Translate

13 Mart 2012 Salı

922. bölüm..

eve bayıldılar.. tuna iki şömineyi de yaktı.. hava aydınlıkken.. montlarını giyip,çevreyi gezelim dediler..

ben kebabı yoğururken..tuna da soğan salatasını yapıyor..
ir-- kıyma sıçrıyor,kısmetlisi gelecek..
tu-- zuhallerdir..
ir-- göreceğiz ustam ,mangalı dışarıda yak.. içerisi kokmasın..
tu-- tamam ustam..ben de, bağlama çalmanı istiyorum

ir-- çalarım,aşkım .. alt kat sizin,üst katta bizim olsun..
diyorum..
tu---  bu fikri hiç sevmedim ama başka çare de yok ..
alerji olacağımız kesin.. gibi..
ir-- hah hah hah..

kıyma kebabını şişlerle buluştururken..
tu-- baban haklıymış.. acemi değilsin..
ir-- teveccühünüz efendim.. anlattığım gibi ,yaparım da.. babam nuriyi avcı,beni kebapçı yaptı..

tu-- şanslısın,bir öğreten varmış.. (yanağımı öpüp ) ben mangalı yakayım..
ir-- tamam.. arabanın kapısını aç,belki ararlar..duyarsın..

*********


üç  tepsiye sıraladım,şişleri.. ellerimi bulaşığımı yıkayıp.. yer sofrasını hazırladım...  soğan salatasını yeşillikleri götürdüm.. acılı ezme salatasını da yapıp..
tabağa aldım.. saat altı buçuk olmuş.. montumu giyip..
dışarı çıktım.. işte yayla havası bu.. güneş batınca,anında değişmiş..
tuna mangalı yakmış,yelizle bülentte.. gelmiş ona bakıyorlar...

ir-- bülent evin arkasında sera var.. gördün mü..
tu-- hah hah hah..
bü-- yok..
ir-- sen bir bak bence.. (bülent gitti ) yelizim,üşümedin dimi..
ye-- şimdilik iyi.. irem,çok beğendim evinizi güle güle oturun..
ir-- sağol canım.. daha iyisi sizlere olsun,inşallah..

ye-- amin..  bülenti
niye gönderdin.. seraya..
ir--  güller var, hanımına getirmeyi akıl eder umarım.. geri dönüp gelirse.. elimden çekeceği var.. sana tabure getireyim yada arabaya otur..
ye-- getirme,içeri gireriz birazdan..

tu-- irem tepsiyi verir misin.. ateş oldu..
ir-- tamam.. biberleri ve domatesleri de taktım..
( girdim.. tepsiyle dışarı çıktığımda.. bülent  gelmiş.. yeliz de elindeki gülü kokluyordu.. )

bü-- mesaj alındı,hocam..

ir-- hah hah hah... (tunaya verdim,mangala diziyor)  ekmek arabada mı,tuna..
tu-- evet, yufka ekmekler  sofra bezine sarılı.. pide de aldım.. hangisini istersen ver..

(açmaya korkuyorum ama demedim tabi.. birkaç adım atmıştım ki.. )
tu-- bülentt,sen versene..
ir-- (döndüm tunaya) aklımı okuyorsun,tunam.. sağol..
tu--  sen de benimkini ,oku bakalım..

bülent ekmeği alırken..
ir-- bülentt,bağlamayı da verir misin.. kocam türkü istiyor..
tu-- ye-- bü-- ir-- hah hah hah..

içeriden dört tabure getirdi,tuna..
ufak bir konser verdim.. kebap pişirme sırasında..
onlarda tempo tutup, eşlik ettiler bana..

bü-- harikaydı irem.. yeni öğrendiğine inanmak zor..
ir-- sağol ,maharetlerim var demiştim dimi.. yetenek meselesi yani..

bü--tu--ye--ir-- hah hah hah..

ye-- sesin de çok güzelmiş..
ir-- (güldüm ) biliyorum,kardeş... tunaya diyorum,şarkıcı olayım diye ama istemiyor..

bü-- mütevaziliğe bak,allahım..

ye-- bü--tu--ir-- hah hah hah..

hava alaca karanlık olduğunda..

tu-- siz soğutmadan,başlayın.. hadi..
ye-- beraber yiyelim tuna.. bekleriz..
ir-- bence de.. isteğiniz varsa,çalabilirim..

ye-- aklıma gelmiyor ki..
bü-- ziya gelse,o bilir di..

ir-- bilmediği yok zaten..
tu-- mesela güvercinli türkü bile biliyor,dimi..

ir--  ne alemdi ya.. ziya .. abimler geldiklerinde bizi,erdemli tarafına götürdü.. zuhal,aylin gönül de var.. karnımız tok,beyler içki içiyor.. sohbet güzel.. epeyce zaman geçti.. herkes çakırkeyf oldu ama ziya da hiç belirti yok... dikkatimizi çekti.. dayanıklıymışsın diyoruz..meğerse zuhal, çaktırmadan.. masanın yanındaki çiçeği, ziyanın rakısıyla  sulamış.. 

bü--ye-- hah hah hah..

dıt dıt dıt dıdıttt korna sesini duyunca..
tu--işte geldiii..

araba yanımızda durunca.. kalktık hepimiz..

ir-- aa ,arabada yasinle figen de var.. 
tu-- sıçrıyor diyordun,dimi..

indiler,yüzler gülüyor tabi.. gayet samimi, sarılma tokalaşma ..hoşgeldiniz..tanıştırma  faslından sonra...

konuştuk biraz ayaküstü.. tuna hadi kebaplar hazır, dediğinde
ziya arabasından..
saklama kaplarında, üstü folyolu tabaklarda.. getirdiklerini verdi..bize...

hepimiz girdik içeriye..
..

Hiç yorum yok: