Translate

15 Mart 2012 Perşembe

966.bölüm..

yarım saatte,hiç durmadan olabildiğince hızlı..fabrikayı gezdirdi..
muhteşem bir yer yapıp.. her ayrıntıyı düşünmüş.. etraf pırıl pırıl.. işçiler arı gibi..
kasklı,kulaklıklı..

işaret ışıkla yapılıyormuş mesela.. en önemlisi.. sıcak değil..klimalar,24saat durmuyormuş..

ürün dikim.. kontrol,ambalaj kısmına girerken..kulaklığı çıkarma gafletinde
bulundum.. sağır olmamak için.. hemen geri taktım..
kulaklık bunun içinmiş meğerse..

ambalajlanmış malların,olduğu depo o kadar büyük.. ve her yer öyle dolu  ki..
philibin sıkıntısını daha iyi anladım..

hüseyin beyin vinci ,forkliftleri de orada.. çalışanlar,iki tırı yüklüyor...

tuna elini dizime koyunca döndüm.. kulaklığımı araladı biraz..
tu-- (kısık sesle ) ne diyorsun..
ir-- tamam diyorum,ya sen..
tu-- ( gülümsedi) bende..

ir-- burada mı,bizim büroda mı.. imza atılacak..
tu-- yarın cuma,büroya çağır.. bir iki prosedür var dedi,nedim bey..
öğlen imzalarsın.. tırlar akşam yola çıkar.. gidince,parayı bankaya yatıralım.

ir-- gecikeceksin..
tu-- izinliyim,dert etme.. ama başka işlerim var..akşam toplantıda konuşuruz.. platinim..

ir-- emin ol,konuşacağız karam.. toplantı yeri konusuna ,karar veremedim henüz..
tu-- yer önemsiz,takılma..
ir-- bence de ama gonca için düşünüyorum..

tu-- ( gülerek ) sessiz olacak artık. dubaideki havuza gidecek halimiz yok ya..
ir-- evet,işimiz var.. toplantıyı cumartesi,pazara erteleyelim istersen..
tu-- erteleme,gidemeyiz..
ir-- .........

fabrikanın dışında ki ağaçlık alanda.. gölgede durdu philip..
masa sandalyeler konulmuş..

ph-- buyrun,soğuk birşeyler içelim..
tu-- sağol philip,başka zaman içeriz.. gitmemiz lazım..

ir-- yarın öğlen,büroya bekliyorum philip.. avukatın ve danışmanınla buyur,gel
imzalar atılsın..  banka hesabına paran yatacak.. hayırlı,bereketli olsun..
ikimiz de kararımızdan memnun oluruz umarım..

ph-- öyle olacağına eminim.. hayırlı olsun..

tokalaştık.. bizimle arabalarımızın yanına kadar geldi..
binip el salladık.. arka arkaya hareket ettik..

********

kemal ve nedim bey.. çarşı içinde ayrıldılar bizden..

ir-- tuna,içim yandı.. buz gibi su al bana..
tu-- olmaz, terlisin.. termosta ki,sudan iç..

ir-- pintiii.. ( termostan su doldurup,içtim)
tu-- cömert, bana da versene..

bir bardak da ona verdim.. içti..
tu-- sağol..

büronun önünde durunca..
tu-- ben parayı alayım,sen bekle..

ir-- tamam.. banka hesap numarası da,dünkü dosyada onu da al...

inip,bagajdan büyükçe  bir paket aldı.. camdan bana uzatırken..
tu-- pintiyim falan ama idare et artık..

dönüp gitti.. apartmana doğru..

paketi,kutuyu açtım.. içinde iki beyaz ayakkabı var..

birisi havuzda bozulan,diğeri gelinlik ayakkabımın aynısı.. canım ya ,yaptırmış..demek ki.. üçyıl önceki ayakkabı modelini nasıl hatırladı bilmem..
ay ben bir duygulandım.. gözlerim doldu.. ağlamamalıyım diye direniyorum..sildim aynaya bakarak..
kutuyu,paketi geri kapayıp.. arka koltuğa koydum... hiç bakmamışım gibi..

aklım da,akşam için netleşen görüntüden memnun gülümsüyordum ..
tuna elinde çantayla geldiğinde..bana verip,oturdu.. hareket etti..
banka şubesi yakın zaten.. içeride de.. 15 dakika kalmışızdır.. para yerini buldu..

dışarı çıktığımızda..
ir-- büroda kimse var mıydı..
tu-- yoktu,niye..
ir-- ben bir yere uğrayacağım da.. sen gidebilirsin diyecektim..

tu-- ne geçiyor aklından,platin olmak mı..
ir--( güldüm ) olabilir..
tu--  ergünün bıraktığı broşüre baktım,işaretlediğin iyi.. iste onu..
ir-- tamam.. güle güle..

tu-- çok sıcak..inatlık etme de, bırakayım büroya.. ya da nereye gideceksen..
ir-- hayırr..
tu--  bak platin olursan, acayip bozulurum ona göre..hoşçakal..

ir-- öperim,geçer..
tu-- geçmez..

arabaya binip..gitti.. epeyce uzaklaşıncaya kadar, baktım arkasından..
ir-- evet aşkım,duygulanma sırası sende.. çok şaşıracaksın,çokk..

*****
iki saat içinde bir oraya ..bir buraya..koşturdum ama herşeyi de ayarladım.
perişan,yorgun bir halde evime geldim... hemen büroyu aradım..

ir-- vahide hanım,işlerim yeni bitti daha eve geldim..
akşam radyoda toplantı var.. birazdan çıkacağım tekrar.. acil birşey var mı..

va-- yok,efendim.
ir-- tamam.. ergün abimi arayıp,broşürde işaretlediğim kameranın kod numarasını ver..
en kısa zamanda beklediğimizi söyle..


va-- peki,iletirim..
ir-- sen niye böyle konuşuyorsun..yanında birisi mi var.. rehin mi alındın..

va-- rica ederim,öyle birşey söz konusu değil..
irem hanımın toplantısı vardı,beyefendi.. uzayabilir,gelemeyebilirim demişti.. siz bilirsiniz, gelip beklemek isterseniz buyrun. müfettiş beyle yarenlik edersiniz..

ir-- anladım,hemen geliyorum..
va-- yok..randevuyu salı gününe verebilirim,malesef..
ir-- emin misin..

va-- evet, kaydettim.. görüşürüz.. efendim..
ir-- peki, on dakika içinde aramazsan gelirim by..

kapattım,sinirle.. saat 5:30..
"planım bozulacak,o kadar hazırlanmışım hep böyle oluyor "
diye de söylenerek.. yatak odasına girdim,alacaklarımı çantaya ve kılıfa koydum..

saçlarıma bone geçirip,duş aldım aceleyle.. mis gibi kokarak,sarıldım havluya..
giyinirken.. telefon çalınca yatağa uzanıp açtım..

ir-- evet..
va-- gitti,irem hanım..

Hiç yorum yok: