Translate

14 Mart 2012 Çarşamba

963.bölüm..
tü-- ne oldu,irem.. ters bir zamanda mı geldim..
ir-- yoo,şaşırdım birden görünce.. hoşgeldin.. buyur..
tü-- (çantasından bir zarf çıkarıp uzattı) hoşbuldum da, gelmeyeceğim..
sana davetiye getirdim..

ir-- nee.. evleniyor musunn..
tü-- hayırr.. hiç niyetim yok.. bu nilayın,düğün davetiyesi..

ir--(aldım) ayy çok sevindim..
tü-- yapma ya,irem.. sende okurken evliydin,zorluğunu bilmiyor musun da..
seviniyorsun..

ir-- kader tülay.. iyi olur inşallah..

tü-- uçaktan inerken görmüşler... bir haftadır
tanıyorlar birbirlerini.. üstelik,nilay gibi narin bir kız..
kabadayı,ukala  bir pilota tamam diyor.. iyi olma ihtimali sıfır bence..
yatay geçiş için başvurdu,Ankaraya gidiyor..
kocasıyla haftada bir gün görüşmeye..teyzemin yanında kalmaya bile razı..
aşkmış.. böyle bir aşk bana uğramasın lütfen..
kardeşimi tanıyamıyorum.. hadi ben gittim.. bekliyoruz.. unutma..

ir-- inşallah,geliriz.. selam söyle..
öptük birbirimizi..
tü-- as..
onu gönderip.. saate baktım.. 10:30 olmuş..

ir-- songül okkalı bir kahve istiyorum..deminkinden birşey anlamadım..ama
 on dakika sonra getir..
so-- peki,irem hanım..
ir-- vahide hanım.. tunayla konuşayım.. faksı çekelim..
va-- ben çektim.. gayet güzel okunuyordu.. philip aradı, beklediğini söyledi..
ir-- tamam,sağol..

****
içeri girince... böcek torbasını, en alt çekmeceye koydum..

sonra tunayı aradım aceleyle.. sekreteri bağladı..
tu-- neredeydin..

ir-- tülay davetiye getirdi,onunla konuştuk.. nilay evleniyormuş..
tu-- hımm,bak sen.. ya kendisi..

ir-- ay tunaa,ergün abimi gönderirken o geldi.. nefesimi tuttum tanıştıracaktım..
iki buzdolabı birbirlerine bakmadılar bile.. tülayın niyeti yokmuş.. öyle dedi..
hayal kırıklığımı onarmanı bekliyorum..

tu-- sakin ol,sakin.. dikkat et,bence..
ir-- etmeme gerek kalmadı..abim bir böcek buldu da.. rahatladım.. konuşabiliriz..

tu-- vazgeçmemiş demek.. senin adına iyi olmuş da.. ben rahat değilim..
ir-- ee,niye aradın öyleyse.. arabaya in çabuk..

tu-- hah hah hah.. akşama konuşuruz.. derse gireceğim..
birşey söylemek için aradım..
ir-- beni seviyorsun.. aşıksın..

tu--  şüphesiz ama o değil.. burhanın yardım ettiği çocukların babası..akif bey aradı..
teşekkür etti falan.. burhanın kendi yanında, çalışmasını istiyormuş..
kızları çok sevmiş.. ne olur izin verin.. burhana ne yapsam az ,ailemizden birisi olacak diyerek...
 çok ısrar etti..
bizde çok  memnunuz ve izin vermek söz konusu değil..
ama madem çok ısrar ediyorsunuz
burhana sorun ,kararı o versin dedim..
büroya gelecek ,haberin olsun ..

ir-- tamam.. burhanın yaptığı cesaret ister sahiden..
acil yardım konusunda sertifikası varmış..dün konuştuk biraz..

tu-- (içini çekerek) sizi gördüm, duydum.. ve içime kurt düştü,
bu kadar donanımlıysa niye bir büroya bağımlı kalıyor..
çok daha iyi şartlarda iş bulabilir diye düşündüm.. soruşturdum biraz..
burhanın asıl mesleği neymiş bil bakalım...

ir-- (dudaklarımı kemirirken.. içimden,
 o da mı polis yoksa diye geçiriyorum ama ) nereden bileyim,canım..
neymiş..
tu-- burhan çevik kuvvet polisiymiş ve bizimle çalışması da,malum şahsın marifetiymiş..

ir-- oh ohh,ne güzel büroda köstebek.. kapıda polis.. kamera da.. dinleme cihazı
kuşatılmışız meğerse.. madem koruma amaçlı.. bırakalım korusunlar..

tu-- tamam,itirazım yok da.. köstebek ve korusunlar dedin..
bilmediğim,başka bir polis daha mı var..

ir-- aklım karma karışık tuna.. köstebeğe dikkat et dedi abim..
"lar "da öylesine çıktı ağzımdan..
bülent ve orhan beye fiyatın yarısını söyleyecek,cengiz bey..
halam ufuğu kurtardık diye çok müteessir olmuş da.. gönlümü kırma size de alayım dedi..
bende yarı parayı paylaşmak koşuluyla kabul ettim..

tu-- iyi,hayırlı olsun.. öğlen görüşürüz.. derse girmem lazım..
ir-- ( gülerek ) görüşürüz aşkım.. ben de .. akşam için, saçımı boyatayım diyorum..
sudan etkilenmeyeni tercih edeceğim.. hemde renk,platin olacak..

tu-- iremm,içimden geçeni tahmin et..
 ir--  deşarj hareketini yapmak arzusundasın..
tu--bildin... öptümm seni..

ir-- ben seni öyle bir öpeceğim kii..
tu--ir-- hah hah hah..

tu-- platinn,hoşçakall..

****
kahvemi, sigaramı içtim keyifle..
öğlene kadar nefes almadan çalışmam için, doping etkisi yaptı..

öyle dalmışım ki..vahide hanım kapıyı tıklatınca zıpladım..
içeri girdi.. kısık sesle..

va-- irem hanım dayınız aradı.. pek telaşlıydı,sizi sordu..
burada ve iyi bağlayayım dedim..
"yok yok,işim var şimdi..sonra ararım..merak etmiştim "de diyip kapadı..
kemal ve nedim beyler de fabrikaya gidiyoruz dediler..

ir--( gülümsedim ) tamam.. dayım da,özledi demek ki.. sen niye böyle konuşuyorsun..

va-- bir bey geldi..adı hüseyin (.....)  eniştenizin akrabasıymış..
burada bir işi varmış,sizi de ziyaret etmek istemiş..

ir-- ( dudak bükerek kalktım) kim miş ,bakalım..

antreye çıktım,vahide hanımla beraber.. çok zaman oldu ama görür görmez tanıdım tabi.. gelen, ziyanın yumurtalıkta gördüğü..hafız abinin kardeşi..
50 yaşlarında olmalı ama hala  delikanlı gibi..maşallah..

ir-- (tokalaşırken ) hoşgeldiniz hüseyin bey..
hü-- hoşbulduk,tanıdın ha..
ir-- tanımaz mıyım.. ben çocukken,babanızla beraber bal getirmiştiniz yaylaya..
tadını hala unutmuş değilim..

hü-- halis bal,unutulmuyor..artık uğraşlar değişti ama hala birkaç kovanım var..
istersen yine getiririm..
ir-- isterim, buyrun lütfen..