Translate

13 Mart 2012 Salı

926.bölüm..

araba durduğunda.. içimi çekerek baktım eve ..mutlu ,kaygısız çocukluğum gözümde canlandı.. nuriyle ne çok koştururduk bahçede..
ağaçlar büyümüş, ev boyanmış.. sarmaşıklar çitin dışına taşmış...
ne kadar zamandır görmüyordum..   annemler de,gece gelmişler..anlaşılan... öndeki ahşap kocaman sofaya hazırlanmış masa..
 divan örtüleri, yastıklar .. sandalye minderleri yenilenmiş..

 ertan annemin kucağında, bağırıyor "yunaa" diye.. babam, bahçe kapısını açtı...
ah-- hoşgeldinizz..
inip..
hoşbulduk dedik.. ben öptüm,yelizle tokalaştılar..güllerin inanlılmaz görüntüsü ve kokusu eşliğinde...  biz sofaya çıktığımızda.. tuna,bülent ve babam da ellerinde poşetler geliyorlardı...

annemle öpüştük..
ne-- yeliz gel canım.. geç şöyle.. irem ?
ir-- efendim..
ne-- neyin var..
ir-- (ertanı aldım kucağıma ) buraya geleceğimizi bilmiyordum,sürpriz oldu bana..
ne-- babanla karşılaşmışlar fırında.. tuna siz gelin demiş ama bizim sofra hazırdı.. hadi buyrun...

*******

ertan tunanın kucağından inmedi..bıdı bıdı konuşuyor.. omleti ,yanımızdaki elektrikli ocakta.. babamla bülent yaptılar.. 
ben,aldıklarını yerleştirdim masaya.. annem çayları doldurdu...  sohbet ederek, kahvaltı ediyoruz..
ay ben çok özlemişim burayı.. her yerde bir anım var..
baktıkça ,aklıma geliyor..
o çayın ,ekmeğin tereyağın ...balın.. tadı bile başka..
çocukluğumdaki ,o kokuyu alıyorum sanki..

ne-- tuna,ertan yedi..  bisikletine otursun da.. sen de rahat ye..
tu--  nasıl bırakayım ki.. yiyoruz işte..

ekmeğe tereyağı ve balı sürdüm..
ir-- ben yediririm sana.. aç ağzını..

tuna şaşırdı.. bana bakıyor..
ir-- açsana ya.. yabancı mı var.. naz da yapmıyorsun,utangaçlığın sırası mı..

ah-- nerminn,ben de istiyorum..
bü-- ben de ,ben de..

kahkahayı duymalıydınız..
tuna elimden alıp "sağol " diyerek yedi..
annem gülüyor,yeliz "bülent,kendin yesene" diyor..
bir alem bu erkekler..

******

keyif çaylarını da,içtikten sonra.. masayı topladık..
erkekler bahçeye indiler.. biz de mutfaktayız.. yeliz kahve yapıyor..  bulaşıkları ben yıkıyorum,annem de
dolabı yerleştiriyor..

ir-- anne,ertan nasıl..
ne-- daha iyi.. baban iğne yapılırken,tuna gelecek dedi..   birden karşısında görünce de.. şaşırdı , sevindi..

ye-- çok tatlı maşallah.. ne kadar zor büyüyor değil mi,nermin hanım..
ne-- yaa,hiç sorma.. yeliz.. büyüyünce de,keşke küçük mü kalsalardı diyorsun..

ir-- yine ne oldu,anne..
ne-- yeni birşey yok.. aynı şeyler,devam ediyor.. abin,dün bunalttı beni.. buraya,aklımdakileri dağıtmak için  geldim..

ye-- yiğenin, ne zaman doğacak..irem..
ir-- eylülün ilk haftası dimi anne..

ne-- öyle diyorlar,sanırım seninle aynı zamana denk gelecek yeliz..
ye-- evet,üç hafta olacak aramızda.. nermin hanım,torununuzdan  önce..iremle beraber  bize gelirseniz çok sevinirim..

 annem elinde hazırladığı meyve tabağını.. masaya
koydu.. sonra da yelizin yanına giderek sarıldı...

elimi kurularken, onlara bakıyorum..  hepimiz duygulandık..

ne-- sende benim kızımsın..allah izin verirse, tabi gelirim.. hiç merak etme sen..
ye-- sağolun..

ir-- unuttun beni zalimm... unuttun beni zalim..

ye--ne--ir-- hah hah hah..

ir-- çekilinn.. kahve taşıyor..
filcanlara doldurdum.. tepsiyi elime alarak..

ir--  kızları çoğalttın, nermin hanım.. ayol ben kıskancım,bilmiyor musun... zübeyde de çağırırsa,tam olur..
ne-- çok konuşma,yürüü..
ir-- peki anne.. uysal oldum birden..

ye--ne--ir--  hah hah hah..

Hiç yorum yok: