Translate

12 Mart 2012 Pazartesi

900.bölüm..

aşağı indiğimizde.. benim arabanın camında bir kağıt görünce.. 
tuna,sinirle aldı.. .. okuyup, bana döndü..

tu-- bu ne şimdi.. sen ardadan, kaset mi istedin..
ir-- evet,ver bakayım şunu..
aldım..
" kaset hazır.. akşam babanlar evde değildi.. sabah da rahatsız etmek istemedim... telefon numaranı da bilmediğimden.. not yazayım dedim..  umarım okursun. kaseti dükkandan alabilirsin..  arda "

ir-- iyi ki,adını yazmış.. hadi gidelim..
tu-- ne kaseti istedin..

ir-- ay tunaa.. sormasana ya.. oryantal istedim.. gonca için.. pratik yapacağım..
tu-- (gülerek  ) niye istediğini anlamadım,alsaydın ya.. 

ir-- doldurtunca ucuz olur dedim, biliyorsun ağam  pinti.. sinirimi zıplatmadan,bin arabana.. yoksa tek gideceksin..
tu-- (güldü) tehdit hazır ama çocuklar var.. elin mahkum geleceksin..

oturduk arabalara.. camı açtım..
ir-- haklısın,yakışıklı.. kimse orada..onlarla olmama engel olamaz.. keyfimi kaçırma çaban ,daha sonra değerlendirilecek..  hiç yüzümü asamayacağım valla..

tu--  tatlı, dondurma alırım sana.. barışırız..
ir-- hah hah hah..

******

arka arkaya gidiyoruz..  ardanın dükkanından  kaseti
alırken.. tuna bekledi.. gelme dedim,çünkü..

tekrar arabaya oturduğumda, hareket ettik..
 okula gelinceye kadar ,kasetin bir tarafını dinledim.. çok güzel şarkılar seçmiş ve kaliteli doldurmuş gerçekten..

park alanı dolu,çok kişi gelmiş anlaşılan..  okul
bayraklarla süslenmiş.. mikrofonda konuşan kişi de.. çocuklara sıraya girmelerini söylüyor..

park edip,indim.. kaseti de çantama attım tabi..
tuna yanıma gelip.. elini uzattı..
tu-- ateşkes yapsak.. ne dersin..

ir-- (tuttum gülerek )  kabul.. yalnız kalınca,ateşi göstereceğim sana..
tu-- hah hah hah..

*************

hava bulutlu ve biraz serin...güneşin olmaması çocuklar için avantaj.. yoksa mahvolurdu yavrucaklar..
yağmur yağmasa bari..

hepsi, pırıl pırıl giyinmiş.. gözlerinin içi gülüyor.. sanki..
önlüklü olanlarda var..  değişik kıyafetlilerde..
hele birinci sınıflar minyatür gibi.. dilarayı da gördüm aralarında..
önce  saygı durşu yapılıp..istiklal marşı okundu
veliler ve bizler üstü kapalı karşılıklı platformda oturuyoruz.. belediye başkanı,müdür.. çocuk temsilciler günün önemi hakkında konuştular..  şiirler okundu..


bize de,birşeyler söyler misiniz diye teklif ettiler..
tuna istemedi..
ir-- müdür bey.. çocuklar gösterilerini yapsınlar.artık.. sıkıldılar..
-- tamam..

çocuklar .. sınıf sınıf.. müzik eşliğinde,hazırladıkları dansları yapmaya başladılar..
 beş birinci sınıf varmış.. .. ne çok alkışladık,harikalardı..

biraz sonra.. tuna gitmem lazım dediğinde..
 bülentler ,
orhan bey.. menekşe ve ela geldi.. arkamızdaki bir sırayı boş bıraktırmıştım.. merhabalaşıp.. yerlerine geçtiler sessizce.. gösteriyi bölmedik..
tuna bana yaklaşıp.. "başka gelecek varsa,söyle de.. arabadan okulu arayayım.. "

ir-- var,ara..

tu-- kim kaldı ki.. bu kadar sırayı ve şemsiyeyi isterken.. şaka yapıyorsun sanmıştım..
ir-- yapmıyordum.. görürsün..

selam veren minikleri coşkuyla alkışladıktan sonra..
arkaya dönüp.. "hepiniz hoşgeldiniz " dedik....
hoşbulduk dediler..

tuna kalkıp,gitti.. arabadan arayacak..  bende eğilip baktım arkasından..
mavi köşe pastanesinin arabası gelmiş..   malzemeleri indiriyorlardı adamlar.. portatif masalarını, büyük şemsiyelerini de   getirmişler..
tuna başını sağa sola sallayarak.. geçti yanlarından..

fotoğrafçı ve yardımcısını  görünce  çok şaşırmıştır.. eminim.. tokalaştılar.. adamcağız,bulamamış demek ki.. telaşla alana geldiler..
bana başıyla selam verip.. gösterilerini yapan çocukların, fotoğrafını çekmeye başladı.. yardımcısı da kayıt yapıyor.. koca bir kamera ile.. 

benim keyfim yerinde olmasın da,kimin olsun.. hepsini öpmek istiyorum.. bana bugünü yaşattığı için, başta tunayı öpeceğim tabi.. ama o bilmesin.. şimdilik..


üçüncü sınıflar ,folklor gösterisi yaptı.. her bölgenin
oyununu başarıyla oynadılar.. o kafkas dansı yapan çocuğu tebrik edeceğim mutlaka.. nasıl da tombiş..

 benim tombişim aklıma geldi birden.. 
omuzumda bir el hissedince,başımı çevirdim..  ah canım yelizim..nasıl anlıyor beni.. gülümsedi .. ben de gözlerimi silip.. anladım dercesine, başımı salladım..

mrs elizabeth,philip ve said.. tunayla beraber geldiler..
ellerinde de.. rengarenk.. yüzlerce uçan balon var.. o da bana
sürpriz oldu.. çocuklar, sardılar bir anda etraflarını.. veriyorlar tek tek..

bende gittim yanlarına, hoşgeldiniz dedim..  philip ve öğretmenim almışlar ..
ama nasıl getirdiler onu bilmiyorum.. 

saidin de, maruftan haberi var demek ki.. o elindekilerle
bekledi..
platforma geldiğimizde de.. üçünü tanıştırıp.. oturmalarını bekledim..

biz de oturunca.. tuna saide bakarak..
tu-- said kim için.. tutuyorsun onları.. derya gelmeyecek, haberin olsun yani...

anlayanlardan bir kahkaha yükseldi..

sa-- (gülerek ) belli mi olur,tuna bey.. umut işte..
ir-- bizde bekleyen derviş, muradına ermiş diye bir söz vardır.. said.. umudunu kaybetme..

sa-- derviş kim..
or-- sen ve ben said..
ph-- niye beni atlıyorsunuz,beyefendi..
or-- aramıza hoşgeldin dostum..

ay nasıl gülüyoruz.. göreceksiniz..

eli-- said ben anlatırım sana.. önce seyredelim ,olur mu..
sa-- olur tabi..
menekşe ve ela da çok mutlu..

orhan bey  ve menekşenin bakışmaları süper.. aşk işte bu dedirtiyor insana..

Hiç yorum yok: