,anlat..

Hiç yorum yok: