Translate

13 Mart 2012 Salı


920.bölüm..

bü-- pes yani..     sizin ne işiniz var ağaçta.. platinlerinizi unuttunuz mu..

şaşırdık yukarı bakıyoruz.. saklandı da,görmedik mi diye..

bü-- kumrular, aşağıdayım.. ben deli miyim.. ağaca çıkayım.. ellerimi riske atarmıyım hiç..
tu-- (aşağı bakarak ) yeliz çıksa,durur muydun acaba..

bü-- sorunun cevabını ,uzun süre bilemeyeceğim ..  iremin marifeti olduğunu, tahmin etmiştim zaten.. .. insenize ya.. boynum tutulacak..

ir-- ( bülente olmamış dutlardan, birisini attım.. leke olmasın diye )boynun tutulacaksa ,bakma..çok bilmiş,doktor...   suçluysam da,  marifetlerimi beğenmesen de dert değil..

bü-- ben beğenenleri dert ediyorum zaten.. tunaa,gel hadi..

tu--ir-- hah hah hah..

indik aşağı.. üstümüzü çırparken..

tu-- çorbanı içtin mi..
bü-- (gülerek ) içtim..

avucumu açıp.. uzattım..
ir-- yesene..
bü-- yelize toplarken,yedim sağol..
ir-- hıı, bize ne diyordun az önce..

bü-- ben merdivenle çıktım .. tırmanmadım..
tu-- uyanıkk.. sen nereden gördün bizi..

arabaya oturduk.. eve doğru geliyoruz..

bü--  hamza kahya, yanında bir köpekle gelmişti..
sizin kurtlar da kulubedeydi.. çoştular birden..  kahya ,irem hanım
ve tuna bey geliyor dedi de.. inanmadığımdan bakayım demiştim..  

ir-- rüzgardır.. uzun zamandır görmediğim halde.. hiç unutmuyor bülent.. 
bizim çiftliğe gitseydiniz keşke.. yavrularını görürdünüz.. 

bü-- dün akşam ve bu sabah.. kanal boyu yürüyüş yaptık yelizle.. niyetimiz öyleydi ,güya biraz yalnız kalalım demiştik ama ne mümkün.. her yerde birileri  var.. bizde geri döndük..

tu-- ne yapalım,öyle olmak zorunda.. hem sana seçenek sunmuştuk.. şikayet etme..

evin önünde durdu..indik..

yeliz kameriyede oturuyormuş... el sallayınca.. yürüdüm hızlı hızlı..
bülent ve tuna eve girdiler.. eşya alacaklar...
akşam yemeği için.. fatma ve kadınlar
oturmuş.. ekmek yapıyorlar.. onlara kolay gelsin ,dedikten sonra..

yelizin yanına geldim.. öpüştük.. oturdum yanına..

ir-- sıkma ister misin.. ben yapayım sana..

ye-- sağol,fatma getirdi yedim.. iyi misiniz, irem.. bülent tunanın canı sıkılmış ,dedi de..

ir-- iyiyiz canım.. o bülentin kuruntusu..
 dutları yemişsin,şifa olsun.. çorba içirme eylemi sonrası,siz nasılsınız..

ye-- (gülümseyerek ) sağol,biz de çok iyiyiz.. deniz havası almaya ..bizim açımızdan gerek kalmadı..
ama bizim ihtiyacımız vardı dersen..mani olduğum için, çok üzüleceğim..
gitmek istemeyen bendim çünkü..

ir-- size çok sevindim,yeliz..  biz de,ihtiyaç oluyor ara sıra.. ama üzülme.. bir avuç su bile.. sayemde deniz etkisi yaratabiliyor.. fazla mütevazi olmaya gerek yok,değil mi..

ye--ir-- hah hah hah..

ir-- yelizim,ikiz olduğuna emin misin.. karnın ,hiç öyle görünmüyor da..
ye-- evet.. eminiz..
ir-- allah kolaylık versin.. bürüceğe gideceğiz , yol sarsar mı seni..
ye-- amin..  yok canım.. bürücek uzak değil..gideriz..

ir-- tamam.. pazartesi de yengeme gidelim diyorum,ne dersin..

ye-- olur.. salı günü de,yola çıkacağız kısmetse.. uçağı ben istemedim..orhan bey de, arabayla
rahat edersiniz beraber dönelim.. bana arkadaş olun  diyince kabul ettik.. (içini çekerek ) tatil bitti.. yine koşturmaca başlayacak.. dinlendik sağolun.. iremm,doğuma gelirsin değil mi..

ir-- ( kolumu omuzuna koydum,gülerek ) allah izin verirse.. tabi geleceğim yelizim.. hiçç merak etme ,seni yalnız bırakır mıyım.. canım..
hatta mümkün olursa ,annemi de getirmeyi düşünüyorum..

o hamile,ben yaralı.. duygusallığımız tavan yapmış.. iki arkadaş ,sarıldık birbirimize.. dokunsan ağlayacağız..

tu-- bülent.. yaklaşmayalım bence..

bü-- haklısın,çaktırmadan yürü..  ikisi de çok tehlikeli,abi..

döndük ikimiz de.. gözlerimizi nemli görünce..

bü-- hii, ne oldu size.. duman mı dokundu yoksa..

ir-- (içimi çekerek ,kalktım..) boşver,dokunan dokundu.. ama anlayışına hayranım.. 

tu--- sakın,cevap verme bülent..  fatmanın verdiği sıkmaları göster ireme.. sakinleşir..

tu--ye--bü-- ir-- hah hah hah..

Hiç yorum yok: