Translate

6 Mart 2012 Salı

800.bölüm..


zübeydeye çiçeği verip..
 o ve diğer eşleriyle tokalaşıp öpüştüm.. anne ve babası.. yoklarmış.. diğer aile efradıyla
akşam yemeğinde ,bir arada olunuyormuş. .. koca saray.. herkesin sıcakta ne işi var.. 
odalarındalardır..  
 
daha erken ya.. maruf bizim için gelmiş.. 
bahçedeki kameriyenin altında, dört kişilik masa hazırlanmış..
 
oraya doğru giderken.. .. diğer eşler.. izin istediler.. çocuklarla ilgileneceğiz
dediler.. bende "tabi" dedim.. 
dördümüz oturduk... beyaz perdelerin uçuştuğu kameriyenin altına... bembeyaz masa örtüsü..
beyaz takımlar.. filcanlar falan..
ortada.. nefis bir çiçek dizaynı..şık ve etkileyici... 
hizmetlilerle konuşuyordu, zübeyde.. bizim çiçek içeriye gitti..
 
tuna yanımda ya.. çaktırmadan.. 
marufla ..ingilizce konuşmaların ,arasında. ifadesiz bir yüzle ,Türkçe mırıldanıyoruz.. 
kevindan bahsediyorlar.. 
 
ir--- seni öpmek istiyorum .. 
tu-- bende ama 
ir--- sarayın içine ,girsek 
tu--- başkaa.. 
ir--- oda lazım,teşekkür edeceğim de..
tu--- şaşıracağım ,sus.. 
ir--- .(........) , halden anlar canım..
tu--- yeterr.. 
 
ir--- birşey sorabilir miyim...maruf.
ma--- tabi irem.. 
 
tunanın şaşkın hali ,görülmeye değerdi.. oda isteyeceğimi ,sandı herhalde.. 
 
ir--- çocuklara gelmeyin mi ,dediniz.. hiç birisi yaklaşmadı..yanıma.. 
ma--- yok da.. "ben çağırırım .. biraz nefes alsınlar "..demiştim.. 
ir---  lütfen çağır,maruf...  
 
filmin müziği duyulunca... döndüm.. arkamı..
çizgi film başlamak üzere.. düzenek kurulmuş..
... tüm koltuklarda bir kafa görülüyor.. sıra sıra dizilmişler.. eşleri de oturuyorlar.. 
 
ir--- vazgeçtim..keyiflerini bozmayalım... 
zü--- şunlara bak.. hiç kıpırdamıyorlar.. 
 
ir--- ilk kez seyrediyorlarsa.. normal.. 
zü--- ilk değil de.. bu kadar büyük ve bahçede olunca..ilgilerini çekti..  
senin aklına nereden geldi.. irem.. 
 
çaylarımızı içerken  zübeyde de, pasta servisi yapıyor.. 
 
ir--- onlarla birşeyleri paylaşmayı .. değişik bir ortamda..yaşıtları gibi.. 
davranmalarını istemiştim..
ma--- düşünce,istek çok güzel de.. malesef.. pek mümkün olamıyor.. 
 
ma--- irem, annenin yaptığı kek , ..ne kadar.. güzeldi..hala tadını unutamıyorum.. 
ir---( güldüm.. ) afiyet olsun..  seninde değişik olunca ,ilgini çekmiş demek ki.. 
ma--- herhalde.. 
 
tu--- Adanaya gelmeden ,haber ver de.. sana, özel kek yedirelim..
ma---  annesi mi yapacak.. yoksa..
tu--- yoo.. biz yapacağız..  
ma--- biz?
 
tu--- iremle, ben.. 
ma--- (gülerek) seni ,mutfakta ..hayal dahi edemiyorum.. 
tu--- bizde seni edemiyorduk.. patates kızarttığını unuttun mu.. 
 
ma-- zü-- ir-- tu-- hah hah hah.
 
çaylar geliyor devamlı.. pastaları yiyoruz.. konuşarak.. 
maruf zübeydeye bakarak... arapça birşeyler söylüyor.. 
ikisinin yüz ifadesine bakarak... tunaya çeviri yapıyorum.. 
 
ir--- bak bak.. diyor ki.. " hayatım.. nasılsın." o da, edalı edalı.. " iyiyim beyyy " diyor... 
tu--- hah hah hah.. 
 
ir--- gülme ağam.. huylandırma.. "patates dedi, canım çekti .. mutfakta kızartsam ,rezil olurmuyuz"
diyor.. o da.. " benim canımda, birşey çekiyor  ama.. yaparsak ,kesin rezil oluruz" 
 
tuna ya,bakmasana.. teşbihte hata olmazmış.. 
dört hanımla ,uğraşıyor.. zavallım.. gözüde hala çöplükte.. 
ayy.. bir daha ki gelişinde ,halanın macununu buna verelim sevaptır... 
 
tu---ir--- hah hah hah... 
 
ir--- ay beni anlasa.. ne hoş olurdu ha.. 
tu--- yaa,iyi ki anlamıyor.. 
ir--- bak şimdi de .. 
m" neyse..yemeğe götüreceğimize.. masraf olmaması, açısından.. 
sen bir çorba yap.. bende kızartma yaparım"
z" zy. fasulyeyle, dünden kalan.. etli dolma var.. yeter.. bakkaldan ekmek al ama "
 
tu--- (gülerek)sen dublaj da, yaparsın yakında... 
ir--- aaa,iyi fikir..özgün çevirilerimle...  yaparım valla.. 
 
ma--- pardon ,sözünüzü kesiyorum ama..  yemek için.. şık bir yeri mi  ,yoksa
beraber yapacağımız bir yemeği mi... tercih edersiniz... 
patetes kızartması diyince.. aklıma geldi..
 
tunayla ben,nasıl gülüyoruz.. onlarda şaşırdılar... 
 
ma--- ne oldu .. 
tu--- az önce..iremde ,buna benzer birşey söylemişti de... sende teklif edince.. ona güldük maruf..
beraber yapalım,  hiç sorun değil.. 
 
ma--- tamam öyleyse.. zübeyde sen gerekenleri ,söyle de.. hazırlasınlar... 
film arasında,irem de .. çocuklarla hasret giderir...sonra.. gideriz.. dördümüz..
zü--- izninizle.. 
 
diyip.. kalktı zübeyde.. 
 
ir--- nereye gideceğiz, maruf.. 
 
ma--- gidebileceğimiz birçok yer var da.. 
sadece..minik evimizde ,özgürce..mutfağa girebiliyorum ..
 
ir---( mırıldandım..) vah garibim.. 
tu--- maharetlerini görmek için ,sabırsızlanıyoruz..
ma--- hah hah hah.. 
 
tu--- maruf ,içki yasağın kalktı mı.. 
ma--- evet de.. hiç içmedim..  yani ortam olmadı.. 
 
tu--- bu gece içelim öyleyse.. bende epeycedir.. içmedim.. dimi,irem.. 
ir--- hımm.. 10 gün olmuştur.. 
(Türkçe mırıldandım.. size meze yaparım bende..,( .......... ) parmaklarını yesin)
 
ir--- mutfağa gitmemde ,bir sakınca var mı maruf... 
ma--- yok da.. ne istiyorsan söyle.. getirsinler... 
 
tu--- irem,meze hazırlamak için.. malzemelere bakacakmış ..
ma--- öyle mii.. tabi buyur.. tuna gel, bizde gidelim... 
 
 mırıldanarak.. "yaşasın yaşasın "diyorum..tuna gülüyor.. 
saraya girdik,üçümüz.. 
mutfağa doğru gidiyoruz... 
 
 
 


Hiç yorum yok: