Translate

7 Mart 2012 Çarşamba

824.bölüm..

 zuhale bakarak..ziya bir başladı şarkıya.. hepimiz,duygulandık.. mest olduk..


volkan konak - nefesin nefesime |

 

bitirince de,coşkuyla alkışladık... 
zu--- sağol hayatım.. (  uzanıp ..öptü,yanağını ) 
 
ziya ,diğer yanağını da çevirip..
zi--- boynum tutulacak ,zuhall.. 
zu-- ir-- tu-- ya--- hah hah hah.. 
 
zuhal "fırsatçıı" diyerek öptü.. artık.. 
 
tu--- ben elimi yıkayım.. 
ir--- bende geliyorum dur.. ayaklarım uyuşmuş.. 
 
yasin de ayağa kalktı.. 
 
zi--- (gülerek) abii.. lavobo sağda.. ama fazıl abi yok.. arama yani.. 
sandalla açıl,ileride bekle dedim.... 
 
tu--- hah hah hah.. 
ya--- niye ki.. 
ir---  ziya, yine hesabı ödemiş anlaşılan... 
ya--- ziya çağır adamı.. ben ödeyeceğim.. sen evleneceksin,oğlum.. 
tu--- hep böyle yapıyorsun,ziya... olmuyor ama.. 
 
zi--- boşveriinn.. bunları konuşmayalım.. 
 
üçümüz dışarıya çıktık.. onlar içeride kaldılar... 
 
karı koca yoklardı.. etrafta.. 
neyse.. 
on dakika sonra..tunayla beraber ,içeriye girdiğimizde.. yasinle oturuyorlardı..
kahvelerimiz de gelmiş... 
oturduk bizde.. 
 
ir--- dışarısı soğumuş.. valla.. iyi ki,içeride oturmuşuz.. üşüdüm.. 
tu--- odun atayım mı, böyle mi geldin sen.. 
ir--- hava harikaydı.. yürüdüm.. burası iyi.. kalkarız şimdi.. atma.. 
 
tuna cekedini çıkarıp,omuzuma koyunca.. itiraz etmedim artık.. 
 
ziya da sigara verdi.. içiyoruz.. 
 
zi--- malları iade etme imkanın ,var mı yasin.. 
ya--- Ankaradan gelenleri edeceğim.. konuştum.. 
 Antep ve İnegölden aldığım aksesuar tarzı
parçaları satmam lazım.. 
 
zi--- onlar çok mu.. 
ya--- eh işte.. herbir renkten.. 10 takım olduğunu düşünsek.. var epeyce.. 
zi--- yarın öğlen, gelip bir bakayım.. ben ,toptan satarım onları.. 
 
ya--- (güldü) sen ilaçtan başka şeyler de mi,satıyorsun.. 
zi--- ( gülerek)  ne bulursam satarım.. dermişiimm... 
 
tu--- bende geleyim.. ziyanın satmasına, gerek kalmaz..belki.. yurda alabilirim.. 
ya--- cemil beyin.. çalıştırdığı yurt mu.. oranın eşyası var ya.. 
 
zi--- cemil bey mi.. baba desene.. 
ya---- ( içini çekip.. ) o kelime, bana yabancı.. ziya..hiç kullanmadığım için de,söyleyemiyorum.. 
 
zi--- kır zincirleri,yasin.. fırsatın var artık.. söyle.. doya doya.. 
ya--- ...................... 
 
tu--- aman be yasin.. ne hüzünleniyorsun.. 
benim babam ,vardı da.. ne oldu.. ününü sende  biliyorsun.. nasılsa.. 
baba denilmeyi hak etmedikten,çocuğunun başını okşayıp.. bağrına basmadıktan sonra.. olsa da ,pek fark etmiyor.. yani..
 
ir--- ziya ,annenler Ankarada ..nerede oturuyor demiştin.. 
 
ya-- zi-- zu-- tu-- ir-- hah hah hah.. 
 
zi--- tam zamanında daldın,irem..tebrik ederim..
 hadi gidelim.. 
 
kalktık,ayağa...  tunaya cekedini verdim.. 
 
kulübeden çıkıp.. fazlı amcaya karısına.. teşekkür ettik.. arabalara doğru yürürken,hepimiz
farklı düşünceler içindeydik..
 
aslında..yasinin dediğini duyunca..mahvoldum..  birde ,tuna teselli edince..bitip,tükendim resmen... 
 
arabaların yanına gelince.. 
zuhali öptüm.. 
 
ir--- konuşmamız yarım kaldı.. uğra bir ara.. 
zu--- hah hah hah...  by.
ir--- (fısıldadım..) zuhal.. siz 
zu--- (kısık sesle) biz değil, ben neşe ablaya.. gidiyorum.. uzatma.. hadi hadi


Hiç yorum yok: