Translate

21 Mart 2012 Çarşamba

992.bölüm..

çiftlik yine gündüz gibi aydınlatılmış..  insanlar yemek için masalara doğru gidiyorlar..
ağır ağır geçtik yanlarından.. kontrol noktasında nail ve birkaç kişi vardı..

ir-- nail,bırak geçsinler..
na-- tamam..

evin önünde park edip indik.. otobüs biraz geride durdu..
köpekler etrafımızı sarınca.. korkmasınlar diye tuna gönderdi onları..
kapıyı açıp,içeri aldım gençleri..

tuna da büyükleri bekledi..

ela,gönül ve menekşe de girince.. kadro tamamlandı..
halamlar dahil.. herkes oturdu..

ir-- ( ufuğu kucağıma aldım,sarıldı neredeyse uyuyacak )
 sıcak -soğuk ne ikram edeyim size.. acıktıysanız yemeğimiz de var..

ma-- ne yemeği kızım.. üç gün acıkmayız herhalde..
zer-- ela su verir misin..
ela-- tabi anne..
ir--  ben veririm,ela..

tuğ--  irem.. ela yabancı mı.. o da, bu evin gelini.. bırak versin..
ir-- doğru ya.. acemilik işte..

sa-- baban nerede.. irem..
ir-- eve uğrayacaktı,salih bey.. gelir birazdan..

er-- gönül bir kahve içeriz..
gö-- tamam..

ahu-- biz yaparız,gönül.. sen mügeye bak..
gö-- sağol da.. beni istemiyor gördüğün gibi.. gözü tuna da..

tu-- (aldı kucağına ) gel bakalım,müge hanım.. hasret giderelim..
sev-- zuhaller gelmemişler daha..

ber-- Erzurum uçağı hep rötarlı oluyor,sevim teyze..bekledilerse ondan gecikmişlerdir..
os-- tuna, ahmet bozuk bir pancar motor var diyordu.. yapamamış.. bir bakabilir miyim..
far-- sanatkar adamın hali başka.. illa görecek..
os-- merak işte faruk bey..

tu-- geç oldu,enişte.. yorma kendini.. gündüz gelirsiniz ,ahmet abiyle..
er-- gel osman abi.. tuna kıyamıyor..biz bakalım..

erkekler gidince.. biz bize kaldık.. ufuğum da uyudu.. alt odaya yatırdım onu..
ayakkabılarını çıkarıp.. öptüm yanağını..

salona geldiğimde..
sigaralar yakılmış.. sohbet ediyorlardı..
yeliz de mutfakta olunca.. klimayı açıp.. babamları aradım..

ner-- alo..
ir-- anne,niye oradasınız..
ner-- baban ilacını içti.. ertanın üstünü değiştim..şimdi çıkıyoruz evden..
ir-- tamam.. bekliyoruz..

ner-- dondurma aldık,başka birşey istiyor mu diyor baban..
ir--  sağolsun.. künefe yapacak hali yok ya.. siz gelin yeter..
ner-- ............... görüşürüz..
ir-- öptümm..

kapatınca.. mutfağa gittim..

ir--  eltilerin olması.. iyiymiş.. gönül diğer filcanlar burada..
gö-- yakın olabilseydik keşke.. ( aldı filcanları )
ir-- keşke.. neyse elayla menekşe .. gelirler.. kızlar sizi de bekleriz..

ahu-- inşallah..
şah-- biraz zor,irem.. sıcağa dayanamıyoruz.. kışın da okul var..
ber-- ben gelirim..

ela-- sen ergün konusunda ciddisin galiba..
me-- zuhalden,istemiş ya..
ber-- yok ya.. takılıyorum.. benden küçük ama çok yakışıklı..

güldük..
yel-- irem,bu kavanozdaki ne..
ir-- ( bir kaşıkla tabak alıp..açtım kavanozun kapağını ) sarı kiraz reçeli
tabağa alıp tadına baktırdım.. ) bunu sen götür.. oğlullarınla yersin..

yel-- yok canım.. hiç aramam reçeli.. merak ettim..sarı sarı görünce..
kiraz kırmızı olur,benim bildiğim..

ir-- bu da sarısı işte.. ( yeni kaşıklar alıp.. diğerlerine de verdim tek tek.. )
yarasın..

me-- sağol,bir daha ki reçel dönemine ben de istiyorum..
ahu-- sen mi yaptın irem..

ir-- tamam menekşeciğim.. hepinize ayırırım.. benim hiç zamanım yok,ahu..
kalfamız yapıyor.. burası onlardan sorulur..
(mutfağın dışarıya açılan kapısı tıklatılınca.. gidip açtım) gel fatma..
biz de reçelinden bahsediyorduk..

fat-- öyle mi,afiyet olsun.. yemek dağıtılıyordu.. bakamadım,istediğiniz birşey var mı..

ir-- yok canım.. sağol.. gelemiyorum ne zamandır..senin  istediğin yada aksayan bir şey var mı..

fat-- naille ,hüseyin hallediyorlar.. ziraatçiler de var..
güllüyle esma kadın yardıma geliyorlar,ekmek için..
 doktor aşı yapıyor iki gündür..
bebelerden birisi hastalandı.. ziya bey geldi az önce,ilaç verdi..
şimdi de beyimle,bülent bey bakmaya gittiler..

ir-- geçmiş olsun..annesi gitmesin tarlaya..
çavuş yevmiyesini kesmesin.. sakın.. ziya tek miydi,nereye gitti..
 

Hiç yorum yok: