Translate

14 Mart 2012 Çarşamba

931.bölüm..

tu-- alo.. aloo, gülten hanım ?
ir-- (ağzımı kapadım,gülten kim ya )

tu-- duyuyor musunuz beni.. çekinmeyin,lütfen..rahat olun,konuşalım..
ir-- (kulaklarıma kadar kızardım  "konuşalım "dedi.. bu ne demek oluyor..konuşulacak kadar tanıyor mu yani.. ben niye bilmiyorum,gülten hanımı )

tu-- peki,hat açık..  beni dinleyin öyleyse..
durumunuzun zorluğunun farkındayım.. anladığım kadarıyla..
 çocuklara da,size de..
yeni bir mekan gerekiyor.. buraya gelip,yerleşirseniz.. daha iyi olur..
her türlü ihtiyacınızı da,karşılarım..   üzülmeyin artık..
karar verince, beni iki numaradan da.. her zaman arayabilirsiniz..
iyi akşamlar..

kapandı telefon.. ben şoktayım,inanamıyorum.. ahizeyi bıraktım yerine.. hışımla çıktım evden..
dokunsan ağlayacak vaziyette ,abdullaha gittim..
"hoşgeldin,özlettin kızz.. bu ne güzellik .. " falan diyor da.. benim tadım yok.. duyduklarımı,adlandırıp.. bir kalıba koyamıyorum..
sonradan hep pişman olduğum için.. tunayı suçlamak da istemiyorum.. şaşkınım..
bir kadın ve çocukları var..  tuna her türlü ihtiyaçlarını karşılayacakmış.. her türlüüü ?

ab-- iremm.. duysana .. saçını nasıl yapayım diyorum..
ir--  hıı.. takma tırnak ve saçıma acil şekil vermeni istiyorum.. abdullah.. onbeş dakikam var..
ab-- derhall..

beş kişi uğraşıp, dağınık topuz yaptılar.. tırnaklarım takılıp,kırmızı ojem sürüldü..
ab-- taşlı toka?
ir-- yok yok.. kalsın,böyle iyi..
ab-- (kırmızı ruju aldı eline) bu eksik.. (sürdü) şimdi gidebilirsin..
ir-- (parasını verdim) sağol abdullah.. tersliğim,dalgınlığım  için kusura bakma.. n'olur..
ab-- bakmadım, hadi güle güle..

*******

arabayı radyo binasının park yerine bırakıp..indim..
yaka kartım olunca.. güvenlik görevlisi ,başıyla selam verip..
iyi akşamlar dedi..
bende nezaketen.. iyi akşamlar diyip ,binaya doğru yürüdüm..
yanımdan geçenler var da.. ben hiç bakmıyorum.. dalgınım...

yu-- irem hanım?
ir-- (başımı kaldırdım ) merhaba yusuf bey.. görmedim pardon..
yu-- estafurullah.. kötü birşey yoktur umarım..
ir-- biraz yorgunum,o kadar..
yu-- hiç öyle görünmediğinizi söyleyebilirim.. öyleyse..
ir--(gülümsedim) çok naziksiniz,çiçek için de teşekkür ederim..
yu-- rica ederim.. iltifat değildi..
ir-- batu bey,yine telaşlanmadan.. ben gideyim.. iyi akşamlar..
yu-- size de.. iyi akşamlar..

binadan içeri girdim..

*********

o yayını ,nasıl hatasız bitirdiğimi bilmiyorum.. otomatiğe bağladım sanki.. aklımın karışıklığını,sesime aksettirmemişim demek ki..
batu bey.. yayını tamamladığımızda.. beğeniyle bakıp.. "vurgularınız,harikaydı "dedi..
içimden "şekilsiz şebek ,ne bakıyorsun" desem de.. teşekkür edip.. çıktım odadan.. koridorda mrs.elizabetle karşılaştık..

ir-- merhaba..
eli-- merhaba kızım.. nasılsın..
ir-- iyiyim,sağolun.. siz..
eli-- ben iyiyim de, sen değilsin gibi..
ir-- (gülümseyerek ) işlerden yorgunum,biraz..

eli-- gençsin,yorgunluk dinlenince geçer.. ( çantasından iki kartvizit alıp,uzattı) bu gece dönüyorum.. ama bir ay kadar sonra yeniden geleceğim.. o zamana kadar,herhangi bir terslik olursa.. beni ara..
diğer kart,bbc direktörünün.. sana vermemi ve daimi olarak .. farklı konumlarda .. isdihdam edebileceğini söyledi..  seni önerdiğim için,beni tebrik etti..

ir-- mrs elizabeth.. direktöre de , size de teşekkür ederim..bu kez istediğim gibi,ilgilenemedim sizinle.... geldiğinizde görüşürüz inşallah..

eli-- (yanağımı okşadı)inşallah ama ben çok memnun ayrılıyorum..
sen dinlen.. gözlerindeki gölgeden ,kuşkudan kurtul ve eşinle mutlu ol..

ir-- (gülerek) çok mu belli oluyor..
eli-- başkası anlamayabilir ama ben görüyorum kızım.. önce muhasebeye uğra,sonra da.. dışarıda seni bekleyen eşinin yanına git..

öptü yanaklarımı..
eli-- hoşçakal yavrum..
ir-- sizde,hoşçakalın..

********
muhasebe müdürü, hasan bey..imzamı attıktan sonra zarfımı verdi..

ir-- hasan bey,avans almıştım bu ne için..
ha--  prim ödemesi irem hanım.. dinleyici reytingi gibi düşünün..
epeyce sükse yapmışsınız,emir en tepeden geldi..
ir-- peki, sağolun.. görüşürüz..
ha-- görüşürüz..

zarfı -içine bakmadan- çantama koydum..
binanın dışına çıktığımda.. tuna benim arabaya yaslanmış,yusuf beyle konuşuyordu...

yanlarına.. yaklaştığımdaysa.. tokalaştılar.. yusuf bey bana da selam vererek.. binaya girdi..

tu-- aşkolsun irem,merhaba bile demedin.. tek gönderdim diye mi bozuldun..
ir-- yooo.. büroda olacağım diyordun..şaşırdım.. telefonların gelmedi mi,yoksa..

açtım arabanın kapısını.. oturdum koltuğa.. 
kapıyı tutarak..
tu-- bana bak ve halinin nedenini söyle..
ir-- hiç konuşacak havada değilim.. işle ilgili bir sürü şey oldu.. yorgunum.. hadi otur da gidelim..
tu--  iyi ama kandırdığını sanma.. bürodan giderken..böyle değildin..
arabayla yasini getirdim... çiftlikte birisini bırakırız.. buyur,önden git..

kapadı kapımı..  hareket edip,çıktım park yerinden.. tunayı beklemeden bastım gaza.. radyoyu açıp,sigaramı da yaktım..  gidiyorum..

telefon çaldı uzun uzun.. bakmadım.. bile..
ana yolda.. hızımı artırdım..
tunanın arkadan yaklaştığını görüyorum ,selektör yapıyor da.. aldırmadım ..

ama ilerideki kırmızı ışık, düzeni bozdu..
yavaşladım ve yakalandım.. yanımda durdu.. camı aç diyor.. radyoyu ve camı açtım.. müzik bangır bangır inletiyor.. etrafı..

tu-- kıs şunu.. ne yapıyorsun..
ir-- neee..
tu-- (ahizeyi kaldırıp gösterdi,sinirli sinirli)
anlamamışcasına ,ben de kaldırdım ahizeyi ona gösteriyorum..
tu-- allahım sabır ver..

yeşil ışık yandı.. camı kapatıp kıstım radyoyu,kulaklarım uğulduyor.. daha makul bir hızda gidiyorum ama yine de hızlı sayılır.. 
çiftliğe kadar,tuna tam arkamdaydı.. tamponlar birbirine değecek neredeyse.. hafif bir fren yapsam, yandık.. çaktırmadan aynadan her baktığımda.. burnundan soluyordu..

kazasız belasız,evin önünde durduğumuzda fırtına gibi indi arabadan... açtı kapımı..
herkes yemek yiyor, giden gelenler var da..
aldırdığı yok,güya kısık sesle konuşuyor..

tu-- ne yapıyorsun sen.. ne yapıyorsun..  amacın beni delirtmek mi.... söyle..
ir-- amann,azıcık hızlı geldim .. niye panikliyorsun ki.. sende aynı hızda geldin.. ben söyleniyor muyum..  saat sekiz buçuk olmuş..
bülentleri çağır da.. gidelim..
tu-- (derin bir nefes alıp ) peki ,öyle olsun... döndüğümüzde gerçeği anlatacaksın,hiç çaren yok..

aynadan,bülentin kapıyı açtığını görünce..
ir-- suss geliyorlar.. senin de,yok.. ben de,gerçekleri duymak istiyorum çünkü.. ama bekliyorum bak.. büyük gelişme benim için..

tu-- (kaşlarını çatarak ) bekleme,ne istiyorsan sor..
ir-- cık,olmaz.. yalnız kalmalıyız ki.. bana bağırmanı iade edebileyim dimi..

bü-- hırçın kumrular.. ateşkes yapın da,gelelim .. çocuklarımı riske atamam valla..

tu--  kurşunların hedefi benim.. başkasına zarar vermiyorlar..  buyrun..
bü-- kimin arabasına bineceğiz..
eğildim gülerek..
ir-- benimm.. tuna atış talimi yapıyordu,birde yerimi kaptırmayım diye inemedim..

arkaya oturdular.. tuna arabasını park edip yanıma gelinceye kadar.. yelizle bülent ,"sizin neyiniz var.. ne oldu "dediler..

ir-- (arkaya döndüm,gülerek) cadılığım tuttu ama bu sefer.. tuna
sürünmeyi,hak ediyor..  sayenizde üçüncü dünya savaşını, şimdilik erteledim.. arkanıza yaslanıp,keyfinize bakın.. yelizim,çok güzel olmuşsun bu arada..

ye-- sağol,sen de öylesin ama yaylada dediklerine ters düşüyorsun,
nedeni merak ettim..
ir-- dediklerimin arkasındayım,yoksa burada olmazdım.. nedeni
tunadan öğrenirsem,sana da anlatırım.. yelizciğim...

Hiç yorum yok: