Translate

11 Mart 2012 Pazar

887.bölüm..

gülerek arabama bindim,o da beni takip ediyor..havaalanından çiftlik yakın zaten...
ama toprak yol  kalabalıktı ,işçiler çapadan dönüyorlar..
ağır ağır geçtik yanlarından..
naile, arkadaki araba da benimle dedim..

evin önünde park ettik..
kurtlar nasıl havlıyorlar elaya.. inip,kapısını açtım...

ir--- şişş,susun bakalım..
ela kurtları... okşayınca..

ir-- daha unutmazlar seni.. buyur,içeri girelim..

kapıyı açarak.. 

ir--- ben geldimmm..

bülent mutfaktaymış.. salona çıktı..
bü-- oo hoşgeldiniz..

ir-- hoşbulduk.. tanıştırayım ela-bülent..
tokalaşırlarken...
ela--- memnun oldum,beyefendi..
bü--- bende,efendim..

ir--- otursana ela..  bülent,yeliz nerede..
bü--- yukarıda,gelir şimdi.. bende karıcığıma portakal suyu sıkıyordum..  sizde ister misiniz..
ir-- bak senn.. ,hazır meyve moduna girmişken..isteriz bülent..
bü-- (gülerek) sen ilacını içtin mi..
ir--- hah hah hah... 

bülent mutfağa girdi,ben de ısıtıcıyı açtım.. yelizi merdivenlerde görünce...

ir--- günaydın yeliz,dinlendin mi..
ye--- dinlendim,irem..

ir--- seni elayla tanıştırayım..
tokalaştılar..
bülent de meyve sularını getirip, ikram etti...
 bardağını alıp karşımıza oturdu..

bü--- gitti mi,eren abi..
ir--- gittiler,ikisinin de selamı var size..
bü--- as.. allah kavuştursun..
ir--- sağol..
ye--- nasılsınız ela hanım..
ela-- iyiyim,yeliz hanım.. asıl sizi sormalı..
ye--(gülerek) yolculuk ve dersler
yıprattı ama  iyiyim şimdi..

ela-- ne dersi,okuyor musunuz..
ye-- yok da,ihtisas sınavı için.. çalışıyordum uzun zamandır..

ir--- bana müsade,fatmayla konuşayım.. gelirim..
bü-- irem,az önce tuna aradı.. fatmanın haberi var yani..
ir--- anladım, masayı hazırlayayım o halde...

bü-- aa, lütfen .. otur.. çok bilmiş kocan.. özellikle, benim hazırlamamı emretti.. salata da, yapacak ve pratik olarak düşünecek mişim..  sen yorulmayacak mışsın.. nasıl değiştirdin tunayı,bilmiyorum..
her seferinde,kendini aşıyor..

ir--ela--ye-- hah hah hah..

ir---  (gülümseyerek) düşünceli kocacığım,pratik yapmanı istemiş.. iyiliğin için bülentt..
ama ben sana, o kadar eziyet etmem.. yeterince nazımı çektin ,picasso..

ela-- ressam mısınız..
ir-- bir anlamda ,öyle sayılır.. first class cerrahtır kendisi.. ben de,mecburi eseriyim..  diğer doğal eseri nasıl olacak ,çok merak ediyorum..

bü--ye--ela-- ir-- hah hah hah..

dördümüz de mutfağa girdik.. yeliz salatayı yaparken 
bizde masayı hazırladık..
ben beş dakikada iki ölçü kek
çırpıp,fırına koydum..

ir-- tuğrul abimin kulakları çınlasın.. bu keki çok seviyordu o..

bü---ilginç ..  yedirdin ha,incecik kesmişsindir yine..
ir--- hah hah hah.. dur kremada yapıvereyim..
bü-- onu da ,kocana saklarsın sen..

ir--- hıhh,hiç de bile.. yemedin mi nankör..
ye--- yedi şahitim,ben..
bü-- tunayla bana verdiği.. keki milimetrik kesmişti  ,yeliz.. ben onu söylüyordum...

ir-- ela-- ye-- bü-- hah hah hah..

sütü tencereye boşalttım,gerekenleri koyuyorum içine..
salatanın limonunu sıktı ela da...  yeliz kayık tabakları
bülente verip.. ellerini yıkarken..

ye--- irem,hala dalgınsın.. hiç  bebeğin cinsiyeti ne demedin..

ir-- valla aklıma bile gelmedi,yelizim.. halimizi gördün.. hem
artık o kadar önemli de değil..benim için.. yiğenim ,sağlıklı olsun yeter..

ye-- haklısın, öyleyse söylemeyim..
ir-- ela-- ye-- hah hah hah..

ir--- söyle canım.. mavi mi,pembe mi.. ne renk tercih edeceğimi bileyim..

Hiç yorum yok: