Translate

7 Mart 2012 Çarşamba

859.bölüm..


tuna  ,duş yapıp...çıktı.. siyah takım elbisesini giyiyor.. 
ben de makyajımı tazeleyip, dolabımı açtım.. 
 
yeşil ve kırmızı elbiselerimi çıkarıp... askıları üstüme tutarak.. 
 
ir--- tuna yardım et.. hangisini giysem ki.. 
tu--- karışmayayım demiştim..  hani hassassın ya..
 
ir---  çok tatlısın senn.. 
tu-- teveccühünüz...  kırmızı çok iddialı.. bence.. 
 
ir--- (gülümsedim) sanki beni tanımıyorsun,yanlış cevap verdin.. hemde hassasken.. olacak şey mi..
 
tu-- hah hah hah.. 
 
kırmızı ipek tafta elbise,takılar.. siyah ayakkabımı giyip..  gece çantam ve kısa kürkümü elime alıp.. salona geldim.. 
 
ir-- gidelim,kocacığım.. 
tu--- (hayranlıkla bana bakarak )peki hayatım.. gidelim.. 
kürkümü giydirip.. boynumu öptü.. 
 
tu-- hassas olmasan, var yaa.. 
 
ir-- tu-- hah hah hah.. 
 
tu--- takıları, aldın mı.. 
ir-- aldım.. biletler sende değil mi.. 
tu--- evet.. 
 
**********
 
halanın evine geldik.. ışıklar yanıyor,gölgeler görülüyor pencereden.. içerisi kalabalık..  park yeri de,tanıdık arabalarla dolu..  
 
ir--- tuna,halan  yasinleri.. eski eve göndermekten bahsediyordu..
ben de, biz ayarladık sen düşünme dedim.. 
yasine sen söylersin. abimler ne yapacaklar,hazırlıklılar mı bilmiyorum..
istersen..balayına onların hediyesi de, diyebilirsin tamam mı..
 
tu-- tamam da.. abimleri niye karıştırayım canım.. 
sen ayarlamadın mı.. bilsin ne var.. irem sizi balayına gönderiyor ..öyle uygun gördü derim.. 
 
ir--- tuna yaa, bu söylenecek şey mi.. dalga geçmesene...
tu--(gülümsedi) ağlamayacaksın dimi.. 
 
ir--- yok,tutuyorum kendimi.. 
tu--- sakın bırakma.. 
 
tu-- ir-- hah hah hah... 
 
***********
 
 tüm tanıdıklarımız içeride neredeyse.. maşallah
şen şakrak konuşuluyor.. kahveler içiliyor.. 
 
tokalaştık, bizi bekliyorlarmış.. 
 
figenin ailesi, yakınları teyzeleri.. amcası.. teyzemler, ela annemler.. 
abimler de gelmişler.. ziyayla zuhal de..
lütfü abilerle ,menekşe yok sadece.. 
 
ergün abim,
fotoğraf çekiyor yine.. 
yasinle figen de,çok şıklar.. saç makyaj süper olmuş.. 
 
onların oturacağı yere,küçük bir masa hazırlamışlar..
üstüne gönderdiğim,çiçeği koymuşlar kamufle olsun istemiştim de.. diğer çiçekler koridorda duruyordu... 
 
firuze hanım ve halanın elini öperken.. samimiyetle kulağıma söyledikleri, çok duygulandırdı..
  firuze hanımın,"sağol,gelinimm"demesi bitirdi beni..
tuna da yanımda duruyor.. halimi anlayıp fısıldadı.. 
 
tu--- irem tut, bırakma..
ir--- (gülümsedim) demesi kolay.. 
 
yasinle figen arkamızdalarmış.. 
ya-- ertunaa.. ne oldu..
tu--(dönüp gülümseyerek ,tokalaştı ikisiyle de.. ) yok birşey.. tebrik ederim.. 
 
ben de figeni öpüp.. yasinle tokalaştım... 
fig-- irem.. 
tu-- figen,ne oldu deme sakın.. irem ,duygulandı ağlamak üzere.. 
 
eren abiyle, tuğrul abiyle de sarıldık.. 
er--- e seni özlemiştirr...  kız ,açık açık söyledi.. 
 
tu--er--tuğ-- ir-- ya--fig-- hah hah hah.. 
 
zuhal kapıyı açtı ,o sırada.. gülderen hanım,tayyörünü
giymiş.. başında uzun sarı bir peruk.. elinde cübbesi ve kocaman defteriyle.. içeri girdi.. 
 
gü-- merhaba.. 
zu-- merhaba.. buyrun.. 
ir-- tuna gülderen hanım geldi.. 
 
gittik yanına ,abimler ben yasin ve figen.. 
hoşgeldiniz dedik.. tuna defteri aldı.. 
 
ya--- oturma odasına alalım sizi.. 
gü--- (gülerek) peki... 

Hiç yorum yok: