Translate

9 Mart 2012 Cuma

870.bölüm..

ela--- sercanın,babası..  oğlu hakkında konuşacakmış da.. bir aldığını duyunca,şaşırmış..
me--- hımm..
tuğ--- pazar günü,veliler evini mi arıyor ela... numaranı nereden biliyor ki..

ela--- sercanın babası, okulumuzun müdürü..  tuğrul..
yarın cevabını alır..
me-- çocuk cin gibi .. bilmediğinden değil,dikkat çekmek için.. bir alıyor.. anne - baba ayrı olunca.. çocuğun
intikamı işte..

ya--- baba da arayıp,düzeltin mi diyor..
ela-- hiç şansı yok,yasin.. cumhurbaşkanı olsa da,fark etmez.. ağzınla kuş tutsa da ,geçirmem.. ilgilensin çocuğuyla.. baba olsun..

er--- tuna ,sana da böyle talepler geliyor mu..

tu--- yok,pek gelmez.. gelse de, beni geçemez.. biz veli ile değil.. öğrenciyle muhatabız..
arada bir değişse de.. talepler çoğunlukla  not yükseltmek için olur.. 
genel yada özel kanaate göre ..öğrenciyi değerlendiririz..
mesela ; benim haberim olmadan.. sizin nikaha gelebilmek için,irem dekana rica etmiş.. sınavlarına önceden,onun odasında girmiş..
bana rica edilse.. okul birincisi de olsa.. kabul etmem.. büyük risk taşıyor.. ama o almış..

ir--- ikimize de dezavantajdı,aynı okulda olmak..
eşin olunca,asilik yapamadım bile.. sende,benim yüzümden çok çektin.. iyi ki,o zaman dekan değilmişsin.. birinciliğime de ,şaibeli bakılırdı.. okuyamazdım..
sen kabul etmem dedin ya.. ben de, sana rica etmezdim zaten... baskıyı ,kocama evde yapardım...

tu--- diyosunnn.. ama yanılıyorsun..

tu--tuğ--ya-- fig-- ir--er-- me--ela-- hah hah hah.


tuğ--- sizin okul sınırları dışında değişime uğramanız,
çok güzeldi.. bir de erenin attan düşmesi.. hiç unutamıyorum,o  halini..

er-- atının da ,tuna gibi.. kıskanç olduğunu nereden bileyim.. irem diyince.. yerde buldum kendimi..

tu---  bari,iftira atma..  kıskanç mıyım...ireme sormak lazım.. 

er--- sormaya bak,kız zaten özlemiş.. nasıl evet desin ... biz bilmiyoruz sanki..

ir--- (gülerek) yokk canımm.. eser miktarda olabilir ama özelikle ,ben hassasken.. kesinlikle kıskanç değilsin..

tu--tuğ--ya-- fig-- ir--er-- me--ela-- hah hah hah..

*********
saat 9 gibi..
koltuklara geçti beyler..bizde masayı topladık.. mutfakta
konuşuyoruz... menekşe bulaşıkları yıkarken.. ela da, düzenleme yapıyor..  figen kahveyi ben yaparım dedi.. ben de çerez koyuyorum..

ir--- ela,müdürünüzle aranızda başka bir sorun varmış gibi,hissettim.. yanılıyor muyum.. konu biraz düzmece gibi geldi de..

ela-- uyanıksın ne diyeyim.. menekşe boş bulunup sorunca,müdürün oğlu oldu ve yavrum sercan bir alıverdi.. anında..
ir--- ben ,içeride oturanların en safıyım.. onu belirteyim ela.. onlar da anlamıştır,kesinlikle.. bence abim sormadan,uygun dille sen anlat..

ela--- şu aşamada bilmesi gerekmiyor, söylemeyişimin nedeni var..

me--- irem,yılışık adam.. dişi sineğin peşinde geziyor.. okuldaki evli bekar.. herkese asılmaya kalkınca.. 
topluca şikayet ettik ,müfettiş geldi..
soruşuruluyor.. makamı elinden gidecek diye.. şikayetimizi çekmemizi istiyor.. mesele bu..


ir--- malesef her yerde var böyleleri.. umarım size bir zararı dokunmaz..

me-- gerekli başvuruları yaptık.. alt katta,ilçe milli eğitim müdürü ..üst katta ,emniyetten bir arkadaş oturuyor...
hiç merak etme,dokunamaz..

ir---(gülümsedim) inşallah.. ben elimi yıkayabilir miyim..
ela--- tabi, göstereyim...

banyo kapısını açıp..
ela--- havluyu yeni değiştirdim irem...

ir--- (kısık sesle) elaa.. dur..   figenin yanında sormak istemedim.. abimler kalacaklarmış.. rahatsız oluruz dersen.. bir yolunu bulup..götürürüm..

ela---(gülümsedi) ilahi irem.. çok  düşüncelisin, teşekkür ederim..  tuğrulun niyetinden şüphe duysak..içeri bile giremezdi,inan bana..
böreği yaparken.. geç saatte.. işimiz bitti..  otele git denilir mi.. misafir odamız var, yatabilirsin diye..  teklif ettik.. ama  kalmadı..
bu sabah da,çorbayı içip.. gittiler..  öğleden sonra,geliriz demişlerdi..  balık almışlar, ..beraber mutfağa girip.. yaptık..
rahatsız değiliz.. endişeleneceğin , bir durum yok yani..

ir--- hı,iyi.. bilmemi istediğin, başka bir durum yok mu peki..

ela--- hah hah hah.. ne güzel sordun..
ir--- (gülerek) birde güzel cevap duyayım..o halde..

ela--  evliliğe inanmıyorsam da,  kör değilim..
abin, karşıma çıkan.. kalbim olduğunu fark ettiren..  en mükemmel erkek.. biz konuştuk.. ona da söyledim,eğer olacağına inanırsam.. kabul ederim..
 henüz erken..  anlattık ama biraz tanıyalım birbirimizi.. malum bizim,kalıplaşmış görüşlerimiz .. yaşantımız ,beklentilerimiz var.. düşüncelerimiz oturmuş..
  yani egomuz yüksek,sen-ben diyip.. uyum sorunu yaşayabiliriz.. özveri iki taraflı olmalı,kırılmaya müsaitiz..
 onyıl önce,tanışmış olsaydık.. hemen evlenirdim ama şimdi.. kıstaslarım çok.. anlatabildim mi..

ir--- evet.. haklısın..

****
ben elimi yıkayıp ..salona geldiğimde ,kahveler sigaralar içiliyordu... oturdum tunanın yanına...

fig-- kahven soğumuştur, yeniden yapayım irem..
ir---(aldım elime filcanı) yok yok, soğuk değil.. içerim..
er--- bak sen.. gelinlerin dayanışması ha..
ir--- e herhalde yani.. yasin,konuş..
ya-- ireme laf yok... ireme laf yok.. 

tu--tuğ--ya-- fig-- ir--er-- me--ela-- hah hah hah..

tu-- erenle tuğrul yetmiyordu..sanki.. birde yasin çıktı..

ir---sağolsunlar da..  asıl sana kimsenin sözü olamaz..
onlar beni tanımıyorlar,çünkü.. ben çok şanslıyım,çokk..

tuğ--- şansınız ve sevginiz bol olsun.. bunu içtenlikle eşinden duymak..  harika birşey olmalı..

tu---(gülerek) evet  abiciğim.. ama bunu duyabilmek  ,hiç kolay değil..  çamurlu yoldan geçmelisin önce.. 

ela--- tuğrul çamurlu yolun adresini al,gidelim..
tuğ--- adres belli,ciddiysen..hemen gideriz..
me--- hayırr gidemez, yarın iş günü ya.. ondan...

tu--tuğ--ya-- fig-- ir--er-- me--ela-- hah hah hah..

****

saat onbir gibi.. çok teşekkür ederek.. biz kalktık..
vedalaştık..
ben önden inip,arabayı açtım.. figenle  yasin .oturdular...
tuğrul ve eren abi de yolcu etmek için inmişlerdi,tunayla konuşuyorlar.. az ileride..

çalıştırdım arabayı...  yağmur da hala yağıyor...
içim titredi birden.. bagajda ki, tunanın çantasında kazak vardır belki...
inip, arkayı açtım... evett, kalın hırkası buradaymış..

uzun ve bol ama giyince ısındım...
kapağı kapatınca... gayri ihtiyari ellerimi cebine soktum..  parmaklarım katlı kağıdı,hissedince...
 tunaya çevirdim başımı... o da bana bakıyormuş... eliyle işaret ederek ,ne oldu dedi... kağıdı çıkarıp,gösterdim.... koşarak yanıma geldi...

tu--- bakışacakmıyız,böyle.. aç şunu.. neymiş,görelim...

ir--- eğer bu o (...................) dünyayı dar ederim..ona..
tu--- ne alaka şimdi.. gelecek,kilitli arabayı açıp.. çantanın içine bakacak.... bana mektup mu bırakacak.. yok artık..

katlı kağıdı açıp, içine göz gezdirince.. sinirlensem de.. belli etmeden.. kağıdı katlayıp, cebime koydum...

ir--- haklıymışsın,birden panterleştim.. işçiler için,alınacakların listesiymiş.. hadi gidelim.. üşüdüm...

tu--- sen ,beni kandırabileceğini mi sanıyorsun..

elini cebime sokup ,aldı kağıdı.. okuyup,sinirle katladı tekrar...

tu--- allah kahretsin,benimle buluşmak istiyor ha.. bu ne cüret.. arabayı nasıl açtı ki.. (derin bir nefes alıp) otur sen,yasinlere çaktırma... bunu tuğrula vereyim, çerçeveletmek isteyebilir...

ir--- tunaa... çok ağır olmaz mı.. eren abiye ver bari..
tu--- karısını her düşündüğünde.. baksın işte.. belki ,niye boşandığını hatırlar..


o abilerinin yanına gitti,bende arabaya oturdum...

Hiç yorum yok: