Translate

12 Mart 2012 Pazartesi

909.bölüm..

gece de,sabah uyandırılışım da.. çok hoştu..
tuna .. spor giyinmiş.. gitarı da alıp,yatağa oturmuş.. bana  çalıp,şarkı söylüyor.. ritim de fena değil..

tu-- "kara kara kara gözler,ona buna bakıyor mu.. o incecik beli ,başka bir el sarıyor mu "

ir-- (açtım gözümü ) hayır,ne mümkün.. kimseye bakmıyorum.. ancak,gitarlı mecnunum dokunabilir belime..

tu-- (gülümseyerek ) bence de.. sanatsal faaliyetim nasıldı.. ustam...

ir--- muhteşemm.. farklı bir yorum katmışsın,şarkıya..  kıskançç ,gitarı kendine aldın.. söyleyemiyorsun.. dimiii..
tu-- hah hah hah..
ir-- daha çok erken,bakkala mı gittin sen.. giyinmişsin de..

tu-- (gitarı yatağın üstüne bırakıp.. kaldırdı beni.. dudaklarımı öpüp) evet gittim.. ama bakkala değil...
bir başka sevdiğimi kucakladım... öptüm ,sonra sana geldim..

ir-- aaa,canına mı susadın ne..

tu-- (gülerek ) susadığım doğru.. hadi yüzünü yıka da,kahvaltı edelim..

ir-- kahvaltı mı.. tunaaa nereye gittin,sevdiğin kim.. bir de kucaklayıp,öptün öyle mi..  sonrada beni öpüyorsun.. senn...

tu-- (parmağını dudağıma değdirip,susturdu ) sakin ol,panter.. babanlara gittim..  ertana iğne yapılırken..
oyaladım, ağlamadı.. sonra daa kucaklayıp, öptüm öptüm.. geldim.. tamam mı,aşkım..

ir--- hiii,çok utandım.. tuna..

tu-- (yanağımı okşayıp ) hala beni harcıyorsun ya.. inanamıyorum sana.. aklından geçenler için, tarafımdan cezalandırılacaksın.. irem hanım.. hadi acele et..

********

giyinip ,kahvaltı yaptıktan sonra.. beraber indik aşağıya..

ir-- tuna madem önce balcalıya gidecekmişsin,büroya gel.. bir kahve yapayım sana.. özür amaçlı..

tu-- (gülerek ) kahveyle mi,kandıracaksın.. olmaz..

ir--  bana acımasız diyordun.. ya ,sana ne demeli
 yeni uyanmışım.. dediklerini duyunca,ne düşünmemi bekliyordun ki..  bak aklım rahat olmazsa.. radyoya gidince saçmalarım,beni almazlar sa da..  sayende derim,üzülürsün..
sabah sabah,viski verecek halim yok ya.. kahve içeceksin mecburen... hadi gel, lütfenn..

tu-- hah hah hah.. iyi,geleyim bari..

el ele yürüyüp.. apartmana girdik..
yukarı çıkınca da,burhanla selamlaştık..

tu-- günaydın burhan..
bu-- (zile bastı )günaydın efendim..

songül açtı kapıyı..
so-- hoşgeldiniz..
ir-- hoşbulduk,songül...

içeri girerken..
tu-- burhan,çiçekçi gelince.. beni çağır..
ir-- hah hah hah..  inanmıyorum sana.. onun için mi geldin..
kapıyı kapatıp..

tu-- hayır,sen davet edip.. ısrar etmedin mi.. madem geldim,göreyim demiştim.. istersen,gidebilirim..
ir-- tamam tuna,tamam.. alınganlık yapmasana.. buyur..

vahide hanım,derya songül bize bakıyorlar... şaşırdılar..
tu--  günaydın.. hanımlar..
"günaydın "dediler..

ir-- tuna tabela katoloğuna bak,çekmecemde.. bende
kahve yapayım..
tu-- olur..
(odama girince )

va-- (kısık sesle ) ne oldu,irem hanım.. neyiniz var..
ir-- (güldüm )yok birşey,kendimi affettirmem lazım..
sonra konuşuruz.. kahve içer misiniz..

va-- songül yapsın..
ir-- ben yapacağım.. söyleyin..
içeriz dediler..
ir-- tamam..

*******
kahvelerini verip,bizim kahvelerle odama girdim..

ir-- buyrun efendim..
tu-- (aldı gülerek ) teşekkür ederim..
ir-- afiyet olsun.. (karşısına oturdum bende..katolog da sehpada duruyor) baktın mı..
tu-- baktım.. işaretlediğin iyi de, yazı biraz büyük ..arka fon beyaz olsun.. arayıp,ölçüsünü söylerim sana.. ısmarlarsın..
ir-- tamam..
sigara uzatmıştı ki, kapı zili çaldı..

tu-- çiçekçin geldi,herhalde..
ir--(güldüm ) olabilir..

kapı açılıp,burhanın sesini duyunca kalktık...
ir-- korkutma adamı,bak.. zaten,garibanın teki..
tu-- her kadına,çiçek hediye edilmeyeceğini biliyorsa.. korkutmam..

kapıda duruyor,amca.. derya da ,kucak dolusu papatyayı almış..

tu-- merhaba..
--- merhaba..
ir-- hoşgeldin amca.. eşimle tanıştırayım seni..
--- memnun oldum..
tu-- ben de.. borcumuz nedir..
--- ne verirsen..
tuna verirken..

ir-- çiçekler çok güzel..  dün de hediye demişsin,mahçup ettin beni.. ne gerek vardı ki.. amca..
-- (aldı parayı ) rica ederim,kızım.. siftahın bereketliymiş,içimden geldiği için hediye ettim..  hadi,iyi günler size..

tu-- ir-- size de..

amca inerken,tuna baktı arkasından.. 
ben de deryaya üçümüzün masasına da.. koy diyorum..

kapıyı kapatınca..
tu-- amcayı,sanki daha önce görmüş gibiyim.. hiç yabancı gelmedi. elleri de , hiç toprakla uğraşıyor intibası vermedi..
ir-- garibanın toprağı nereden olsun,alıp satıyordur.. kaldırımda,görmüşsündür belki..
tu-- belki..

odam da.. kahveleri ve sigaraları içtik..