Translate

6 Mart 2012 Salı

808.bölüm..


bismillah diyerek.. çıktım iki basamağı.. halatlardan da,sıkı sıkıya tuttum.. 
bir adım atmıştım ki,aşağıya bakınca.. başım fırıl fırıl döndü.. 
 
ir--- tunaa.. ben yapamayacağım.. 
tu-- dur, ben öne geçip.. elini tutayım.. 
indim gerisin geriye... 
 
kevinla.. maruf da.. güverteye çıktılar , ışıkların altında..parlıyorlar resmen... 
ma--- tunaa.. hadii.. 
tu--- tamam.. geliyoruz.. 
 
önce o çıktı.. sonrada ben.. 
 
tuna "bana bak.. elime odaklan..  başka şeyler düşün" diye diye.. 
ağır adımlarla.. beş metrelik saldan..geçtik ,karşı yata.. 
can yeleğimi çıkardım...
 
kevinla tokalaştık.. "hoşgeldiniz ,davetimi kabul ettiğiniz için.. çok memnun oldum "dedi..
hoşbulduk dedik..
 
 kalbim, güm güm atıyor.. dilim damağım kurumuş... zaten.. 
maruf da.. beğeniyle bakıyor..iltifat edecek ya (.......... ),elimi dudaklarına götürüp.. minicik öptü.. 
 
ma--- irem ,muhteşemsin..  
 sabah,öğlen.. akşam .. her seferinde ,değişik .. bambaşka ,bir irem görüyorum.. 
 
ir--- sağol, maruf.. çok naziksin,tunanın yanında..farklı zamanlarda.. gördüğün, aynı kişi.... 
ama biz senin yanında,kimi göreceğimizi bilemiyoruz..sürprizlerle dolusun.. 
 
ma-- tu-- ke-- hah hah hah..
 
kevin buyurun dedi, beraber içeri girerken... sal da.. çekildi.. ve hareket ettik.. 
 
iyi ki ,birkaç kişiymiş dedim.. ışıltılı salondaki, kalabalığı görünce..  
 
 "u" şeklinde  kurulan masada.. gayet şık beyler ve hanımlar oturuyorlar..yemek servisi daha
başlamamış..  
şeyhlerinin tanıştırdığı, kişilere de
ilgi büyük tabi..  tokalaştık hepsiyle..
 ticaretle ilgili ,kaymak tabaka orada..
bürokratlar da.. 
o kaymaktan yiyorlar, anladığım kadarıyla.. 
zübeyde ile gelmiş ..maruf da.. öpüştük,onunla.. canlı ,yeşil bir elbise giymiş..saçlar,makyaj süper.. 
o da.. bana.. bakıp..samimiyetle " iremm.. ne kadar güzelsin " dedi.. teşekkür ettim .. 
 
kevinın da.. çok hoş ,ingiliz bir kız arkadaşı var..  adı liz..
liz,tuna.. zübeyde..kevin,ben ve maruf  düzeniyle ..masanın kısa kenarına yerimiz ayrılmış.. 
mecburen ,oturduk tabi.. 
tunada hoşnut değil ,bende ama.. yapacak birşey yok.. diğerleri de.. öyle oturuyor.. 
maruf kadehi kaldırınca.. herkes kaldırdı.. yemek de.. başlamış oldu.. 
herkes birbiriyle konuşuyor.. 
 
servisler yapılırken.. 
ke--- mrs irem,ne kadar..akıcı konuşuyorsunuz.. çok genç ,olmanıza rağmen.. holding
yönetmeniz de..çok etkileyici.. uzun yıllar.. iş ortaklığımız sürsün,isterim.. 
 
ir--- iltifatınıza ,teşekkür ederim.. bizim de, arzumuz o yönde.. 
 
birkaç lokma aldım.. midem kazındı.. içki de olunca.. dağılmayım bari.. 
 
ma--- irem.. sol başta oturan, benim kardeşim said.. daha önce görmüştün ama hatırlamayabilirsin.. 
Adanaya yatırım yapmak istiyor.. 
ir--- hımm.. ne konuda.. 
 
ma--- emlak, değerli taş ..ticareti.. oradan herhangi bir şeyi,alıp.. burada satmak gibi..
 planları var.. 
ir---( gülümsedim.. )pazarlık yapmasını ,biliyor mu.. yolarız biz onu.. 
ma--- hah hah hah.. inanmıyorum sana.. 
 
herkesin bakışları ,bize çevrildi..
 
tuna da bakıyor.. (Türkçe olarak.. )
tu--- ne dedin, yine.. 
ir--- yolunacak kaz ,varmışta.. yolarız ,dedim.. 
tu--- içine düşecek, ikisi de.. rahatsızım,haberin olsun.. 
ir--- (gülümsedim..) rahatlaa,savunma tekniğim var bildiğin gibi.. .yanındakini..gözüm tutmadı pek.. 
söylede ellerini kaldırsın..
 
tuna gülmemek için ,dudaklarını ısırıyor.. 
 
servisler değişiyor sık sık.. kevin, maruf ve zübeydeyle konuşuyoruz.. kardeşi de, geldi bir ara.. 
o da çok yakışıklı.. marufun kopyası sanki... Adanaya gelince,bekleriz dedim artık.. 
hiç şüpheniz olmasın dedi... ben evleri buna satarım..dedim içimden.. 
 
masada şen kahkahalar atılıyor.. liz de,tunayla konuşuyor.. ama gözüm üstünde.. 
 herkese tek tek baktım.. 
konuşmalar,iş bağlamaya yönelik.. para kazanma ,amaçlı yani.. 
 
tabi almanca ve arapça konuşmaları anlamıyorum..
meyveler geldiğinde.. saat onbire
yaklaşıyordu.. 
 
marufa devamlı notlar,kartvizitler geliyor... bazısını buruşturuyor, bazısını cebine koyuyor.. 
keman çalan bayan,konserini bitirince alkışladık..  
 
saz ekibi geldi.. tam karşımıza.. sıralandılar.. 
darbuka,def.. 
kanun,  cümbüş .. ud.. bağlamaya benzeyen ,bir çalgı var birde... 
alkışladık onları da.. öyle güzel çalıyorlar ki.. ritm de,kıvrak.. fıkır fıkır.. 
 
maruf cebine koyduğu, kartvizitleri bana uzatıp.. 
ma--- irem.. seninle,direk vada bağlantılı ..iş yapma potansiyeli olan.. ciddi adamların ,
kartları bunlar...diğerleri ,beni geçemediler.. 
 
gülümseyerek aldım.. 
ir--- teşekkür ederim.. 
ma---rica ederim.. bak da..fikrin olsun.. biraz sonra.. masadan,kalktığımızda.. 
konuşmaya gelirler.. 
ir--- tamam.. 
inceledim çabucak..çantama koydum.. 
 
dansöz geleceği aşikar.. tuna niye baksın,canım.. ben ,neyine yetmiyorum.. 
 
 başımı çevirdiğimde, göz göze geldik..   
ir--- lavoboya gidelim .. 
tu--- tamam.. 
yanıma gelip, koltuğumu çekti... "izninizle "diyip... ilerledik.. masanın yanından.. 
 
tu--- irem.. lavobo burada.. nereye gidiyorsun.. 
ir--- dışarı.. 
 
çıktık güverteye.. dubaiden çok uzaklaşmışız.. ışıklar ,ince bir çizgi gibi görülüyor.. 
ellerimi kenar korkuluğuna, koyup.. köpük köpük, dalgalara baktım.. 
 
tu--- rüzgar var.. kuytuya gel.. üşüyeceksin.. 
ir--- iyiyim.. biraz hava alayım da.. gireriz.. 
 
elini belime koyup.. eğildi yüzüme doğru...
tu--- ne oldu.. sıkıldın mı.. birisi ,bir şey mi dedi yoksa.. 
 
döndüm gülerek.. 
ir--- yok canım.. kim,ne diyebilir.. dansöz gelecek,mutlaka... seni uzaklaştırayım dedim... 
tu--- nee.. hah hah hah... 
cekedini çıkarıp, omuzuma koydu.. 
 
tu--- gel,şuraya.. oturalım.. 
 

Hiç yorum yok: