Translate

21 Mart 2012 Çarşamba

987.bölüm..

piknik alanına girerken..

ir-- tuna dur..
tu-- ne oldu, yine şarkı mı söyleyeceksin bana..

ir-- ( güldüm ) yok.. arkada yedek ayakkabım vardı ya..
onu çamura bulayacağım..
bu ayakkabılar kimin dediğimde.. ela ve abim şok olsun, o yeter bana..

tu-- hah hah hah.. telesekreteri de,ben söylerim..sen karışma ona..utanmasın çocuk..

ir-- hah hah hah.. ziya geldiğinde ve bizbize kaldığımızda yapalım..
tu-- anlaştık karıcığım..
ir-- karıcığın seni var yaa...
tu--ir-- hah hah hah...

*******
kıkırdayarak çadıra yaklaşıp..
babamın ,benim ..orhan beyin  arabasının yanına  park ettik..
otobüs biraz ileride..tahmin edeceğiniz gibi bir görüntü var..

kalabalıklar.. mangal yanıyor.. masa hazırlanmış.. çalışıyorlar..
yağmur da şiddetle yağıyor..

tu-- hadi inelim.. yoksa güvercin modunda mısın..
ir-- (gülümsedim ) aynen öyleyim,valla.. ama güvercinler çoğalmış baksana ,menekşeye
tu-- tuğrulla uğraşalım,orhan abi bizi aşar..
ir-- bence o da aşar.. of yaa..
tu--hah hah hah..

inip..
tu-- merhaba gençler..
merhaba dediler bize..
çadırın önündeki  brandanın altına girdik.. tokalaşıyoruz.. zuhal de dahil,herkes orada..

or-- nerede kaldınız,tuna..
tuğ-- abi,sormasana.. çamura takılmıştır..
kahkahalarla güldüler bize..

ah-- tuğrulll..
tuğ-- yalan mı ahmet abi..
er-- damadına kıyamıyor, oğlum..
ah-- aynen öyle..
tu-- sağol abi..
ah-- sende sağol..

tunanın aldıklarını getirdiler arabadan..
ben babamı öptükten sonra..,kızlarla ela ve menekşeyle konuşup.. çadıra girdim..
büyük hanımlar,yeliz ertan..müge ve ufuğum  orada..

 halamla,firuze hanımın arasına oturdum..
ertanı ve ufuğu dizlerime aldım..
hal hatır sorduk.. konuşurken.. tuna başını uzatıp,merhaba diyince..
müge ve ertan ayaklandılar hemen..

tu-- çocuklar durun,sizi biraz sonra alacağım..
mu-- ne oldu,oğlum.. iremi birazda biz görelim..
tu-- (gülümseyerek) iyi canım, görün..
 yeliz,bülent niye uyuyor.. hasta mı..

ye-- muhtemelen olacağı için.... ilaç içti ,tuna.. ondan uyuyor..
ir-- bence naz yapıp,çorba istiyordur o..
mu-- öyle deme..keyifsizdi.. üşütmüş..

tu-- ben bir bakayım..
ert-- yunaa..
tu-- bekle ertan,geleceğim..

müge ağlamaya başlayınca..
mecburen onu aldı..
gö-- tuna erene ver..
ir-- (çantamdan plastik ördeğini çıkardım) mügee,bak ne var burada..
mügeyi kandırdık,gönül kucağına aldı.. tuna gitti..

saf-- figenler şimdi osmaniyeye giderlerse, çok ayıp olacak..
fir-- eve not yazdık,safiye hanım..
ir-- üzülmeyin,geliyorlar.. haberleri olmuş.. ben konuştum..
saf-- iyi bari..

zer-- anneler böyle işte.. ercanla lale,haber vermeden..
Erzurumdan gelmişlerdi bir keresinde.. bizde Bursaya kaplıcalara gitmiştik..
çağırmamışlar da..görüşemeden geri dönmüşler.. çok üzülmüştüm..

ir-- evlatlar uzak olunca,bu gibi durumlar yaşanabiliyor..
sizde durum nasıl bilmem ama anne-oğul ilişkisi farklıdır bizde..
abim,Manisada evli ..annemin çok özlediğine eminim..

ner-- iremm,uğraşma benimle..
muA-- özlemiştir tabi..
sev-- hepsi yerinde mutlu olsunlar da.. kız-erkek fark etmez..

gö-- sevim teyze,bana öyle geliyor ki.. sen ergüne bir başka düşkünsün..
ir-- yaşa gönül.. teyzem yok der ama.. gözlemin,çok doğru.

ker-- ergün de,bir başka canım.. maşallah..çok saygılı ,çok efendi..
ner-- öyledir,keriman hanım.. o bizim ilk gözağrımız,artık sıra onda..
 hayırlısıyla evlendirmek istiyoruz..

saf-- dur nermin,önce zuhali..hayali.. gülü..  evlendirelim..
yasinle-figen başımızı döndürdü zaten..

ner-- ( gülerek ) bu işler fazla beklemeye gelmez safiye ..
oğlumuzu birisi kapmasın diyorum ben..

ir-- kimbilir anne,belki kapmışlardır.. ali abimi kaptırmayın siz..
zer-- ali kim..
ir-- teyzemin oğlu.. ergün,ali zuhal kardeşler.. gece yoktu ,ondan tanışmadınız zerrin hanım..

zuhal çadırın kapısına gelip..
zu-- muhabbetiniz bol olsun..
mu-- sağol,yavrum.. sen yalnız kaldın,ziya da olsaydı keşke..

ir-- aradım.. geliyor,hala.. zuhali ,seni firuze teyzeyi duyunca..ikna oldu..
mu-- valla mı..

kahkahayla güldük..
ir-- zuhal girsene..
zu-- (gülerek ) girmeyim..irem,gönül.. yeliz.. eşleriniz çağırıyor.. yağmurda hep beraber ..yürüyelim diyorlardı..
ir-- güzelll..

mu-- allah ayırmasın..
aminn dedik..
yeliz,gönül ve ben çıktık çadırdan..

********
ercan-lale, candan.. şahika,fulya ,berna ....ahu.. zuhal..
bülent-yeliz.. tuna-ben.. ela-abim..gönül-eren,orhan-menekşe..
şemsiyelerle yürüyoruz..

kızlar biraz önümüzde  kıkırdıyorlar..

ir-- bülent,nasılsın..
bü-- daha iyiyim,irem.. terleyip,buzlu suları içtik.. havuzdu,güneşti.. derken
üşüttüm..
ir-- geçmiş olsun.. biran önce iyileş,yola nasıl çıkacaksınız ki..
bü-- yeliz,birazdan  iğne yapacak.. kendime gelirim,merak etme..
 
ercan-- hava bizi de çarptı.. lalenin de boğazı ağrıyor,benim de..
bü-- dönünce bakayım,gerekiyorsa ilaç veririm..ercan bey..

ercan-- sağolun.. çok iyi olur..

er-- orhan abi,beğendiniz mi sarıçamı..
or-- çok güzelmiş.. bu mevsimde yağmur sürprizi de güzel oldu,doğrusu..

gö-- gerçekten harikaymış,bende bayıldım..
ir-- burası sıcaktan kaçmak için ideal,güneş ışığını ağaçlar engelliyor..
yağmurda da bir başka güzel oluyor.. en son yasinlerle gelmiştik,yine yağmurluydu..

tuğ-- ben .. siz evlendiğinizde ilk kez gelmiştim..
er-- ahmet abi ısrar etti de.. geldik.. hiççç unutamayacağımız bir gündü..
tu-- (gülerek ) bizim için de öyleydi..

zuhal arkaya dönüp
zu-- ela,menekşe kızlarla bahse girdik..
ir-- (sözünü kestim ) ziyalaşma.. yine fare mi diyeceksin..

bir kahkaha koptu..
zu-- (gülerek ) bence gerek kalmadı ,espri amacına ulaştı.. ama istiyorsanız derim..
ela-- o anı olarak kalsın, lütfen..
me-- bahis diyordun,zuhal..

zu-- evet,ayakkabılarınızın altına isim yazmışsınız.. hangisi silindi..
me--  benim yazdıklarımın,hepsi silinmişti..
ber-- ela ?  

Hiç yorum yok: