Translate

14 Mart 2012 Çarşamba

948.bölüm..
bu--(zile bastı) günaydın efendim.. ufuk hoşgeldin..
uf-- hoşbulduk.. o tabanca gerçek mi..
bu-- evet..

songül açtı kapıyı..
uf-- dokunabiliy miyim..
ir-- hayır bir tanem, tehlikeli olabilir..

içeri girereken.. burhana arabanın anahtarını uzattım..
songül ufuğu mutfağa götürdü..

ir-- götür gel, burhan.. öğlene biterse sevinirim.. birde çiçekçi amca
gelmiyor mu artık..
bu-- gelmiyor.. irem hanım.. ben gidiyorum..
ir-- tamam.. dikkatli ol..
bu-- siz de..
kapıyı kapattım..

ir-- günaydın vahide hanım..
va-- günaydın,buyrun çay içelim..
ir-- sen çayı alıp,gel.. ufuk mutfaktayken.. konuşalım..
va--peki..

klimayı açıp.. oturdum..
hemen kemal beyi arayıp. durumu anlattım.. adresi de verdim..

ir-- her detayı öğrenin,inceleyin .. raporu,akşam üstü bana getirin kemal bey..
izlenimlerinizi de dinlemek isterim.. nedim bey,gelince onu da göndereceğim..
firma sağlam da, bize uygun mu..onu anlayalım..
 yatırım ve maliyet hesabını da çıkarın.. kolay gelsin..

kapadım.. vahide hanım çaylarla girdi içeriye..
ir-- oturun vahide hanım..
çayları içerken..ona da bahsettim..

ir-- ödemeler için,bankaya gideceksin ya..  xxx ticarete de uğra.. bir büro
bir de ev için.. iki klima al,kemal amcadan.. hemen getirsinler.. hepimiz
rahat edelim..  ben burada veririm parasını..

va-- tamam.. songülde,mutfağa birşeyler alalım diyordu..
ir-- beraber gidin,öyleyse.. meyve,yoğurt ve limon da alın..
limonata,ayran yaparız....

va-- limon mu alayım,irem hanım.. bahçeniz var,para mı verelim..
boşuna masraf olmasın demiştim..

ir-- (güldüm ) araba yok diye dedim,al iki kilo..
öğlene kadar,gelirsiniz.. benim de işlerim var.. çıkabilirim..

va-- peki.. ufuğun nesi var.. durgun sanki..
ir-- hiç sorma,erkek olmuş benim oğlum..özel konuşacakmışız..
hemde başbaşa..
 kız meselesiymiş de.. kendisiyle ilgili değilmiş..
öyle dedi..
va--ir-- hah hah hah..

ufuk deryanın bilgisayarında uğraşırken.. bende biraz çalıştım..
 evrak okuyup,imzaladım..

bilgisayarımdan..
nakit akışını, kontrol ettim..
alacaklar ve ödenecekler başabaş neredeyse...

hasat olmadan niye böyle bir işe kalkıştım ki diye söylenerek..
mutfağa gittim.. bir filcan kahve yaptım kendime.. ufuğa da,meyve suyu doldurdum..

salona gelirken..
ir--ufuğummm.. gel,yalnızken konuşalım..
koşup geldi.. oturdu koltuğa.. bende yerime geçtim ama telefon çaldı..

ir-- bir dakika ufuğum.. (açtım) bahadır holding buyrun..
ye-- günaydın irem..
ir-- günaydın yelizim.. nasılsın..

ye-- iyiyiz,halan aradı.. akşam bizi de kendilerine çağırıyor..
haberin var mıydı..
ir-- evet, sabah öğrendim bende..

ye-- elayı da göndermedi gece.. gelin ağırlayacak demek ki..
ir-- sanırım,ufukla oturuyoruz bizde..

ye-- oooo,ağır misafirin var ve konuşamıyorsun anladım..
biz de,çıkacağız birazdan.. arar da bulamazsın diye haber vereyim demiştim
akşam görüşürüz,kolay gelsin sana..

ir-- sağol canım.. görüşürüz..
kapattım,telefon yeniden çaldı.. ufuk offf diyince..

ir-- buna da bakayım,ufuğum.. (açtım)
ah-- irem hanımla, görüşecektim..
ir-- görüşüyorsunuz,buyrun.. size baba diyebilir miyim..

ah-- hah hah hah.. sen nereye klima taktıracaksın..

ir-- içine mi doğdu,klima istediğim.. anlamadım ki.. vahide hanım yolu
şaşırıp sana mı geldi yoksa..

ah-- ben kemalin yanındayım.. vahide hanım az önce uğrayıp söyledi..
 büyüklüğünü ,markasını ve yeri söylememişsin..

ir-- hımm.. kemal amca,hangisi iyiyse güçlüyse gönderir diye söylemedim..
 yatak odasına takılacak.. buraya da,büro tipi istedim..
heryere etkili olsun diye..

ah-- tamam.. büro için hemen, diğeri öğleden sonra gelecek.. ben taktırırım..
ir-- babamm, sağol.. gelirken,ertanı da getir..ufuk burada..

ah-- büroda oyun mu oynayacaklar,sen şaşırdın mı..
tuğrul ne zaman geldi..

ir-- dün gelmiş.. babaa,getir.. çok çok işim var ama  biraz çocuk sesi
duyayım..sonra götürürsün..

ah-- (içini çekerek ) hoşçakal..
ir-- öptüm canım..
kapatıp.. ufuğa döndüm..
ir-- evet canım.. seni dinliyorum..

Hiç yorum yok: