Translate

13 Mart 2012 Salı

927.bölüm..

sofaya çıkınca.. bahçeye bakıp seslendim..
ir-- kahveler hazırr..
ah-- geldikk..
ir-- (döndüm,ertan kucağında ) bülentle tuna, nerede baba..
ah-- (gülerek ) kahvelerinizi alıp,siz gidin.. bak bakalım,ne yapıyorlar..
ir-- iyi..gel yeliz..

tepsi elimde.. bahçedeki merdivenleri indik..

ye-- çocuk gibiler,şunlara bak.. 
ir-- tunam sallıyor,ohh  benim hamağa yatmış.. beyefendi... kahveyi  içirmeni de,isteyebilir..

ye-- olabilir..irem birşey diyeceğim,annenle babanın yanında ben yediririm dediğinde.. tuna şaşırsa da ,çok mutlu oldu bence.. 

ir-- (güldüm) içimden..daha mutlu olmasını sağlayacak.. neler geçti de.. kalabalıktık,sustum..

ye--ir--hahh hah hah..

yanlarına geldik..
ir-- buyrun efendim..
bü-- (doğruldu) tunaa sen içirsenee..

tu-- yok ya.. başka arzun var mı..
bü-- var da,senden değil tabi...

tu--bü--ye--ir-- hah hah hah..

minik masanın etrafındaki sandalyelere oturup,kahve -sigaralarımızı içerken..

bü-- buraya bayıldım.. dağ havası,ortam süper.. babanın yerinde olsam,hiç gitmem sıcak Adanaya..

ir-- o da öyle düşünüyor,bülent.. adam avcı,yaylalar mekanı .. biz küçükken.. on ay kalıyorlarmış.. yazın hasat yapılırken,biz buradayız diye.. hiç üşenmeden,her gece gelir..sabah güneş doğmadan giderdi..
o da tuna gibi,toprak satılmaz diyenlerden.. ne yardan ne serden ,vazgeçemiyor..

tu-- sen hangi ağaçtan düşmüştün..
ir-- (güldüm) şu ceviz ağacından.. babam çıkamayayım diye ,alt dalları kesmişti..hemen..

bü-- işe yaradı mı.. yok..

ir-- kolum alçılıyken,biraz duruldum ama huylu huyundan vazgeçer mi bülent..  16 yaşındayken bile, o gördüğün dut ağacının tepelerinde geziyordum..

bü-- madem yeterince tırmanmışsın,bundan sonra dikkat edeceksin..  senin asılman,kendini zorlaman yasak..
vücudunu hareketsiz bırak demiyorum,o da sakıncalı çünkü.. en iyi spor, sizin için yüzme.. onu da yarışmadaymışcasına yapmayacaksınız..

tu-- fırsat buldukça yapıyoruz,bülent ..

er-- yunaaa.. yunaa..
ye-- çağırılıyorsun tuna..
tu-- (gülerek ) evet..
kalktık bizde.. filcanları tepsiyle tuna alıp.. önden yürüdü..

ir-- nasıl aceleyle gidiyor ya.. ben kıskanmayım da, kim kıskansın..
tu--  ne yapayım,kıskan.. ama söyleme ..baban duymasın..durumu, kebapla da kurtaramazsın.. artık..
ir-- hah hah hah..

tuna sofaya çıkıp,ertanı aldı kucağına.. 
annemle babam yanlarında.. bizde aşağıda bakıyoruz ikisine...

tu--  söyle ertancığım..geldim..
er-- didelim..
tu-- nereye..
ertan arabayı gösterip.. dilini çıkarıp, yalıyormuş gibi yapınca...

ir--ah--ne-- hah hah hah...

tu-- ertann boğazın ağrıyor ya...dondurmayı iyileşince
yersin.. sana gofret alalım mı..

başını salladı, tamam diyor velet..
ye--bü-- hah hah hah..

tu-- annene babana sor,izin verirlerse gidip alabiliriz...
er-- anneee..
ne-- iyi gidin.. ama bir tane alacaksın..
er-- ııı,babaaaa..
ah-- hayır ,söz dinle..

ir-- bir şımarık yeter diyorsun yani.. tunaa,hepimize al..ben çaktırmadan veririm ertana..

tu-- babandan,yok annenden izin al.. önce..

ir--ne--ah--ye-- tu-- hah hah hah..

tuna ertana montunu giydirirken..biz de divanlara oturduk..

ah-- tuna yürüyerek gidecekseniz,şemsiye vereyim.. yağmur yağacak...
bü-- ne yağmuru ahmet amca,havada bulut bile yok..

tu-- arabayla gideriz.. abi..
ah-- tamam.. bülent ..havanın yarım saate kadar,nasıl değiştiğini
göreceksin.. iddiaya girelim istersen...

tu-- girme bülent,kaybedersin...

bü-- peki, ahmet amca.. yağmur yağarsa her istediğini yapacağım..
ir-- şişş her istediğini demee,babamın yanıldığı görülmemiştir..

bü--  olsun,yaparım..
ah-- (gülerek ) sağolasın,yağmazsa sen ne istiyorsun..
ne-- öyle bir ihtimal olmadığına göre... mutfağa gel ahmet..

ye--bü-- tu--ir-- ah-- hah hah hah..

annemle babam eve girince..
tuna da ,ertanla beraber el sallayıp.. gitti..

kısa zaman sonra..  bir rüzgar çıktı ,simsiyah bulutlar gökyüzünü kapladı.. ben içeriden üç battaniye getirdim,sarıldık
bülentin hayretle etrafına bakmasına gülüyoruz..

dağlara pus çöktü,şimşekler çakıyor.. manzara olağanüstü..
tunayla ertan tam zamanında .. damlalar düşerken geldiler.. elinde gofreti,uyumak üzereydi yavrum..  alıp içeri götürdüm hemen... montunu,ayakkabısını  çıkarıp yatağına yatırdım..  uyuyuşuna bakıp.. öptüm usulca... yorganını örtüp.. çıktım odadan....

mutfağa bakarak..
ir-- anne ertanı yatırdım.. babamı çalıştırıyorsun bakıyorum..
ne-- (döndü bana ,elini göstererek) lokma
döküyorum,baban da kızartıyor işte..

ir-- ben yapayım mı..
ah-- yok,sen çık.. üstün kokmasın.. az kaldı zaten..
ne-- pilav demlensin de.. çağırırım, salata yaparsın.. 

yağmurun sesini duyunca..
ir-- ben ,bülentle dalga geçeyim öyleyse..
ah--ne-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: